Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 16/04/2010 tarihinde geçirmiş olduğu maddi hasarlı trafik kazasından dolayı aracında meydana gelen zararının karşılanmadığını, tespit dosyasındaki bilirkişi raporuna göre kusurun davalı sürücüde olduğunu, müvekkilinin belediye başkanı olup araç kiralamak durumunda kaldığını, bu sebepten fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile aracında oluşan 100 TL değer kaybı, 9845TL tamir gideri, müvekkili aracın hasarlı olduğu tarihlerde gideceği yerlere araç kiralayıp gittiğinden 100TL maddi ve manevi tazminat olmak üzere toplam 10.045,00 TL"nin kusurları oranına göre davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı ....sigorta A.Ş. vekili, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığını, müvekkilinin manevi tazminat taleplerinden sorumlu olmadığını, aleyhlerine yapılan kusur tespitini kabul etmediklerini, aracın değer kaybı ve aracın çalıştırılmamasından dolayı mahrum kalınan gelirlerin müvekkilinden talep edilemeyeceğini, müvekkilinin sigorta poliçesindeki limit ile sınırlı olduğunu, davacının zararını ispat etmekle yükümlü olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Tazminat davasında davacı olma ehliyeti kural olarak malvarlığı doğrudan doğruya zarar gören kişiye aittir. Ancak bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs.) elinde bulunduran kişi onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorunda olduğundan, ödemek zorunda olduğu onarım giderlerini isteyebilecektir. Somut olayda zarara uğrayan .... plakalı aracın sürücüsü, dosya içerisinde mevcut kaza tespit tutanağı, duruşmada dinlenen davacı tanık beyanına göre davacı A.. Ö.. olup olay sırasında aracın zilyedi durumunda bulunduğuna göre, davacı zilyedin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu,araç sürücüsünün araç malikine aynen iade yükümlülüğünün bulunduğu ve aktif dava ehliyeti olduğu düşünülmeden, davacının maddi tazminat talebinin yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.