2. Hukuk Dairesi 2020/3702 E. , 2020/4340 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dava, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı ( TMK m. 166/1) boşanma davasıdır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı kadın tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 11.06.2012 tarihli ilamıyla “Davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden davalının yokluğunda hüküm tesis edildiği” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamı ve duruşma günü taraflara tebliğ edilmiş, dava dilekçesi davalı kadına tebliğ edilmeden duruşmada beyanları dikkate alınarak ve gösterdiği tanıklar dinlenerek hüküm kurulmuş, davacı erkeğin boşanma davasının kabulüyle kadın tam kusurlu bulunarak tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Dosyada yapılan incelemede; yargılama aşamasında davalı kadının duruşmada psikolojik olarak rahatsız olduğunu belirtmesi ve hastane kayıtlarını sunması üzerine mahkemece Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca kadının kısıtlanmasını gerektirir bir durumun varlığına yönelik değerlendirme yapılmak üzere sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulmasına karar verilmiş, Sandıklı Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/04/2014 tarih ve 2013/371 E, 2014/390 K sayılı kararı ile davalı kadının Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca kısıtlanmasına, kardeşi ...’ m vesayeti altına konulmasına karar verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince aldırılan vesayete esas teşkil eden raporda akli dengesinin akıllıca yaşam sürmesi için yeterli olmadığı, mahkemece dinlenmesinde fayda olmadığı ve vasi tayini gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece kadının mevcut hastalığının doğuştan mı sonradan mı olduğu hususu araştırılmak üzere rapor alınmasına karar verilmiş ve adli tıp kurumundan alınan her iki raporda da “Fiili ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği tespit edilmediği, dava dosyasının tetkikinde menfaatlerini müdrik ve telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı; bu duruma göre ...’in evlenme tarihi olan 14.05.1999 tarihinde ve halen fiil ehliyetine haiz olduğu” belirtilmiştir. Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce doğrudan doğruya (re’sen) gözönünde tutulur. Dosya içerisinde adli tıp kurumundan alınan raporlar ile Sulh Hukuk Mahkemesince aldırılan kadının kısıtlanmasına esas teşkil eden rapor arasında çelişki mevcuttur. Mahkemece yapılacak iş vesayet makamına ihbarda bulunarak raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve davalının vesayet halinin kaldırılıp, kaldırılmayacağı yönünde karar verilmesini istemek ve bu davanın sonucunu bekleyerek karar vermekten ibarettir. Davalı kadının vesayet durumu kaldırıldığı
takdirde yargılamaya bizzat davalının katılımıyla devam edilip sonucunda bir karar verilmesi, vesayet makamı vesayetin devamına karar verirse, davalı kadının fiil ehliyeti hukuken kısıtlı olduğundan dava dilekçesinin vasiye tebliğ edilerek dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanarak vasinin katılımıyla usule uygun şekilde ön inceleme duruşması ve tahkikat yargılaması yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken bu eksik hususlar giderilmeden yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer bölümlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.09.2020 (Salı)
3-NG-HA-AB