Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1080
Karar No: 2021/3015
Karar Tarihi: 17.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1080 Esas 2021/3015 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1080
KARAR NO: 2021/3015
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2020
NUMARASI: 2017/440 E - 2020/198 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında ,davalı ...’in sahibi olduğu "..." markası adı altında Urfa’da ... AVM’de cafe/dükkan açılması hususunda muta- bakata varıldığını, Davacı ...'in sahibi olduğu ... Ltd. Şti. için "Franchise bedeli" olarak ; 08/02/2016 tarihinde 10.000,00 TL, 09/03/2016 tarihinde 5.000,00 TL, 22/04/2016 tarihinde 5.000,00 TL, 10/05/2016 tarihinde 5.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL'yi (davalı) şirketin ... Bankası A.Ş.'deki ... İBAN nolu ve ...'taki ... İBAN nolu hesabına gönderdiğini, Davalı ... tarafından "Franchise Giriş Bedeli Avansı" adı altında davacı şirket adına 25/05/2016 tarihinde Seri ..., No: ... 1 adet faturanın düzenlendiğini, Ancak Franchise sözleşmesinin müvekkilinden kaynaklanmayan nedenlerden dolayı imzalanmadığını ve hiç bir sözleşme sunulmadığını, Ortaklardan ...'in ölmesi üzerine ...’nın içi boşaltıldığını, yeni bir şirket kurulduğu ve “...” markasının bu yeni kurulan şirket adına tescili için TPE’ye müracaat ettiklerinin öğrenildiğini, Müvekkili tarafından ödenen franchaise bedelinin iadesi hususundaki girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, Dava konusu Franchise bedelinin ... şirketi için ... tarafından ödenmesi ve davacılar arasında maddi bakımdan zorunlu dava arkadaşlığı sebebiyle davanın her iki davacı adına açıldığını, ayrıca davalılar arasında organik bağ bulunduğunu, dava konusu bedelin ödenmesinden her iki şirketin sorumlu olduğunu beyanla Franchise bedeli olarak yapılan 25.000,00 TL tutarındaki öde- menin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacıların dosyaya sundukları deliller göz önüne alındığında, ...’in dava konusu alacak bakımından hukuken korunan hakkının bulunmadığını, adı geçen davacı tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, Davaya konu ticari ilişkinin taraflarının davalı ... ile davacı ... Ltd. Şti. olduğunu, söz konusu 25.000,00 TL’nin davalı ... tarafın- dan davacı şirket ... Ltd. Şti. adına faturalandırıldığını ve davacı şirket defterlerine bu faturanın kaydedildiğini, ayrıca dekontların açıklama kısmında davacı şirketin adının açıkça yer aldığını, bu duruma göre davacı ...’in şirket adına işlem yaptığını, müvekkili şirketin bu ilişkinin tarafı olmadığını ,ayrıca ... A.Ş.'den ayrı bur tüzel kişiliğinin bulunduğunu, açılan davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, TPE nezdindeki tescil başvurusunun iş bu davanın konusu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ... şirketi'ne usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.
İlk Derece Mahkemesi'nce: "1-Davacı ...'in davasının aktif husumet yokluğundan reddine, 2-a)Davacı ...Ltd.Şti.'nin davalı ... A.Ş.'ye karşı açmış olduğu davasının kabulü ile ; 25.000,00TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya b) Davacı ... Ltd. Şti.'nin, davalı ... A.Ş. hakkında açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine" karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Taraflar arasında ,davalı ...’in sahibi olduğu "..." markası adı altında cafe/ dükkan açılması hususunda mutabakata varılması üzerine davacı ... Ltd. Şti.'nin sahibi olan davacı ... tarafından "Franchise bedeli" olarak toplam 25.000,00 TL' nin (davalı) şirketin hesabına gönderildiğini, davalı ... tarafından Franchise Giriş Bedeli Avansı adı altında davacı şirket adına 25/05/2016 tarihinde Seri ..., No: ... 1 adet faturanın düzenlen- diğini, ancak müvekkilinden kaynaklanmayan nedenlerle Franchise sözleşmesinin imzalanmadığını , ödenen franchaise bedelinin iadesi hususundaki girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, bu nedenle eldeki davanın açıldığını, Mahkemece yapılan yargılama sonunda müvekkili ... yönünden aktif husumet yönünden red kararı verildiğini, sonuçta tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek üzere tek tahsilat talep edildiğini , ayrıca davalılar arasında organik bağ bulunduğundan dava konusu 25.000,00 TL 'nin ödenmesinden her iki davalının sorumlu olduğunu, davalı ... şirketi aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacağın tahsili talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; "Aynen Geri Verme İlkesi"ne göre düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu'nun 82/1 md.ne göre; sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın ola- ğan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür. Bu bilgiler ışığında somut olay ele alındığında; Davacı ... Ltd. Şti. İle davalılardan ... A.Ş. arasında ,davalı ...’in sahibi olduğu "..." markası adı altında cafe/ dükkan açılması hususunda mutabakata varıldığını, davacı ... 