Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/8213 Esas 2010/20229 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/8213
Karar No: 2010/20229
Karar Tarihi: 20.09.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/8213 Esas 2010/20229 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2010/8213 E.  ,  2010/20229 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kadıköy 3. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 12/02/2009
    NUMARASI : 2008/1060-2009/81

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 17.12.2009 tarih, 16379/25336 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklının takibine dayanak yaptığı Fatih 2.Aile Mahkemesinin kesinleşen 7.6.2006 tarih, 2006/333-345 sayılı kararı gereğince, 7.6.2006 tarihinden itibaren takip alacaklısı kadın için aylık toplam 1.650.TL. iştirak nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. İlamlı icra yolu ile başlatılan takipte borçlu bir takım ödemelerde bulunduğunu belirterek takibe itiraz etmiştir. Yargılama aşamasında, mahkemece, Dairemizin önceki içtihatları doğrultusunda inceleme yaptırılarak, ödeme belgelerinde "nafakaya ilişkindir" kaydını taşımayanlar nazara alınmayarak yazılı şekilde sonuca gidildiği görülmektedir. Ancak Dairemizce oluşturulan yeni içtihat gereğince borçlunun, somut olayda da gözlendiği gibi birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi bir takım ödemeler yaptığı ve yapılan bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağının kabulü gerekmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yaptığı ödemelerin, bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olmaktadır. Kaldı ki, zorunlu olsa dahi, nafaka borcu da nitelik itibariyle temelde ahlaki bir ödemedir. Açıklanan nedenlerle Dairemizce içtihat değişikliğine gidilmiş ve  az yukarıda belirlenen ilkeler kabul edilmiştir.
    Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, borçlu tarafça yapılan tüm ödemelerin (açıkça alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece), nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerekeceğinden, yeniden alınacak ek rapor sonucunda oluşacak duruma göre bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. 
    SONUÇ :Borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 17.12.2009 tarih ve 2009/16379-25336 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/09/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
        

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.