Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2244
Karar No: 2021/1618
Karar Tarihi: 17.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2244 Esas 2021/1618 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2244
KARAR NO: 2021/1618
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2019
DOSYA NUMARASI: 2015/958 Esas - 2019/376 Karar
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 24/05/2013 tarihinde İstanbul'dan Ankara'ya gitmek üzere ... otobüs firmasının gece hareket eden otobüsüne bindiğini, otobüsün Sakarya Hendek'te bulunan ...da yer alan ... dinlenme tesislerinde mola verdiğini, müvekkilinin mola vermek üzere otobüsten indiğini, mola sırasında otobüsün temizliğinin yapıldığını, etrafında su birikintilerinin oluştuğunu ve yolcuların otobüslere binişinin zor olduğunu, müvekkilinin otobüse binmek üzere otobüsün yanına geldiğinde otobüse binerken kaygan zemin nedeni ile ayağının kayarak düştüğünü ve sağ omzunun çıktığını, davacının önce Hendek Devlet Hastanesi'ne daha sonra Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldüğünü, çıkan omzunun doktor tarafından yerine oturtturulduğunu, ancak müvekkilinin ağrılarının dinmediğini ve doktorların çalışmamasını, uzun süre kolunu zorlamamasını önererek 19 gün rapor verdiğini, olayın müvekkilinin sosyal ve psikolojik hayatını etkilediğini, davalının almadığı önlemler ve olmayan uyarılar sebebiyle müvekkilinin kalıcı ve yaşam boyu tekrar omuz çıkma tehdidi altında yaşamını sürdürmek zorunda bırakıldığını, ... şirketinin hizmetinde kusurlu olduğunu, sundukları hizmette gerekli önlemi almayarak özensiz davrandıklarını, müvekkilinin yaralanması ile davalıların davranışları arasında illiyet bağı bulunduğunu, müvekkilinin sağlığına kavuşmak için defalarca hastaneye gitmek ve sağlık hizmeti almak zorunda kaldığını, bu durum nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 15.000,00-TL manevi, 1.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin adresi itibariyle dosyanın, davaya bakmaya yetkili olan Bakırköy Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin davacının hizmet aldığı otobüsün maliki veya işleteni olmadığını, bilet satışının da müvekkili tarafından yapılmadığını, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, mola verilen yerin diğer davalı ... A.Ş. işletmesinde olduğunu, mola verilen yerlerde yolcuların güvenliğinin sağlanması ve bu yönde gerekli tedbirlerin alınmasının işletme sahibine ait olduğunu, davacının kazaya kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, dava tarihi itibariyle yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; manevi tazminat taleplerinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulamayacağını, davanın hukuki menfaat yokluğu ve husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının yolcuğu sırasında riskleri teminat altına alan zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırılıp yaptırılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının olayın müvekkili şirkete ait tesiste meydana geldiği iddiasını ve zararını kanıtlayamadığını, düşme olayı ve zarar arasındaki illiyet bağını ispata yarayan herhangi bir belge sunulamadığını, davacının otobüse binerken gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, olayın oluşumunda davacının kusurlu olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ve zenginleşme amacı taşıdığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/04/2019 tarih ve 2015/958 Esas - 2019/376 Karar sayılı kararı ile; "...Dava konusu kazanın meydana gelişinde davalılardan ... A.Ş.’nin %50 oranında ve diğer davalı ... A.Ş ...’in da %50 oranında eşit derecece kusurlu oldukları, Davacı yolcu ...’in kendi yaralanmasında %20 oranında müterafık kusurlu olduğu, ....Davacının seyahat için davalılardan ... A.Ş.’nin biletli yolcusu olduğu ve taşıyan şirketinin seyahate başlayıp seyahat sonlanana kadar yolcusunu güvenli bir şekilde taşımak sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk taşıma sırasında mola yerlerinde de mola verilen mahalin güvenliği sırasında da dinlenme yerinin işleteni ile birlikte devam eder. Dolayısıyla dinlenme yerinde meydana gelen zarardan gerek otobüs firması gerekse dinlenme yerinin işleteninin birlikte sorumluluğu söz konusu olacaktır. ... Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun raporuna göre ise davacının meydana gelen kazadan dolayı sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 10 gün olduğu tespit edilmiştir. Davacının olay tarihine ait 2013 yılı Nisan ayı maaş bordrosuna göre aylık brüt ücretinin 3.207,70-TL, net ücretinin 2.376,77-TL olduğu; davacının 10 günlük geçici iş göremezlik dönemi zararının 792.26-TL olduğu, Davacının 10 günlük geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararı, 792,26-TL x %100 maluliyet: 792,26-TL, Kusur oranları uygulandığında davalı ... A.Ş’ye isabet eden bedel: 396,13-TL, Davalı ... A.Ş.’ye isabet eden bedel: 396,13-TL, Müterafık Kusur halinde ise; 396,13-TL: 100 x20 = 316,90-TL olmak üzere her iki davalıya isabet eden miktar belirlenmiştir. Maddi Tazminat talebi bakımından, davacı 1.000,00-TL maddi tazminat talebinde bulunmuş ve davalılardan ayrı ayrı 316,90-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline dair karar vermek gerekmiştir. Bu halde maddi tazminat yönünden davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmek gerekmiştir. Manevi Tazminat bakımından ise; bu tazminat türünün zenginleşme aracı olmadığı, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlandığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminatın belirlenmesi gerektiği, MK.nun 4. Maddesi gereğince mahkememizce tarafların sosyo ekonomik durumları,olayın meydana geliş şekli, kusur durumu da dikkate alınarak olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 7.000,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple Manevi Tazminat talebi 15.000,00-TL olmakla fazlaya dair manevi tazminat talebinin de reddine dair karar vermek gerekmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-)Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; Maddi tazminat yönünden; ... A.Ş.den 316,90-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte TAHSİLİNE, ... A.Ş.'den 316,90 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte TAHSİLİNE, Manevi tazminat yönünden; 7.000,00-TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen TAHSİLİNE, FAZLAYA İLİŞKİN TALEPLERİN REDDİNE, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı .... A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ... A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı ...'in 24.05.2013 tarihinde diğer davalı ... A.Ş“ye ait otobüs ile yaptığı seyahat sırasında Sakarya Hendek'te bulunan müvekkili şirkete ait ...'da yer alan ... dinlenme tesisinde mola verildiği sırada bahse konu otobüsün deterjanlı su ile temizlendiğini, temizlik neticesinde etrafta su birikintileri oluştuğunu ve bu ıslak zemin nedeni ile davacının otobüse binerken düşerek omuzu çıktığından müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, Davacı tarafça fazlaya ilişkin hakları saklı tutmak kaydıyla manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, manevi tazminat taleplerinde fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulamayacağını, kısmi dava olarak ikame edilen bu davanın HMK 115 maddesi gereği hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili şirketin kusur oranına ilişkin değerlendirmelerin somut gerekçelere dayandırılamadığını, ilk derece mahkemesi tarafından hatalı bilirkişi raporları esas alınarak kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda sorumluluğun, davalı ...'da olduğunu belirlediğini, buna rağmen somut bir sebep belirtmeden müvekkiline hatalı olarak kusur atfettiğini, davalı şirketin işlettiği dinlenme tesislerinde otobüslerin temizliğinin saf su ile yapıldığını, davacının iddia ettiği şekilde kazaya sebebiyet verecek türde herhangi bir malzeme kullanılmadığını, TBK 50 maddesi uyarınca davacının bu iddiasını somut delillere dayandıramadığını ve ispatlayamadığını, Mahkemenin gerekçelerinin hukuki bir altyapıya sahip olmadığını, somut delillere de dayandırılamadığını, müvekkili şirketi bu şekilde sorumluluk altına sokabilecek herhangi bir hukuki gerekçe bulunmadığını, talep edilen ve mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş ve hukuka aykırı olduğunu, somut olayda, davacı tarafın iddia ettiği şekilde zararı ortaya çıkaran fiilin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmediğini, bu nedenle kusur olmaksızın müvekkili şirketin manevi tazminat ödemekle yükümlü olmasının kabul edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermediğini ve kendi kusuruyla zararın ortaya çıkmasına sebebiyet verdiğini, alınan raporlarda davacının, düşmeye bağlı iş gücü kaybının, maluliyetine neden olabilecek düzeyde olmadığının tespit edildiğini belirterek, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, yurt içi yolcu taşıma sözleşmesi ve adam çalıştıranın sorumluluğundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı ... A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Maddi Tazminata İlişkin İstinaf Başvurusu Yönünden; 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK'nın 341/2madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK'nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00-TL olmuştur. İstinafa konu edilen davada, davalı aleyhine hükmedilen maddi tazminat dava değeri 316,90 TL'dir. Bu hali ile, istinafa konu miktar 316,90 TL olup, ilk derece mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı ... A.Ş. Vekilinin maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nın 352 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Manevi Tazminata İlişkin İstinaf Başvurusu Yönünden; Davacının şehirlerarası yolculuk yaptığı otobüsün, davalının işlettiği dinlenme tesisinde mola verdiği, mola sırasında otobüsün dinletme tesisi işleteni olan davalı çalışanlarınca yıkanması neticesinde oluşan su birikintisi ve kaygan zemin nedeniyle davacının otobüse bindiği sırada düşerek omuzunun çıktığı, olay yerinde uyarıcı levha ve işaret bulunduğunun iddia ve ispat edilmediği nazara alındığında, istinafa başvuran davalı kazanın meydana gelmesi ve neticelerinden sorumlu olup, bilirkişi raporunda belirlenen %50 kusur oranının dosya kapsamına uygun olduğu; kazanın meydana geliş şekli, davacının yaralanmasının niteliği, sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı yerinde olup, manevi tazminat talebinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulamaz ise de, davacı tarafça talep artırılmadığı gibi mahkemece de talep dahilinde karar verildiği, dolayısıyla davalı ... A.Ş. vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı ... A.Ş. vekilinin maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nın 352 maddesi gereğince usulden reddine, manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunun ise, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı ... A.Ş. (...)'nin manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı ... A.Ş. (...)'nin maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun HMK'nın 352. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davalı ... A.Ş. ( ... )'den alınması gereken 499,9 TL harçtan, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 220,00 TL (130,40.TL+89,6,TL) harcın mahsubu ile bakiye 279,9 TL harcın istinaf eden davalı ... A.Ş. (...)'den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/11/2021 tarihinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi