9. Ceza Dairesi 2016/1697 E. , 2016/8409 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak veya kabul etmek suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda .... Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen .... tarihli ve ... soruşturma, ... sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile sanık hakkında 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, şüphelinin denetimli serbestlik tedbirine uymaması nedeniyle infaz kayıtları kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, sanık hakkında ...Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan dava hakkında, sanığa bir şans daha verilmesi için kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın aynen infazına, esasın bu şekilde kapatılmasına dair .... Asliye Ceza Mahkemesi"nin .... tarihli ve .... esas, .... sayılı kararı ile ilgili olarak;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191. maddesinde “(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 171"inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.
(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.
(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde “ (1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır.
(2)(Ek fıkra: 06.12.2006 - 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” Yine Denetimli serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 40. maddesinde “(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir.
2) Haklarında;
a) Adli kontrol tedbirine,
b) Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına,
ilişkin karar verilen yükümlülerin müdürlüğe başvurması istenmez.
(3)Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir.
(4)Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığı"na geri gönderilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı; somut olaya bakıldığında ise, sanık hakkında verilen kamu davası açılmasının ertelenmesine dair kararda, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği, tedbir ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar edilmesi halinde dava açılacağının ihtar edildiği, bu kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kesinleştiği, denetimli serbestlik müdürlüğünce sanığa 10 gün içerisinde müracaat edilmesine ilişkin ihtarlı davetiye çıkartıldığı ve tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı, sanığın anılan dosyada denetimli serbestlik yükümlülüklerini yerine getirmemekte ısrar ettiğinin kabulü gerekeceği, bu nedenle sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesi uyarınca bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanığa bir şans daha verilmesi için kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın aynen infazına, esasın bu şekilde kapatılmasına dair karar tesisinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı"nın .... tarih ve ....sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın .... tarih ve .... sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mahkeme gerekçesine ve sanık savunmasına göre sanık mazereti nedeniyle denetimli serbestliğe uymadığı anlaşıldığından bu nedenle mahkeme kararına yönelik itirazın ve Kanun Yararına Bozma talebinin REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 24.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.