Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/3548
Karar No: 2017/580
Karar Tarihi: 29.03.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3548 Esas 2017/580 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/3548 E.  ,  2017/580 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İzmir 1. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.05.2014 gün ve 2014/41 E., 2014/332 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 19.03.2015 gün ve 2014/18303 E., 2015/5271 K. sayılı kararı ile,
    (…1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Mahkemenin, yurda kesin dönüş yapılmadığından, sair koşullar incelenmeksizin, yaşlılık aylığı talebinin reddine ilişkin kararı eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
    Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Yasa hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6. maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi, yurda kesin dönülmüş olmasıdır.
    Kesin dönüşün, aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade ettiği; “sosyal sigorta ödeneği” deyiminden, çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödeneklerin amaçlandığı; “sosyal yardım ödeneği” ibaresinin ise bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlamını taşıdığı kabul olunmaktadır. Ne var ki, “kesin dönüş” ifadesi, mutlak anlamda, yurtdışında bulunduğu ülkeden Türkiye’ye döndükten sonra tekrar yurtdışına çıkış yapmama şeklinde değerlendirilemez. İkamet şartına bağlı olmayan nitelikte sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği alanlara, anılan koşulun gerçekleştiğinin kabulü ile aylık bağlanabilecektir. Aksi yöndeki düşünce, Anayasamızın 23. maddesi ile güvence altına alınmış olan “Yerleşme ve seyahat hürriyeti”nin; İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine) ek 4 nolu Protokolün 2. maddesi ile tanınmış “Serbest dolaşım özgürlüğü”nün ihlali sonucunu doğuracaktır.
    Ayrıca, yurtdışında geçen çalışmalar sonucu o ülkenin sosyal güvenlik sisteminden hak kazanılan yaşlılık ya da malullük aylığının bir sonucu olan ve ikamete dayalı bulunmayan sosyal sigorta veya sosyal yardım niteliğindeki edimlerden yararlanmak, yurtdışından kazanılmış olan sosyal güvenlik hakkının en doğal sonucu olup, bu haktan feragat anlamı çıkacak şekilde bir “kesin dönüş” tanımı yapılması, sosyal güvenlik hakkından feragat edilemeyeceği olgusunun göz ardı edilmesi sonucunu da doğuracaktır.
    Dava konusu, somut olayda; yeni tarihli TR- 4 belgesi getirtilip, ayrıca, yukarıda belirtilen hususlar araştırılıp tartışılarak Türkiye’de aylık bağlanmasını gerektirecek şekilde kesin dönüş şartının gerçekleşip-gerçekleşmediği hususunun değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle yurda kesin dönüş yapılmadığından yaşlılık aylığı talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, davacının Almanya’da 18 yaşını doldurduğu 02.01.1976 tarihinin Türkiye’deki emekliliğine esas olmak üzere sigortaya ilk giriş tarihi olarak tespiti ile 01.01.2014 tarihinden itibaren emekli maaşının bağlanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin Almanya’da ilk defa sigortalı olarak 10.09.1973 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, yurtdışında geçen süreleri borçlanma talebinde bulunduğu ve 39.236,50 TL borçlanma bedelini ödediğini, 20.12.2013 tarihli yaşlılık aylığı talebinin Kurumun 06.01.2014 tarihli yazısı ile reddedildiğini, ancak Kurum işleminin Almanya ile imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin 29. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı kurum vekili yapılan işlemlerin 3201 Sayılı Kanuna uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece 20.12.2013 tarihli 3201 sayılı Kanuna Göre Aylık talebinde Bulunanlara Mahsus Beyan ve Taahhüt Belgesinde de halen Almanya"da ikamet ettiği davacının imzalı beyanıyla dile getirilmiş olup yurda kesin dönüş koşulu yerine getirilmediğinden davacının aylık isteminin kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece davacının Türkiye’ye yerleşme iradesi bulunmadığını ve aylık talep tarihi itibariyle Almanya’da ikamet ettiğini imzalı beyanıyla açıkça dile getirdiği, davacının yurda kesin dönüş konusunda iddiası dahi olmadığı, ikametgahın tanımında belirleyici unsurun sürekli kalma niyetiyle oturmak olduğu belirtilmiş olup sürekli kalma ve yerleşme niyeti konusunda beyanı bulunmayan ve mevzuat gereğince bu konuyu belgelendirmek zorunda olan davacının bu yönde bir beyanı mevcut değilken mahkemeden resen araştırma yaparak kanıt toplamasını istemenin kamu düzenine ilişkin dava kavramı ve hakimlerin üstlendiği yargısal görevin tanımıyla da uyumlu bulunmadığı, 3201 sayılı Kanunun ayrıcalıklı bir düzenleme olup borçlanma bedeli ödenmemesi durumunda kişinin sosyal güvenlik hakkından yararlanıp yararlanamayacağı konusunda değerlendirme dahi yapmayan ekonomik ağırlıklı bir düzenleme olduğundan düzenlemenin Anayasa’nın 62. maddesindeki "Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alır." hükmüne yönelik bir işleve sahip olmayıp ödemeye bağlı sigortalılık süresi kazandırdığı dikkate alındığında, böylesibir yasanın amaç ve kapsamı dahilinde yapılacak değerlendirmenin, sosyal güvenlik hakkı bağlamından öteye, 3201 sayılı Kanunun öngördüğü koşullara uygun biçimde gerçekleştirilmesi gerektiği, diğer yandan verilen kararın dava tarihindeki koşullar değerlendirilerek verildiği, kesin dönüş koşulu gerçekleştirilerek ileride yenide aylık talebinde bulunulmasına engel olacak bir kesin hüküm yaratılmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararını taraf vekilleri temyize getirmektedir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık 3201 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı tahsisinde aranan kesin dönüş şartının somut olay bakımından araştırılmasına gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    I-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Bilindiği üzere, hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz istemi için de aranan bir şarttır.
    Davalı Kurum vekilinin temyiz istemi Özel Dairece incelenip, reddedildiğinden davacı yönünden hüküm kesinleşmiş ve uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle; davalı Kurum vekilinin direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır.
    O halde, davalı Kurum vekilinin direnme hükmüne yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.
    II-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki Kanun, kendisinden önce yürürlükte bulunan 2147 sayılı Kanun ile birlikte; yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarına; yurt dışında çalıştıkları süreleri, döviz karşılığı borçlanma ve buna bağlı yaşlılık sigortasından yararlanma hakkı vermiş ve bu kişilerin, yurt dışındaki ülke sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında sosyal güvenliklerine gerek kalmaksızın Türkiye"de sosyal güvenceye kavuşma hakkı tanımıştır. Böylece Türkiye"de çalışıp belli bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunan Türk vatandaşları ile yurt dışında çalışanların sosyal güvenceleri açısından bir farklılık kalmamıştır.
    3201 sayılı Kanun’un 6.maddesinde;
    "A-Bu kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için;
    a)Yurda kesin dönülmüş olması,
    b)Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamının ödenmiş olması;
    c)Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması şarttır.
    Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere ilgili sosyal güvenlik kurumu kanunu hükümlerine göre bağlanır.
    B- Bu kanunun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylıkları kesilir.
    Bunlardan yeniden kesin dönüş yapanların, bu hizmetlerini 4"ncü madde hükümleri gereğince borçlanmaları şartıyla aylıkları bu süreler de dikkate alınarak yeniden hesaplanır. Bu borçlanmayı yapmayanların eski aylıkları yurda kesin dönüş tarihini takip eden ay başından itibaren müracaatları üzerine tekrar ödenmeye başlanır.”
    Hükmü bulunmakta olup, 3201 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığının bağlanabilmesi için “kesin dönüş” koşulunun varlığı aranmaktadır.
    06.11.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin “Aylığa Hak Kazanma ve Aylık Başlama tarihi” başlıklı 13. maddesinin 1/a bendinde: de aylık bağlanabilme koşulları arasında “Yurda kesin dönülmüş olması” sayılmıştır.
    Aynı Yönetmeliğin “Tanımlar başlıklı” 4. maddesinin 1/d bendinde: “Kesin dönüş: Aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu,” şeklinde tanımlanmıştır.
    Yönetmelikteki, kesin dönüşün tanımında yer alan “sosyal sigorta ödeneği” ibaresinin, ne anlama geldiği ifade edilmektedir. Buna göre “sosyal sigorta ödeneği” çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödemeleri ifade etmektedir. Tanımda geçen “sosyal yardım ödeneği” de bulunulan ülke mevzuat kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir geliri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlaşılmaktadır. Bu nedenle, yurt dışı sürelerini borçlananlara aylık bağlanmasında, öncelikle yurt dışındaki çalışmaları ve varsa ikamete dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneklerinin sona ermesi şartı aranacağı; kesin dönüş ifadesinden hiçbir şekilde mutlak anlamda yurt dışında bulunduğu ülkeden, Türkiye’ye döndükten sonra tekrar yurtdışına çıkış yapmama şeklinde anlaşılmaması gerekmektedir.
    Açıklanan hususlara, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 29.01.2014 gün ve 2013/10-434 E., 2014/53 K. sayılı kararında da işaret edilmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, davacının yurt dışında çalışmasının bulunup bulunmadığı ve ikamete dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadığı araştırılmadan yaşlılık aylığı talebi yönünden kesin dönüş şartı gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
    Açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: A) Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı ... vekilinin direnmeyi temyize ilişkin isteminin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
    B) Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatarına geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi