Abaküs Yazılım
2. Daire
Esas No: 2016/7172
Karar No: 2021/788
Karar Tarihi: 23.03.2021

Danıştay 2. Daire 2016/7172 Esas 2021/788 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/7172
Karar No : 2021/788

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
3- … Valiliği
VEKİLLLERİ : Av. …, Av. …

DAVANIN KONUSU: Aydın İli, … Nolu Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacı tarafından, aile hekimliği hizmet sözleşmesinin feshine ilişkin Aydın Valiliği’nin … günlü, … sayılı işlemi ile Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin; (Yönetmeliğin adı 16/04/2015 günlü, 29328 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 1. maddesiyle "Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği" olarak değiştirilmiştir.)
1) 8. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları tarafından kullanılmayan izin süreleri bir sonraki sözleşme dönemine aktarılamaz." ibaresinin,
2) 8. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "yıllık izninin bitiminden sonra beş gün daha" ibaresinin,
3) 8. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Bir sözleşme dönemi boyunca rapor süresi yüzseksen günü aşan aile hekimi veya aile sağlığı elemanının sözleşmesi fesholunmuş sayılır." ibaresinin,
4) 9. maddesinde yer alan "Haftalık çalışma süresi kırk saatten az olmamak kaydıyla" ibaresinin,
5) 13. maddenin birinci fıkrasında yer alan "herhangi bir ihbar veya ikaza gerek duyulmadan" ibaresinin,
6) 13. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin,
7) 13. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin,
8) 13. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan "sekiz haftayı" ibaresinin,
9) 14. maddesinin birinci fıkrasının ve bu fıkranın atıfta bulunduğu Ek (2)'nin,
10) 14. maddesinin üçüncü, beşinci ve altıncı fıkralarının,
11) 15. maddesinde yer alan "iki ay önceden bildirmek kaydıyla" ve "iki aylık süreyi beklemeden" ibarelerinin,
12) 15. maddesinde yer alan "Müdürlüğün kabul etmemesi durumunda, bu süreyi doldurmadan görevden ayrılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanı, bir yıl süreyle sözleşmeli aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olamaz." ibaresinin,
13) 16. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan "1) 0-59 ay grubu için (1.6) katsayısı, 2) Gebeler için (3) katsayısı, 3) 65 yaş üstü için (1,6) katsayısı, 4) Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler için (2.25) katsayısı, 5) Diğer Kişiler için (0,79) katsayısı, esas alınır." ibaresinin,
14) 16. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son cümlesinde yer alan "Entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezler ile nüfus ve coğrafi yapısı nedeniyle kayıtlı kişi sayısının zorunlu olarak düşük olduğu Bakanlıkça belirlenen yerlerde, kayıtlı kişi sayısı (2400)'den fazla, diğer yerlerde (4.000)'den fazla ise, kayıt tarihi esas alınmak üzere bu sayıları aşan kısım için aile hekimlerine herhangi bir ödeme yapılmaz." ibaresinin,
15) 16. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin,
16) 16. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "her yüz" ibaresinin,
17) 16. maddesinin ikinci fıkrasının,
18) 16. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz." ibaresinin,
19) 17. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin,
20) 17. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "Aile hekimliği sözleşmesi bulunmayan geçici aile hekimine 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz." ibaresi ile "Aylıklarına ve ücretlerine ilave olarak birinci ve üçüncü fıkralara göre yapılacak ödemelerin toplamı, tavan ücretin üç katını geçemez." ibaresinin,
21) 18. maddesinin birinci fıkrasının,
22) 19. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan "1) 0-59 ay grubu için (1.75) katsayısı, 2) Gebeler için (3) katsayısı, 3) 65 yaş üstü için (1,75) katsayısı, 4) Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler için (2.25) katsayısı, 5) Diğer kişiler için (0,80) katsayısı, esas alınır." ibaresi ile "Entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezler ile nüfus ve coğrafî yapısı nedeniyle kayıtlı nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu Bakanlıkça belirlenen yerlerde, kayıtlı kişi sayısı (2.400)'den fazla, diğer yerlerde (4.000)'den fazla ise, kayıt tarihi esas alınmak üzere bu sayıları aşan kısım için aile sağlığı elemanlarına herhangi bir ödeme yapılmaz." ibaresinin,
23) 19. maddesinin ikinci fıkrasının,
24) 19. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz." ibaresinin,
25) 20. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin,
26) 20. maddesinin ikinci fıkrasının,
27) 20. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "Aile sağlığı elemanlığı sözleşmesi bulunmayan geçici aile sağlığı elemanına 209 sayılı Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz." ibaresi ile "Aylıklarına ve ücretlerine ilave olarak birinci ve ikinci fıkralara göre yapılacak ödemelerin toplamı, tavan ücretin %75'ini geçemez." ibaresinin,
28) 22. maddesinde yer alan "on beş gün içinde" ibaresinin, iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI:
Aydın ili , … No'lu Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yaptığı, 14/10/2014 tarihinden itibaren "Multiple Miyeloma" (bir tür kan kanseri) hastalığı sebebiyle rapor aldığı, 01/01/2015 tarihinde hizmet sözleşmesi yenilendikten sonra da tedavisi nedeniyle raporlu olmaya devam ettiği, 04/08/2015 günlü işlemle "sağlık sebebiyle bir sözleşme döneminde yüz seksen günü aşan süreyle görevin ifa edilmemesi" gerekçesiyle Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği'nin 13. maddesinin (f) bendi uyarınca sözleşmesinin feshedildiği, ancak savunma hakkı verilmediği için feshin usulsüz olduğu, anılan bentte yer alan hükmün; en önemli mazeret olan sağlık sebebi yüzünden görevin ifa edilememesi nedeniyle sözleşmenin sona erdirilmesine ilişkin olduğu, keyfi ve subjektif uygulamaların önünün açılacağı ileri sürülerek, sözleşmenin feshine ilişkin işlem ile birlikte dava konusu Yönetmelik maddelerinin de iptali istenilmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI :
Dava konusu bireysel işlemin dayanağının Yönetmeliğin 13. maddesinin (f) bendi olduğu ve bireysel işlemin iptali istemiyle ... İdare Mahkemesinde açılan davanın derdest olduğu, davacının iptalini talep ettiği Yönetmelik maddelerinin sözleşmenin feshine ilişkin işlem ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, dava konusu Yönetmelik 30/12/2010 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, davacının 14/10/2014 tarihli rapora istinaden 3 ay, 12/01/2015 tarihinden itibaren 3 ay, 07/04/2015 tarihli rapora istinaden 3 ay, 19/06/2015-22/06/2015 tarihleri arasında 4 gün hastane yatışı, 29/06/2015-20/07/2015 tarihleri arasında 23 gün hastane yatışı, 20/07/2015 tarihinden itibaren 3 ay olmak üzere; 01/01/2015-31/07/2015 tarihleri arasında toplamda 180 günü aşan süreyle görevini ifa edemediği, bu nedenle Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği'nin 13. maddesinin (f) bendi uyarınca 04/08/2015 günlü Makam Onayı ile sözleşmesinin feshedildiği, idarece tesis edilen işlem inşai değil gerçekleşmiş fesih işlemini belirtir nitelikte olduğundan fesih işleminden önce savunma alınmamasının işlemi sakatlamayacağı, davacının iptalini talep ettiği izinler başlıklı 8. maddenin dava tarihi itibarıyla yürürlükte olmadığı, dava konusu mülga 8. madde ile 17. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin, aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan "Aile hekimliği sözleşmesi bulunmayan geçici aile hekimine 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz." ibaresi ile "Aylıklarına ve ücretlerine ilave olarak birinci ve üçüncü fıkralara göre yapılacak ödemelerin toplamı, tavan ücretin üç katını geçemez." ibaresinin dava tarihinde yürürlükte olmadığı, Yönetmeliğin 19. ve 20. maddelerinin ise aile sağlığı elemanları ile ilgili düzenlemeler içermesi nedeniyle davacıyla menfaat ilişkisi bulunmadığı, dava konusu edilen maddelerin 5258 sayılı Yasaya, üst hukuk normlarına, hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun bir şekilde düzenlenmesi nedeniyle iptal istemlerinin reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …

DÜŞÜNCESİ: Dava konusu Yönetmeliğin; 19. ve 20. maddelerine yönelik iptal istemleri yönünden davanın ehliyet yokluğundan reddine; 8. ve 16. maddeleri ile 13. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "herhangi bir ihbar veya ikaza gerek duyulmadan" ibaresinin, 16/04/2015 günlü, 29328 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle dava açılmadan evvel değişmiş olmaları nedeniyle anılan maddelere yönelik iptal istemleri yönünden davanın incelenmeksizin reddine; 9.,13., 14., 15., 16., 17., 18., 22. maddelerine ilişkin bir uygulama işlemi olmadığından anılan maddelere yönelik iptal istemleri yönünden davanın süreaşımı nedeniyle reddine; hizmet sözleşmesinin feshine ilişkin Aydın Valiliği’nin 04/08/2015 günlü, 23893579-903.01 sayılı işlemine dair iptal istemi yönünden davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine, 13. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI: …

DÜŞÜNCESİ: Aydın İli, … Nolu Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacının aile hekimliği hizmet sözleşmesinin feshine ilişkin Aydın Valiliğinin işlemi ile 30/12/2010 tarih ve 27801 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin, 8. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları tarafından kullanılmayan izin süreleri bir sonraki sözleşme dönemine aktarılamaz." ibaresinin, aynı fıkrada yer alan "yıllık izninin bitiminden sonra beş gün daha" ibaresinin, aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan "Bir sözleşme dönemi boyunca rapor süresi yüzseksen günü aşan aile hekimi veya aile sağlığı elemanının sözleşmesi fesholunmuş sayılır." ibaresinin, 9. maddesinde yer alan "Haftalık çalışma süresi kırk saatten az olmamak kaydıyla" ibaresinin, 13. maddenin birinci fıkrasında yer alan "herhangi bir ihbar veya ikaza gerek duyulmadan" ibaresinin, 13. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (f) bentlerinin, aynı fıkranın (ı) bendinde yer alan "sekiz haftayı" ibaresinin, 14. maddesinin birinci fıkrasının ve bu fıkranın atıfta bulunduğu Ek (2)'nin, aynı maddenin üçüncü, beşinci ve altıncı fıkralarının, 15. maddesinde yer alan "iki ay önceden bildirmek kaydıyla" ve "iki aylık süreyi beklemeden" ibarelerinin, aynı maddede yer alan "Müdürlüğün kabul etmemesi durumunda, bu süreyi doldurmadan görevden ayrılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanı, bir yıl süreyle sözleşmeli aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olamaz." ibaresinin, 16. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "1) 0-59 ay grubu için (1.6) katsayısı, 2) Gebeler için (3) katsayısı, 3) 65 yaş üstü için (1,6) katsayısı, 4) Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler için (2.25) katsayısı, 5) Diğer kişiler için (0,79) katsayısı, esas alınır." ibaresi ile "Entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezler ile nüfus ve coğrafi yapısı nedeniyle kayıtlı kişi sayısının zorunlu olarak düşük olduğu Bakanlıkça belirlenen yerlerde, kayıtlı kişi sayısı (2400)'den fazla, diğer yerlerde (4.000)'den fazla ise, kayıt tarihi esas alınmak üzere bu sayıları aşan kısım için aile hekimlerine herhangi bir ödeme yapılmaz." ibaresinin, aynı fıkranın (c) bendi ile (ç) bendinde yer alan "her yüz" ibaresinin, aynı maddenin 2. fıkrasının, aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan "herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz." ibaresinin, 17. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin, aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan "Aile hekimliği sözleşmesi bulunmayan geçici aile hekimine 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz." ibaresi ile "Aylıklarına ve ücretlerine ilave olarak birinci ve üçüncü fıkralara göre yapılacak ödemelerin toplamı, tavan ücretin üç katını geçemez." ibaresinin, 18. maddesinin 1. fıkrasının, 19. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "1) 0-59 ay grubu için (1.75) katsayısı, 2) Gebeler için (3) katsayısı, 3) 65 yaş üstü için (1,75) katsayısı, 4) Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler için (2.25) katsayısı, 5) Diğer Kişiler için (0,80) katsayısı, esas alınır." ibaresi ile "Entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezler ile nüfus ve coğrafî yapısı nedeniyle kayıtlı nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu Bakanlıkça belirlenen yerlerde, kayıtlı kişi sayısı (2.400)'den fazla, diğer yerlerde (4.000)'den fazla ise, kayıt tarihi esas alınmak üzere bu sayıları aşan kısım için aile sağlığı elemanlarına herhangi bir ödeme yapılmaz." ibaresinin, aynı maddenin 2. fıkrasının, aynı maddesinin 5. fıkrasında yer alan "herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz." ibaresinin, 20. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin, aynı maddenin ikinci fıkrasının, aynı maddenin beşinci fıkrasında yer alan "Aile sağlığı elemanlığı sözleşmesi bulunmayan geçici aile sağlığı elemanına 209 sayılı Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz." ibaresi ile "Aylıklarına ve ücretlerine ilave olarak birinci ve ikinci fıkralara göre yapılacak ödemelerin toplamı, tavan ücretin %75'ini geçemez." ibaresinin, 22. maddede yer alan "on beş gün içinde" ibaresinin iptali istenilmektedir.
Yönetmeliğin 9. maddesinin ilk cümlesindeki "haftalık çalışma süresi kırk saatten az olmamak kaydıyla" ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak;
5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun (Bu Kanunun adı dava konusu işlem tarihi itibarıyla "Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun" iken 11.10.2011 tarihli ve 663 sayılı KHK'nın 58. maddesiyle belirtilen şekilde değiştirilmiştir.) 5. maddesinin 2. fıkrasında, "Aile hekimliği hizmetleri ücretsizdir; acil haller hariç, haftada kırk saatten az olmamak kaydı ile Bakanlıkça belirlenen kıstaslar çerçevesinde ilgili aile hekiminin talebi ve o yerin sağlık idaresince onaylanan çalışma saatleri içinde yerine getirilir....." kuralı yer almıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinde, "Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, görevlerini haftalık çalışma süresi kırk saatten az olmamak kaydıyla, Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinde belirlenen usûl ve esaslar çerçevesinde yerine getirir....." kuralına yer verilmiştir.
5258 sayılı Yasa'nın yukarıda yer verilen aile hekimi hizmetlerinin acil haller dışında, haftada kırk saatten az olmamak kaydı ile aile hekiminin talebi ve o yerin sağlık idaresince onaylanan çalışma saatleri içerisinde yerine getirileceği kuralının bir sonucu olarak aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları için haftada en az kırk saat yasal çalışma süresi olarak belirlenmiştir. Kırk saatin üzerinde çalışılması ise ancak acil haller ve ihtiyacın doğduğu istinai hallerde söz konusu olabilecektir. Buna göre dava konusu edilen ibarede kamu yararı ve hizmet gereklerine ve dayanağı 5258 sayılı Yasa'ya aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 15. maddesinde yer alan "İki Ay Önceden Bildirmek Kaydıyla" ve "İki Aylık Süreyi Beklemeden" ibareleri ile "Müdürlüğün kabul etmemesi durumunda, bu süreyi doldurmadan görevden ayrılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanı, bir yıl süreyle sözleşmeli aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olamaz." ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak;
Yönetmeliğin 15. maddesinde, sözleşmenin çalışan tarafından sona erdirilmesi hususu yer almış ve askerlik, doğum, emeklilik ve sair sebeplerle iki ay önceden bildirmek kaydıyla sözleşmenin sona erdirilmesini talep edebilecekleri, müdürlüğün şartların uygun olması durumunda iki aylık süreyi beklemeden sözleşmenin sona erdirilmesini kabul edebileceği, müdürlüğün kabul etmemesi durumunda bu süreyi doldurmadan görevden ayrılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanının, bir yıl süreyle sözleşmeli aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olamayacağı belirtilmiştir.
Uluslararası kurallar ve Anayasamızda güvence altına alınan sağlık hakkı; kişilere sağlığa zararlı sosyal ya da geleneksel uygulamalara zorlamaları engelleme, sağlık hizmetlerine eşit erişimi engelleyici ayrımcı fiillerle mücadele etme, tıbbi personelin gerekli eğitim, tecrübe ve etik davranışlara sahip olmasını sağlama ya da kişilerin sağlık hizmeti sunucularına erişimini engelleyici ve kısıtlayıcı sonuçlar ortaya çıkaran engelleri ortadan kaldırma, sağlık hizmeti alıcılarına etkin verimli ve hızlı bir şekilde bu hizmetin sunumunda Devlete bir takım yükümlülükler yüklemektedir.
Sağlık hakkının temel haklar arasında yer alması ve bu hakkın korunması, iyileştirilmesi ve etkin hale getirilmesinde Devlete düşen yükümlülüklerin doğal sonucu olarak, bu alanda Devletin bir takım düzenlemeler yapma ve sınırlamalar getirme konusunda yetkilerinin bulunduğu da açıktır.
Vatandaşın aile hekimliği hizmetlerinden kesintisiz faydalanması ve hizmette çeşitli aksamaların yaşanmaması amacıyla düzenlenen dava konusu Yönetmelik maddesinin iptali istenilen ibarelerinde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 18. maddesinin 1. fıkrasının iptali istemi yönünden;
Anılan düzenlemede; koruyucu hekimlik hizmetlerinden aşılama, gebe, bebe-çocuk takibi için ayrı ayrı başarı oranına göre kesinti uygulanacağı düzenlenmiş olup, anılan düzenlemede, 5258 sayılı Yasanın 3. maddesinin 7. fıkrasında yer alan "Sağlık Bakanlığınca belirlenen standartlara göre, koruyucu hekimlik hizmetlerinin eksik uygulanması halinde bu ödeme tutarından brüt ücretin %20'sine kadar indirim yapılacağı" hükmüne aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 22. maddesinin (1) nolu fıkrasının iptali istemine ilişkin olarak;
5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun (Bu Kanunun adı dava konusu işlem tarihi itibarıyla "Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun" iken 11.10.2011 tarihli ve 663 sayılı KHK'nın 58.maddesiyle belirtilen şekilde değiştirilmiştir) 3. maddesinin 5. fıkrasında; "Sözleşme yapılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarına, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) bendine göre belirlenen en yüksek brüt sözleşme ücretinin aile hekimi için (6) katını, aile sağlığı elemanı için (1,5) katını aşmamak üzere tespit edilecek tutar, çalışılan ay sonuçlarının ilgili sağlık idaresine bildiriminden itibaren onbeş gün içerisinde ödenir." hükmü yer almaktadır.
Yönetmeliğin "Ödeme zamanı" başlıklı 22. maddesinde de; "(1) Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarına yapılacak ödemeler, çalışılan ay sonuçlarının müdürlüğe bildiriminden itibaren onbeş gün içinde yapılır." kuralına yer verilmiş olup, 5258 sayılı Yasa'ya uygun olan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin iptali istenilen diğer maddeler yönünden;
30/12/2010 günlü, 27801 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin iptali istenilen maddelerinin 16/04/2015 günlü ve 29328 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16/03/2015 tarih ve 2015/7528 sayılı karar uyarınca yürürlüğe konulan Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin (aynı düzenlemeyle dava konusu Yönetmeliğin adı Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği olarak değiştirilmiştir.) ilgili maddeleri uyarınca değiştirilmiştir.
Bu itibarla, davacının iptalini talep ettiği söz konusu düzenlemeler yürürlükte bulunmadığından, düzenlemelerin iptaline ilişkin istem hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde "Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması" hükmüne yer verilmek suretiyle doğrudan dava açma şartları arasında "derdestlik" sayılmış, Kanunun 115. maddesinde ise, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda "derdestlik" müessesesi düzenlenmemiş ve Kanunun 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanununun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte; tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava görülmekte iken ikinci davanın esasının derdestlik nedeniyle incelenemeyeceği usul hukukunun genel ilkelerindendir.
Dosyanın incelenmesinden; Aydın ili, … Nolu Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi olarak görev yapan davacının, sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle ... İdare Mahkemesinde, aynı işlem ile dayanağı olan Yönetmelik maddelerinin iptali istemiyle de Danıştay'da dava açtığı, ... İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddedildiği ve anılan kararın temyiz aşamasında Danıştay 2. Dairesinin E:2016/7889 sayılı dosyasında derdest bulunduğu anlaşılmakta olup, bu haliyle bakılmakta olan davanın; davacının Aydın ili … Nolu Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi olarak görev yapan davacının sözleşmesinin feshedilmesi işleminin iptali istemine ilişkin kısmının derdestlik nedeniyle incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Yönetmeliğin 9., 15., 18/1. ve 22. maddelerinde yer alan iptali istenilen ibareler yönünden davanın reddine, diğer maddeler yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu işlemin iptali istemine ilişkin kısmı yönünden ise, davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesince, 09/07/2018 günlü, 30743 sayılı (3. Mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanan 703 sayılı Anayasa'da Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 218 ve 219. maddeleri uyarınca, kapatılan Başbakanlığın iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılmış olan davalarda Cumhurbaşkanlığının taraf sıfatını kazanacağı kurala bağlandığından, Mülga Başbakanlık yerine Cumhurbaşkanlığının hasım mevkiine alınmasına; 25/08/2017 günlü, 30165 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 15. madde uyarınca ise Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığının dava ve icra takip işlerinin Sağlık Bakanlığına devredildiği görüldüğünden anılan Kurumun hasım mevkiinden çıkarılmasına karar verildi.
Duruşma için önceden belirlenen 23/03/2021 günü davacı … ile vekili Av. …'un gelmediği, davalı Sağlık Bakanlığını temsilen Hukuk Müşaviri …'un, davalı Aydın Valiliğini temsilen Av. …’in geldikleri, davalı Cumhurbaşkanlığını temsilen gelen olmadığı görülerek, Danıştay Savcısı …'nun hazır bulunduğu halde açık duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan taraflara usulüne göre söz verilip dinlendikten ve Savcının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verilerek uyuşmazlığın esasına geçildi, gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Aydın ili , … No'lu Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacının, 14/10/2014 tarihinden itibaren "Multiple Miyeloma" (bir tür kan kanseri) hastalığı sebebiyle rapor aldığı, 01/01/2015 tarihinde hizmet sözleşmesi yenilendikten sonra da tedavisi nedeniyle raporlu olmaya devam ettiği, Aydın Valiliği'nin … günlü işlemiyle "sağlık sebebiyle bir sözleşme döneminde yüz seksen günü aşan süreyle görevin ifa edilmemesi" gerekçesiyle Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği'nin 13. maddesinin (f) bendi uyarınca sözleşmesinin feshedilmesi üzerine, anılan işlem ile birlikte dava konusu düzenlemelerin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
1- Dava Konusu Yönetmelik Maddelerinin İncelenmesi:
A- USUL YÖNÜNDEN
a) Dava konusu Yönetmeliğin "Aile sağlığı elemanlarına yapılacak ödeme" başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "1) 0-59 ay grubu için (1.75) katsayısı, 2) Gebeler için (3) katsayısı, 3) 65 yaş üstü için (1,75) katsayısı, 4) Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler için (2.25) katsayısı, 5)Diğer Kişiler için (0,80) katsayısı, esas alınır." ibaresi ile aynı bendin son cümlesinde yer alan; "Entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezler ile nüfus ve coğrafî yapısı nedeniyle kayıtlı nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu Bakanlıkça belirlenen yerlerde, kayıtlı kişi sayısı (2.400)'den fazla, diğer yerlerde (4.000)'den fazla ise, kayıt tarihi esas alınmak üzere bu sayıları aşan kısım için aile sağlığı elemanlarına herhangi bir ödeme yapılmaz." ibaresinin,
- 19. maddesinin 2. fıkrası ile aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan "herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz." ibaresinin,
- "Geçici aile sağlığı elemanına yapılacak ödemeler" başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin, aynı maddenin ikinci fıkrasının, aynı maddenin beşinci fıkrasında yer alan "Aile sağlığı elemanlığı sözleşmesi bulunmayan geçici aile sağlığı elemanına 209 sayılı Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz." ibaresi ile "Aylıklarına ve ücretlerine ilave olarak birinci ve ikinci fıkralara göre yapılacak ödemelerin toplamı, tavan ücretin %75'ini geçemez." ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi, 1. fıkrası, (a) bendinde, idari işlemler hakkında; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları olarak tanımlanmış ve bu hüküm ile yasa koyucu; her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını amaçlayarak, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir.
Gerçek veya tüzel kişilerin; idari işlemleri, iptal davası yoluyla yargı önüne getirmeleri durumunda, idari işlem ile menfaat ilgilerinin bulunup bulunmadığı belirlenirken, davacının idari işlem karşısındaki durumunun ortaya konulması gerekmektedir.
Davacının iptalini istediği dava konusu Yönetmeliğin "Aile sağlığı elemanlarına yapılacak ödeme" başlıklı 19. maddesi ve "Geçici aile sağlığı elemanına yapılacak ödemeler" başlıklı 20. maddesinde; aile sağlığı elemanları ile geçici aile sağlığı elemanlarına yapılacak ödemelerde esas alınacak katsayılar ve ödeme şartarı hüküm altına alınmış olup, aile hekimi olan davacının anılan düzenlemelerin iptalini istemekte hukuki menfaati bulunmamaktadır.