'in banka hesabından "Franchise bedeli" olarak davalı ... şirketinin hesabına toplam 25.000,00 TL'nin gönderildiği ancak Franchise sözleşmesinin imzalanmadığı ve hayata geçmediği anlaşılmakla ödenen bedelinin sebepsiz zenginleşme kuralına göre iadesi gerekmektedir. Uyuşmazlık ;sebepsiz zenginleşme alacaklısının kim olduğu yani aktif husumetin kime düştüğü, ayrıca bu alacağın kimden talep edileceği pasif husumet hususunda toplanmaktadır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2015/5252 E., 2016/3050 K. Nolu 02/03/2016 tarihli ilamında: "Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında "hak ilişkisine dayalı bağ" dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir. Mahkeme önünde, maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi de davalıdır. Davacı, dava konusu hakkın sahibi, davalı ise hakka uymakla yükümlü olan ve bu hakkı ihlal ettiği düşüncesi ile kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişidir. Bir davada, davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava dilekçesinde, davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de; hakkın sahibi veya kendisine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmadıkları belirlenir ise, davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir.Husumetten red kararı usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını belirleyen esasa ilişkin bir karardır. Husumetten red kararı, davada taraf olarak gösterilenler arasında kesin hüküm teşkil eder.Uygulamada sıfat yerine genel olarak "husumet", davacı bakımından "aktif husumet ehliyeti", davalı bakımından "pasif husumet ehliyeti" tabirleri kullanılmaktadır. Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bir husustur." denilmektedir. Eldeki davada; Davacı tarafın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak talep ettiği, davaya dayanak yapılan 4 adet banka dekontu ve hesap ekstrelerine göre ödeme yapan kişinin davacı ... olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar ... diğer davacı durumundaki ... Şti'nin % 100 pay sahibi durumundaki tek ortağı ve temsilcisi ise de, ödemeler ...'in (şahsi) hesabından yapılmış olup -mahkeme tespitinin aksine -davacı ...'in iş bu davada aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, ancak ... şirketinin aktif husumetinin bulunmadığı değerlendirilmiştir. Davalı tarafın sorumluluğuna gelince; Dava konusu ödemelerin tamamı ... Şti hesabına yapılmış olup dosya içeriğine göre davalılar ... ve ... şirketi arasında organik bağ bulunduğu yönünde bilgi ve belge bulunmamaktadır. Mahkemece verilen 20/03/2019 tarihli duruşmada, "taraflar arasındaki borc-alacak ilişkisi ile davalılar arasında organik bağ bulunup bulunmadığının tespiti noktasında ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına "karar verilmiştir. Bilirkişi incelemesine dair ara karar her iki davalıya tebliğ edilmiş ise de davalılar defter incelemesine katılmamış, ticari defter ve kayıtlarının yerinde incelenmesi hususunda talepte bulunmamıştır. Dosya içine ibraz edilen 25/05/2016 tarihli faturanın tetkikinde; dava konusu 25.000,00 TL tutarındaki ödemenin davalı ... şirketi tarafından davacı ... şirketi adına "giriş bedeli avansı " olarak fatura edildiği, ancak davacının söz konusu faturayı noter vasıtasıyla iade ettiği anlaşılmıştır. Davacı şirketin defterleri üzerinde mali bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu ; davacı ...nin defter tasdik dökümü yapıldıktan sonra, davalı ... adına 16/01/2017 tarihinde Avans Fatura İadesi açıklaması ile 25.000,00 TL tutarında fatura düzenlendiği belirtilmiş, ancak davacı şirket tarafından dava konusu franchaise bedeli ile ilgili olarak yapılmış bir ödeme kaydı bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilmemiştir. Ancak dosya içeriğine göre, dava konusu ödemenin davacı ...'in hesabından davalı ... Şti'ne gönderildiği, açılan davada davacı ... Şti'nin aktif husumetinin, davalı ... şirketinin ise pasif husumet sıfatının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre ;ilk derece mahkemesince aktif husumetin değerlendirilmesi noktasında hataya düşülmüş olup kararın usul ve yasaya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, esasa ilişkin olarak yeniden, " 1-Davacı ... Ltd.Şti.'nin her iki davalı aleyhine açtığı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2- a.)Davacı ...'in davalı ... A.Ş.'ye karşı açtığı davasının kabulü ile , 25.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, b.) Davacı ...'in davalı ... A.Ş. hakkında açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine.. " karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1- Davacı ...Ltd.Şti.'nin her iki davalı aleyhine açtığı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2- a.) Davacı ...'in davalı ... A.Ş.'ye karşı açtığı davasının kabulü ile , 25.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya ödenmesine, b.) Davacı ...'in davalı ... A.Ş. hakkında açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, 3- Alınması gereken 1.707,75‬ TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 426,94 TL nin mahsubu ile bakiye 1.280,81 TL harcın davalı ... A.Ş. tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına, 4- Davacı ...'nin yatırdığı 426,94 TL harcın davalı ... A.Ş. alınıp bu davacıya verilmesine, 5- Davacı ...'in tarafından yapılan 277,00 TL yargılama giderinin davalı ... A.Ş. alınıp bu davacıya verilmesine, 6- Davacı ... Ltd.Şti.'nin yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı ... A.Ş'nin yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 8- Davacı ...'nin kendini vekille temsil edildiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4080,00TL avukatlık ücretinin davalı ... A.Ş'den alınıp bu davacıya verilmesine, 9- Davalı ... A.Ş kendini vekille temsil edildiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4.080,00TL avukatlık ücretinin davacı ... Ltd. Şti'den alınıp bu davalıya verilmesine, 10- Davalı ... A.Ş kendini vekille temsil edildiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4.080,00TL avukatlık ücretinin davacı ...'den alınıp bu davalıya verilmesine, 11- Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edenlere isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacı ...'nin istinaf sebebiyle yapmış olduğu 89,80 TL istinaf yargılama giderinin davalı ... A.Ş.'den alınarak bu davacıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/11/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi