Esas No: 2019/2413
Karar No: 2021/1641
Karar Tarihi: 17.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2413 Esas 2021/1641 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2413 Esas
KARAR NO: 2021/1641 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2019
NUMARASI: 2018/1101 Esas 2019/787 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının, müvekkiline ... Bankası A.Ş. Topçular/Eyüp Şubesi ne ait ... nolu 100.000 TL bedelli çeki verdiğini, çek kaybolduğu için İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/682 esas sayılı dosyası ile çekin zayi nedeniyle iptali davası açıldığını, yapılan ilandan sonra çekin ortaya çıkmadığını ve bankaya da ibraz edilmediğini, mahkeme tarafından 08.06.2017 tarihinde çekin iptaline karar verildiğini, iptal edilen çeke ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, çekin tahsili amacıyla Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını ve davalının ödeme emrine ve borca itiraz ettiğini, çekin rıza hilafına elden çıktığı, çek iptali davası açıldığı keşideci tarafından borçluya bildirildiğini ve ardından çekin iptal edildiği bildirilmesine rağmen çekin bedelini ödemediğini, mahkeme kararı ile de çekin hamili olduğu kanıtlanan müvekkilinin defalarca alacağını istemesine rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkilinin alacağının devam ettiğini, haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu çeki ödemelerini gerektirecek, müvekkili ile davacı arasında hiçbir ticari ilişkinin olmadığını, davacı tarafın iş bu çekin davalı tarafından kendisine keşide edilmesine ilişkin hangi mal ya da hizmeti verdiğini yani temel alacak ilişkisini ispat etmek zorunda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/09/2019 ve 2018/1101 Esas - 2019/787 Karar sayılı kararında; "....Sonuç olarak mahkemeden alınan iptal kararı yalnızca hak sahipliğinin teşhisine olanak verip yasa uyarınca hasımsız alınması gereken iptal kararı ilgilinin borçluluğunu saptamaz ve kesin hüküm teşkil etmez. İlgilinin borçlu olduğunu ispat yükü davacıda olup, davacı verilen kesin süre içerisinde ispat yükünün kendisinde olmadığından bahisle bilirkişi giderini yatırmamış olup, davasını ispatlayamadığından ispatlanamayan davanın reddine, davacının takibinde kötü niyetli olduğu hususu davalı tarafça ispatlanamadığından davalının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...."gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, Huzurdaki itirazın iptali davasına konu çek hakkında ‘çek iptal kararı’ alındığını, çek iptali kararı çekin varlığını kanıtlamakta olduğu ve bu karar ‘çek iptal kararını alan kişiye ifada bulunmak suretiyle borçtan kurtulabilmeyi sağlamakta olduğunu, yani çekin var, geçerli olduğunu, ancak zayi olduğu için iptal edildiğini, hak olduğunu, ancak iptal kararı çekin kötü niyetli kişilerin eline geçmesi durumunda gerçek hak sahipliğini kötü niyetle başkasının kullanmasını engellediğini, Mahkemenin de bu hususu gerekçeli kararında da kabul ettiğini, hal böyle iken davaya konu çekle ilgili verilmiş çek iptal kararının böyle bir fonksiyonu varken ‘ yani borç söndürücü bir etkisi ‘ peşinen ve kanunen ‘ kabul edilmişken, neden çekin mesnedi arandığının hukuken izah imkanı olmadığını, Davada davalının çeki reddetmediğini, çekin ödendiğini söylemediğini, çeke itiraz etmediğini yahut çekin cari ilişki sonucunda karşılıksız kaldığını söylemediğini, çekin müvekkilinin namına yazılıp müvekkiline teslim edildiğini ancak iş bu çek müvekkilinin rızası hilafında elden çıktığını, keşidecinin çekin ödenmemesi için bankaya bir talimat da vermediğini, Hal böyle olunca, çekin ait olduğu yılın/yılların tartışılması ‘her iki tarafın da varlığını kabul ettiği ‘ çekte hukuken gerekmediğini, zira bir tacir olarak TTK hükümlerine göre basiretli olması gereken bir ticari şirket, ödenmediğini söylemediği, imzasını inkar etmediği yahut cari ilişki sonucu karşılığının kalmadığını beyan etmediğine göre ‘kendince ve gerekçesiz’ olarak çeki reddedemeyeceğini, TTK uyarınca bunun mümkün olmadığını, çünkü çekin sebepten mücerret olduğunu, çekin zayi olması halinde alınan çek iptal kararı hamile, çek elinde iken sebep olduğu tüm imkanları tanıyacağını, Yargıtay HGK’nun 2013/70 E. ve 2013/1645K. sayılı kararı gereği çeki sebebe bağlayan o çekin sebebini de kanıtlama yükümü altında olduğunu, Davalı davaya cevap dilekçesinde, çekin ticari ilişki sonucu alınmadığını, bunun kanıtı anlamında kendi ticari kayıtlarının incelenmesini, mal veya hizmet alışverişi olmadığını ifade ettiğini, davalının, bu ifadeleriyle aslında sebepten mücerret çekin sebepsizliğini tekrar mı belirtmek istediğinin anlaşılamadığını, belki de çeki sebebe bağlamak niyetinde olduğunu, davalının niyetinin anlaşılamadığını, eğer çeki sebebe bağlamak istiyorsa, ispat yükümlülüğü de kendisine ait olduğunu, davalının ticari defterlerinde davaya konu çekin yazılı olup olmaması alacağın varlığını ya da yokluğunu etkileyecek bir durum olmadığını, müvekkilinin yetkili hamil olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında cari ilişki olup olmamasının hukuken tartışılmasının gerekmediğini, İlk derece mahkemesince delillerin ve ispat yükünün yanlış ve hukuka aykırı değerlendirildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, İstanbul 6. Asliye Ticaret mahkemesinin 08/06/2017 tarih ve 2016/682 Esas, 2017/468 Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilen çeke dayalı olarak başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstanbul 6. Asliye Ticaret mahkemesinin 08/06/2017 tarih ve 2016/682 Esas, 2017/468 Karar sayılı kararı incelendiğinde; Davacı ... vekili tarafından 20/06/2016 tarihinde, müvekkili ile ticari ilişki karşılığında keşideci ... Ltd. Şti. Tarafından ... Bankası A.Ş. Topçular/Eyüp Şubesi ne ait ... nolu 100.000 TL bedelli ve ''tarihsiz'' olarak keşide edilip teminat maksadı ile müvekkiline verilen çekin kaybolduğu iddiasıyla çek iptali davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 08/06/2017 tarih ve 2016/682 Esas, 2017/468 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, keşide ... Ltd. Şti. Tarafından ... Bankası A.Ş. Topçular/Eyüp Şubesi, ... çek nolu 100.000 TL bedelli ve ''tarihsiz'' çekin zayi nedeniyle iptaline karar verildiği ve kararın 03/10/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyası ile çek iptali davasına konu çekin tahsili için ilamsız takip yapıldığı ve icra takibine itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı, İstanbul 6. Asliye Ticaret mahkemesinin 2016/682 Esas, 2017/468 Karar sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesi ile, müvekkili ile ticari ilişki karşılığında keşideci ... Ltd. Şti. Tarafından ... Bankası A.Ş. Topçular/Eyüp Şubesi ne ait ... nolu 100.000 TL bedelli ve ''tarihsiz'' olarak keşide edilen çekin teminat maksadı ile müvekkiline verildiğini beyan etmiş isede, cevaba cevap dilekçesi ile, çek kambiyo senedi olup sebepten soyut olduğunu, taraflar arasında kambiyo ilişkisi olduğunu beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı ile davalı müvekkili şirket arasında ticari ilişki olmadığını, davacının temel ilişkiyi ve alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. TTK. 780 Maddesinde çekin yasal unsurlarının düzenlendiği, takip dayanağı çekde, TTK. 780/1-e maddesinde düzenlenen keşide tarihinin yazılı olmadığı tesbit edilmekle, anılan belge kambiyo senedi vasfını taşımamaktadır. Bu durumda, dayanak belge, çek niteliğinde olmayıp, adi havale hükmündedir. TMK.nun 6. maddesine göre, Kanunda aksine hüküm yoksa herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. HMK’nın 190. maddesine göre de, İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacı, davalıdan alacaklı olduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Davanın dayanağı olan çek , çek vasfında olmadığı için davacının kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu karinesine dayanamayacağı açıktır. Davacı, mahkemece verilen kesin süre içerisinde ispat yükünün kendisinde olmadığından bahisle bilirkişi giderini yatırmadığı ve bu nedenle mahkemece bilirkişi incelemesinin yaptırılmadığı, davacı delilleri arasında yemin delilinin de olmadığı, davacının tanık listesi vermediği ve tanık dinletmek istediğini de beyan etmediği ve bu yönde istinafınında olmadığı, dosya kapsamı itibariyle davacının alacaklı olduğunu ispat edemediği tesbit edilmekle ; ilk derece mahkemesince verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcının istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90.TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK' nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay' da temyiz yolu açık olmak üzere 17/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.