b) Dava konusu Yönetmeliğin "İzinler" başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları tarafından kullanılmayan izin süreleri bir sonraki sözleşme dönemine aktarılamaz." ibaresinin, aynı fıkrada yer alan "yıllık izninin bitiminden sonra beş gün daha" ibaresinin, aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan "Bir sözleşme dönemi boyunca rapor süresi yüzseksen günü aşan aile hekimi veya aile sağlığı elemanının sözleşmesi fesholunmuş sayılır." ibaresinin,
13. maddenin birinci fıkrasında yer alan "herhangi bir ihbar veya ikaza gerek duyulmadan" ibaresinin,
16. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "1) 0-59 ay grubu için (1.6) katsayısı, 2) Gebeler için (3) katsayısı, 3) 65 yaş üstü için (1,6) katsayısı, 4) Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler için (2.25) katsayısı, 5) Diğer Kişiler için (0,79) katsayısı, esas alınır." ibaresinin,
16. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin son cümlesinde yer alan; "Entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezler ile nüfus ve coğrafi yapısı nedeniyle kayıtlı kişi sayısının zorunlu olarak düşük olduğu Bakanlıkça belirlenen yerlerde, kayıtlı kişi sayısı (2400)'den fazla, diğer yerlerde (4.000)'den fazla ise, kayıt tarihi esas alınmak üzere bu sayıları aşan kısım için aile hekimlerine herhangi bir ödeme yapılmaz." ibaresinin,
Aynı fıkranın (ç) bendinde yer alan "her yüz" ibaresinin,
Aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan "herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz." ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi, 1. fıkrası, (a) bendinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği belirtilmiş, aynı Kanun'un 14. maddesinde dava dilekçeleri üzerinde yapılacak ilk incelemede idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlemin dava konusu olup olmadığının inceleneceği, 15. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde ise, kesin ve yürütülmesi gereken nitelikte olmayan işleme karşı açılan davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde tanımlanan iptal davasına, idarenin tek yanlı irade beyanıyla, kişilerin hukuksal durumlarında değişiklik meydana getiren, etkili ve yürütülmesi zorunlu idari işlemler konu edilebilir. Böyle bir işlemin yokluğu halinde ise davanın reddedilmesi gerekmektedir.
Bakılan uyuşmazlıkta; davanın açıldığı tarih itibarıyla, dava konusu Yönetmeliğin "İzinler" başlıklı 8. maddesinin, 13. maddenin birinci fıkrasında yer alan "herhangi bir ihbar veya ikaza gerek duyulmadan" ibaresinin, 16. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ile (ç) bendinde yer alan "her yüz" ibaresinin, aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan "herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz." ibaresinin, 16/04/2015 günlü, 29328 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişmiş olması karşısında, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlemin varlığından söz etmek olanaklı değildir.
Bu nedenle, davanın bu kısmı yönünden ortada, iptal istemine konu edilebilecek bir idari işlem bulunmamaktadır.
c) Dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinde yer alan "Haftalık çalışma süresi kırk saatten az olmamak kaydıyla" ibaresinin,
-13. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin, aynı fıkranın (ı) bendinde yer alan "sekiz haftayı" ibaresinin,
- 14. maddesinin birinci fıkrasının ve bu fıkranın atıfta bulunduğu Ek (2)'nin, aynı maddenin üçüncü, beşinci ve altıncı fıkralarının,
-15. maddesinde yer alan "iki ay önceden bildirmek kaydıyla" ve "iki aylık süreyi beklemeden" ibarelerinin, aynı maddede yer alan "Müdürlüğün kabul etmemesi durumunda, bu süreyi doldurmadan görevden ayrılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanı, bir yıl süreyle sözleşmeli aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olamaz." ibaresinin,
- 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi, aynı maddenin 2. fıkrasının,
- 17. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin, aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan "Aile hekimliği sözleşmesi bulunmayan geçici aile hekimine 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz." ibaresi ile "Aylıklarına ve ücretlerine ilave olarak birinci ve üçüncü fıkralara göre yapılacak ödemelerin toplamı, tavan ücretin üç katını geçemez." ibaresinin,
- 18. maddesinin 1. fıkrasının,
- 22. maddede yer alan "on beş gün içinde" ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde; "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz." hükmü, 11. maddesinde; "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." hükmü yer almaktadır.
Buna göre; ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen veya 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi işletilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu tarihten sonra davaya konu edilebilmeleri için, ilgili hakkında bir uygulama işleminin tesis edilmiş olması, söz konusu bireysel işlemin ise birlikte dava konusu yapıldığı düzenleyici işlemin uygulanması niteliğinde bulunması gerekmektedir.
2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde sözü edilen "uygulama işlemi" kavramının, kural koyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle; hukuksal durumlarında değişiklik doğuran bireysel nitelikteki işlemleri ifade etmesi karşısında, icrai olmayan işlemlere dayanılarak düzenleyici işlemlerin iptal davasına konu edebileceğinin kabulünün, kamu düzeninden sayılan dava açma süresinin gözardı edilmesi sonucunu doğuracağı açıktır.
Bu durumda; dava konusu sözleşme feshine ilişkin idari işlem ile arasında sebep sonuç ilişkisi bulunmayan ve 2010 yılında yürürlüğe girerek hukuki sonuçlarını doğurmuş olan Yönetmeliğe karşı ilan tarihinden itibaren yasal dava açma süresi içinde dava açmayan davacının, dava açma süresinin geçirilmesinden sonra dava konusu Yönetmeliğin iptali istemiyle 19/08/2015 tarihinde açtığı davanın bu kısmının süreaşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

B-ESAS YÖNÜNDEN
Dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin iptali istemine ilişkin olarak;
I- İlgili Mevzuat
5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun 8. maddesinin 2. fıkrasında; "Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarıyla yapılacak sözleşmede yer alacak hususlar ve bu Kanunda belirlenen esaslar çerçevesinde bunlara yapılacak ödeme tutarları ile bu ücretlerden indirim oran ve şartları, sözleşmenin feshini gerektiren nedenler, Cumhurbaşkanınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." kuralı yer almıştır.
Aile Hekimliği Kanununun 8. maddesine dayanılarak çıkarılan Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğinin "Sözleşmenin yetkili merci tarafından sona erdirilmesi" başlıklı 13. maddesinde;
"(1) Aşağıdaki hâllerde, sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanının sözleşmesi, feshi gerektiren fiilin kişiye tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde alınan savunmalar uygun görülmediği takdirde, vali tarafından herhangi bir ihbar veya ikaza gerek duyulmadan sona erdirilir:
....................
f) Sağlık sebebiyle bir sözleşme döneminde yüzseksen günü aşan süreyle görevin ifa edilememesi.
..........."
kuralına yer verilmiştir.
II- İnceleme ve Gerekçe
Dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesinin birinci fıkrasının (f ) bendinde, sağlık sebebiyle bir sözleşme döneminde yüzseksen günü aşan süreyle görevin ifa edilememesi halinde aile hekimliği sözleşmesinin feshedileceği kurala bağlanmıştır.
Sağlık hakkının temel haklar arasında yer alması karşısında bu hakkın korunması, iyileştirilmesi ve etkin hale getirilmesinde Devlete düşen yükümlülüklerin doğal sonucu olarak, bu alanda Devletin birtakım düzenlemeler yapma ve sınırlamalar getirme konusunda yetkilerinin bulunduğu açıktır.
İki mali yıl için sözleşme imzalayan aile hekimi ve aile sağlığı elemanı, davaya konu madde bendinde yer alan hususun ortaya çıkması durumunda uzunca bir süre aile hekimliği hizmetini yerine getiremeyecek, başka bir hekim ve aile sağlığı elemanının geçici olarak görevlendirilmesi suretiyle anılan hizmetin devamı sağlanmaya çalışılacaktır.
Dava konusu edilen hükmün Aile hekimliği çalışanlarının bakmakla yükümlü olduğu nüfusa verilen sağlık hizmetlerinde sürekliliğin sağlanması ve hizmetin aksamadan yürütülmesi amacıyla düzenlendiği, aile hekiminin uzun bir süre görevi başında bulunmamasının sözleşmeli çalışma usulü ve ilkeleriyle bağdaşmadığı sonucuna varıldığından, 5258 sayılı Yasa'nın 8. maddesinin 2. fıkrasına, üst hukuk normlarına ve hizmet gereklerine uygun olan dava konusu düzenlemelerin iptali isteminin reddi gerekmektedir.
Öte yandan, 5258 sayılı Yasa uyarınca, kamu kurumunda görev yapmakta iken muvafakat verilerek aile hekimliği hizmetini yerine getirmesine olanak verilen tabiplerden ve aile sağlığı elemanlarından Devlet memurluğu görevinin sona erdirilmesini gerektirir fiili olmayanların sözleşme feshi sonrasında tekrar memurluk görevlerine dönmeleri mümkündür.
Yine söz konusu hükümlere dayanılarak tesis edilen aile hekimliği sözleşmelerinin feshine yönelik işlemlerin idare mahkemelerinde açılacak bir dava ile hukuki denetiminin yapılabileceği de açıktır.
Nitekim, dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin iptali istemiyle Danıştay Beşinci Dairesinin 2011/6393 esasına kayden açılan davada, davanın reddi yolunda verilen 24/12/2014 günlü, K:2014/9873 sayılı karar, davacının temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/03/2018 günlü, E:2015/1206, K:2018/869 sayılı kararıyla onanmıştır.
2- Dava Konusu Bireysel İşlemin İncelenmesi:
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin, 1. fıkrasının, (ı) bendinde; "Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması" hükmüne yer verilmek suretiyle "derdestlik" doğrudan dava açma şartları arasında sayılmış, Kanun'un 115. maddesinde ise mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi hâlinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda; "derdestlik" müessesesi düzenlenmemiş ve Kanun'un 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte, tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun saptanması hâlinde, usul hukukunun temel kavramlarından olan derdestlik müessesesinin temelinde yatan, ilk davanın aynısı olan ikinci davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı olgusundan hareketle, ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Tarafları aynı olup, görülmekte olan dava dosyası ile ... İdare Mahkemesinin E:… sayısında kayıtlı dava dosyasının birlikte incelenmesinden; davacı tarafından "sağlık sebebiyle bir sözleşme döneminde yüz seksen günü aşan süreyle görevin ifa edilmemesi" nedeniyle Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği'nin 13. maddesi uyarınca, aile hekimliği sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin … günlü işlemin iptali istemiyle, işbu davayla aynı tarihte açılan davada; davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, "...usulüne uygun şekilde soruşturmacı tayini yoluyla davacının sözleşmesinin feshedilmesini gerektirecek bir eylemde bulunup bulunmadığı araştırılarak, düzenlenecek soruşturma raporunda getirilecek teklife istinaden ve savunma alınmak suretiyle işlemin tesisi gerekirken, bu usule uyulmaksızın, davacının sözleşmesinin feshedilmesi yolundaki dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle bozulmasına ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin 25/02/2020 günlü, E:2016/7889, K:2020/1074 sayılı kararına yönelik karar düzeltme isteminin de yine aynı Dairenin 05/11/2020 günlü, E:2020/2163, K:2020/3267 sayılı kararıyla reddedildiği, ... İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla bozmaya uyularak dava konusu işlemin iptal edildiği görülmektedir.
