Esas No: 2016/10678
Karar No: 2021/1757
Karar Tarihi: 23.03.2021
Danıştay 7. Daire 2016/10678 Esas 2021/1757 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/10678
Karar No : 2021/1757
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : …
2- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının POS cihazı kullanmak suretiyle ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğundan bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden, 2012 yılının Temmuz ila Kasım dönemlerine ilişkin olarak re'sen tarh edilen banka ve sigorta muameleleri vergileri ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezalarına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun incelenmesinden; davacının kontör alış ve satışlarının büyük kısmının gerçeği yansıtmadığı ve bu satışlarının tefecilik faaliyetine ilişkin olduğu sonucuna varıldığı, buna göre, tefecilik faaliyetinde bulunduğu yargısına varılan davacı adına vergi inceleme raporuyla belirlenen matrah üzerinden yapılan banka ve sigorta muameleleri vergisi tarhiyatları ile bunlar üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının bir katına ilişkin kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı, vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısımlarına gelince; davacının vergi ziyaına 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde sayılan fiillerle yol açmadığı, kontör satışına ilişkin muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemenin tefecilik faaliyetini gizlemek amacıyla yapıldığı, tefecilik faaliyetinin üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller arasında sayılmadığı anlaşıldığından, adına kesilen vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısımlarında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemlerin vergi aslı ile bir katı vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine, vergi ziyaı cezasının bir katı aşan kısmının ise iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davalı idarece, davacı hakkında yapılan inceleme sonucunda düzenlenen vergi tekniği raporu ile davacının komisyon karşılığı borç para verme işi ile uğraşarak tefecilik faaliyetinde bulunduğunun tespit edildiği, vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu cezanın 3 kat olarak uygulanacağı hükmü uyarınca tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; davacı tarafından, dava dilekçesinde beyan ettiği hususlara ek olarak, Mahkeme kararında ticari faaliyette bulunduğu … adına Pos tefeciliği faaliyetinde bulunduğundan hareketle haklarında inceleme yapıldığından bahsedilmiş ise de; söz konusu incelemeye dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatların … Vergi Mahkemesi'nin E:…, K:…, E:…, K:…, E:…, K:… sayılı kararları ile iptal edildiği, ticari faaliyeti olan … adına yapılan inceleme konusunda ise, herhangi bir bilginin bulunmadığı ve bu hali ile pos tefeciliği yaptığı varsayılan şahıslarla ticari alışveriş içinde olmasının, kendileri için de tefecilik faaliyeti yürüttüğü anlamı taşıyamacağı, ayrıca kontör toptancılığı yapan büyük firmaların, küçük çaplı şirketlerin POS cihazlarını kullanması, onlar adına kontör satışı yapması, ticari hayat içinde olağan ve sıklıkla başvurulan bir yöntem olduğu, yargılamada inceleme elemanının kanaatinin esas kabul edildiği, cezalı tarhiyatların hiçbir somut delil olmaksızın yapıldığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Mahkeme kararının dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası hukuka uygun olduğundan onanmasının gerektiği, sahte belge (fatura ve gider pusulası) düzenlemek ve kullanmak suretiyle faiz geliri elde ettiği saptanan davacının, vergi kaybına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, vergi kaybına yol açan söz konusu fiil nedeniyle, 213 sayılı Kanunun 359. maddesine ve 341. maddesinin 2. fıkrasına göre üç kat vergi ziyaı cezasının uygulanmasının gerektiği, bu nedenle, ihtilaflı dönemlere ilişkin olarak ziyaa uğratılan verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezasının, bir katından fazlaya ilişkin kısmını iptal eden mahkeme kararının bu kısmında ise hukuka uyarlık görülmediğinden bozulmasının gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğundan bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden, 2012 yılının Temmuz ila Kasım dönemlerine ilişkin olarak re'sen tarh edilen banka ve sigorta muameleleri vergileri ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezalarına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle işbu dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341. maddesinde, vergi ziyaının, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade ettiği belirtilmiş; aynı Kanunun 344. maddesinin birinci fıkrasında, 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmesi öngörülmüş; ikinci fıkrasında ise vergi ziyaına 359. maddedeki fiillerle yol açılması halinde cezanın, üç kat olarak uygulanması gerektiği kurala bağlanmıştır.
Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde ise, vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan; defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenlerin ve defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananların kaçakçılık fiilerini işlemiş olacakları düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mahkeme kararının dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan vergi aslı ve bir katı vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.
Davalı İdarenin, mahkeme kararının üç kat üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının bir katı aşan kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince:
Yukarıda sözü edilen düzenlemeler karşısında vergi ziyaı cezasının, ziyaa uğratılan verginin kaç katı üzerinden kesileceğinin, vergi kaybına yol açan eylemin, 213 sayılı Kanunun 359. maddesinde sayılan eylemlerden olup olmadığına göre belirlenmesi gerekmekte olup cezanın tespitinde kanun koyucunun belirlediği başka bir ölçüt bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; sahte belge (fatura ve gider pusulası) düzenlemek ve kullanmak suretiyle faiz geliri elde ettiği saptanan davacının, vergi kaybına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, vergi kaybına yol açan söz konusu fiil nedeniyle, 213 sayılı Kanunun 359. maddesine ve 341. maddesinin 2. fıkrasına göre üç kat vergi ziyaı cezasının uygulanması gerekmekte olup, ihtilaflı dönemlere ilişkin olarak ziyaa uğratılan verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezasının, bir katından fazlaya ilişkin kısmını iptal eden mahkeme kararının bu kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin ise kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, iptale ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL'den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
7. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.