14. Hukuk Dairesi 2019/507 E. , 2021/3530 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Tavzih talep eden davalı vekili tarafından, davacı aleyhine 27.03.2017 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın aynen taksimle giderilmesine ilişkin kesinleşmiş karara karşı tavzih talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 29.05.2018 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tavzih talebinde bulunan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 112 ada 23 parsel ile 112 ada 43 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim ya da satışla giderilmesini istemiştir.
Davalı ..., aynen taksim isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, “Davanın Kabulü ile; dava konusu 112 ada 23 ve 112 ada 43 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesine, 10/07/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği şeklinde A(356,59m²), B(326,58m²), C(83,64m²), G(250,28m²) harfleri ile gösterilen taşınmazların davacı ..."na verilmesine, B ve C parsellerin bilirkişi raporunda belirtildiği üzere birleştirilerek I(410,21m²) parseli olarak tesciline, D(475,48 m²), E(336,51m²), F(73,68m²), H(769,19m²) harfleri ile gösterilen taşınmazların davalı ..."a verilmesine, E ve F parsellerinin bilirkişi raporunda belirtildiği üzere birleştirilerek J( 410,20m²) parseli olarak tesciline” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 24.10.2014 tarih 2014/7754 Esas, 2014/11710 Karar sayılı onanma kararı üzerine 24.10.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
Davalı vekili, 27/03/2017 tarihli tavzih dilekçesi ile, ... Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/5-136 E.K. sayılı dosyasında verilen aynen taksim kararının infazına yönelik yaptıkları başvuruya cevaben Kadastro Kontrol Mühendisi ... ... tarafından verilen raporda ‘parsel alanlarının oluşması ve teciz miktarı ile hesap hatalarını gösterir bilirkişi raporu, yola terk edilen kısımların alan hesapları ve hangi parselden ne miktarda kesinti yapılacağı hususlarının’ gösterilmesinin istendiğini belirterek bu hususları içerir tavzih kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, "tavzih kararı ile taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği" gerekçesiyle "Karar Verilmesine Yer Olmadığına" karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 305. maddesinin birinci fıkrasına göre tavzih, hükmün yeterince açıklık taşımaması, infazında tereddüt doğurması veya birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde olanaklıdır. İkinci fıkraya göre de tavzih yoluyla hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Temyiz yoluyla incelenmesi mümkün olan bir husus yeniden yargılama yapılarak tavzih adı altında düzeltilemez.
Davalı vekili, tavzih talebinde hükmün değiştirilmesini istemektedir.
Tavzih yolu ile hüküm fıkrasında yer verilmeyen bir hususun tavzih kararı ile hüküm fıkrasına eklenmesi, hükmün bu şekilde genişletilmesi ve değiştirilmesi mümkün olmadığından mahkemenin tavzih isteminin reddine (karar verilmesine yer olmadığı) ilişkin vermiş olduğu karar usul ve yasaya uygun olduğundan, temyiz isteminin reddi ile ek kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddi ile 29/05/2018 tarihli ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 26/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.