Bu durumda; ... İdare Mahkemesinin E:… sayılı esasına kayıtlı davanın, Dairemizin E:… sayılı esasına kayıtlı görülmekte olan davanın bireysel işlem yönünden konusunu da içerdiği anlaşıldığından, ikinci dava niteliğinde olan işbu davanın, davacının aile hekimliği sözleşmesinin feshine ilişkin … günlü işlem yönünden derdestlik nedeniyle incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle,
Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin;
1) "Aile sağlığı elemanlarına yapılacak ödeme" başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "1) 0-59 ay grubu için (1.75) katsayısı, 2) Gebeler için (3) katsayısı, 3) 65 yaş üstü için (1,75) katsayısı, 4) Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler için (2.25) katsayısı, 5) Diğer kişiler için (0,80) katsayısı, esas alınır." ibaresinin;
19. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin son cümlesinde yer alan; "Entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezler ile nüfus ve coğrafî yapısı nedeniyle kayıtlı nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu Bakanlıkça belirlenen yerlerde, kayıtlı kişi sayısı (2.400)'den fazla, diğer yerlerde (4.000)'den fazla ise, kayıt tarihi esas alınmak üzere bu sayıları aşan kısım için aile sağlığı elemanlarına herhangi bir ödeme yapılmaz." ibaresinin,
19. maddesinin 2. fıkrasının, aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan "herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz." ibaresinin,
"Geçici aile sağlığı elemanına yapılacak ödemeler" başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin, aynı maddenin ikinci fıkrasının, aynı maddenin beşinci fıkrasında yer alan "Aile sağlığı elemanlığı sözleşmesi bulunmayan geçici aile sağlığı elemanına 209 sayılı Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz." ibaresi ile "Aylıklarına ve ücretlerine ilave olarak birinci ve ikinci fıkralara göre yapılacak ödemelerin toplamı, tavan ücretin %75'ini geçemez." ibaresinin iptali istemleri yönünden DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2) "İzinler" başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları tarafından kullanılmayan izin süreleri bir sonraki sözleşme dönemine aktarılamaz." ibaresinin, aynı fıkrada yer alan "yıllık izninin bitiminden sonra beş gün daha" ibaresinin, aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan "Bir sözleşme dönemi boyunca rapor süresi yüzseksen günü aşan aile hekimi veya aile sağlığı elemanının sözleşmesi fesholunmuş sayılır." ibaresinin,
13. maddenin birinci fıkrasında yer alan "herhangi bir ihbar veya ikaza gerek duyulmadan" ibaresinin,
16. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "1) 0-59 ay grubu için (1.6) katsayısı, 2) Gebeler için (3) katsayısı, 3) 65 yaş üstü için (1,6) katsayısı, 4) Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler için (2.25) katsayısı, 5) Diğer Kişiler için (0,79) katsayısı, esas alınır." ibaresinin,
16. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin son cümlesinde yer alan; "Entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezler ile nüfus ve coğrafi yapısı nedeniyle kayıtlı kişi sayısının zorunlu olarak düşük olduğu Bakanlıkça belirlenen yerlerde, kayıtlı kişi sayısı (2400)'den fazla, diğer yerlerde (4.000)'den fazla ise, kayıt tarihi esas alınmak üzere bu sayıları aşan kısım için aile hekimlerine herhangi bir ödeme yapılmaz." ibaresinin,
Aynı fıkranın (ç) bendinde yer alan "her yüz" ibaresinin,
Aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan "herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz." ibaresi ile aile hekimliği sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin 04/08/2015 günlü işlemin iptali istemleri yönünden DAVANIN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
3) 9. maddesinde yer alan "Haftalık çalışma süresi kırk saatten az olmamak kaydıyla" ibaresinin,
13. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin, aynı fıkranın (ı) bendinde yer alan "sekiz haftayı" ibaresinin,
14. maddesinin birinci fıkrasının ve bu fıkranın atıfta bulunduğu Ek (2)'nin, aynı maddenin üçüncü, beşinci ve altıncı fıkralarının,
15. maddesinde yer alan "iki ay önceden bildirmek kaydıyla" ve "iki aylık süreyi beklemeden" ibarelerinin, aynı maddede yer alan "Müdürlüğün kabul etmemesi durumunda, bu süreyi doldurmadan görevden ayrılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanı, bir yıl süreyle sözleşmeli aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olamaz." ibaresinin,
16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ile aynı maddenin 2. fıkrasının,
17. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin, aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan "Aile hekimliği sözleşmesi bulunmayan geçici aile hekimine 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz." ibaresi ile "Aylıklarına ve ücretlerine ilave olarak birinci ve üçüncü fıkralara göre yapılacak ödemelerin toplamı, tavan ücretin üç katını geçemez." ibaresinin,
18. maddesinin 1. fıkrasının,
22. maddede yer alan "on beş gün içinde" ibaresinin iptali istemleri yönünden DAVANIN SÜREAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
4) 13. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
5) Aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmalı davalar için belirlenen ücretin yarısı olan …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmaya katılan Sağlık Bakanlığı ile Aydın Valiliğine, duruşmasız davalar için belirlenen ücretin yarısı olan …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmaya katılmayan Cumhurbaşkanlığına verilmesine,
7) Posta gideri avansından artan tutarın, kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8) Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi