13. Hukuk Dairesi 2016/28037 E. , 2019/9357 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının maliki olduğu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 176 ada, 10 parselde bulunan 4. Kat, 7 nolu bağımsız bölümü 65.000,00 TL bedelle satın aldığını, sonrasında yaptığı harici araştırmada bahse konu taşınmazın üzerinde sadece 3 kat bulunduğunu, 4. katın ve dolayısıyla 7 no.lu bağımsız bölümün bulunmadığını tespit ettiğini, taşınmazın öncesinde beş katlı imar ruhsatına göre tapuda kat irtifakı kurulmuş olduğunu, ancak 1999 depremi sonrasında bahse konu taşınmazın imar izninin üç kat olarak belirlendiğini, tapu kayıtlarına güvenerek bahse konu taşınmazı satın aldığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalıya taşınmaz bedeli olarak ödediği 65.000,00 TL satış bedelinin ödeme tarihi olan 02.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacı ile aralarında gerçek bir satış olmadığını ve para almadığını, yetkilisi olduğu şirketin alacaklı olduğu dava dışı ... ...’un borcuna teminat olmak üzere 3 adet taşınmazını kendisine devrettiğini, borcu ödedikçe taşınmazlarının iade edildiğini, ancak bir kaç çeki karşılıksız çıkınca başlattığı takip sonrası borcun davalının babası tarafından ödenmesi üzerine dava dışı ... ...’un talimatı üzerine taşınmazı davacıya devrettiğini, kendisinin de dava konusu taşınmazı görmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 65.000,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 02.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile 02.08.2012 tarihli resmi senet ile davalıdan satın aldığı bağımsız bölümün gerçekte var olmadığını ileri sürerek ödemiş olduğu 65.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, gerçek bir satış yapılmadığını ve kendisine bir bedel ödenmediğini savunarak davanın reddini dilemiş; Mahkemece, keşif ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında satışı gerçekleştirilen taşınmazın gerçekte olmadığı, ana taşınmazın zemin + 3 kattan ibaret olduğu ve 4. katın bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazın satışına ilişkin 02.08.2012 tarihli resmi senette taşınmazın 65.000,00 TL bedelle, davacı tarafından bedeli nakten ve tamamen ödenmek sureti ile satın alındığı belirtilmektedir. Resmi senette satış bedelinin ödendiği yazılı olduğuna göre, kendisine bedel ödenmediğini savunan davalının, bu savunmasını yazılı delil ile ispatlaması gerekmekte olup, dosya kapsamı itibari ile davalı bu savunmasını ispatlayamamıştır. Ne var ki; davalı cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline başvurmuş olmasına karşın, Mahkemece davalıya yemin deliline başvurma hakkı hatırlatılmadan hüküm kurulmuştur. Mahkemece, davalıya taşınmazın satış bedelini ödeyip ödenmediği hususunda davacıya yemin yöneltme hakkı bulunduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi