Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/720
Karar No: 2022/3627
Karar Tarihi: 18.04.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/720 Esas 2022/3627 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2022/720 E.  ,  2022/3627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kullanım kadastrosu sırasında, ... ili Sultanbeyli ilçesi ... ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 118 ada 7 parsel sayılı 190,54 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bahçe olarak 15 yıldan beri Fazlı oğlu ...’nin fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak, bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 12.07.2010 tarihinde tespit ve 24.08.2010 tarihinde tescil edildikten sonra, 6292 Sayılı Kanun uyarınca 11.09.2013 tarihinde ...’ye satılarak bu kişi adına tescil edilmiş; davacı ... tarafından, ... Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/201 Esas ve 2013/283 Karar sayılı dosyasıyla taşınmazdaki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemiyle 25.04.2011 tarihinde açılan davanın yargılaması neticesinde 26.02.2013 tarihli hükümle 118 ada 7 parselin tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan kullanıcı şerhinin iptaline, tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazın 24.08.1992 tarihinden beri ...’ın fiili kullanımında olduğunun şerh verilmesine karar verilmiş, bu kararın 09.09.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine davacı ... tarafından 18.09.2014 tarihinde taşınmazın kendisine satışı için idareye başvurulmuş ve mahkeme kararındaki kullanıcı şerhi 22.09.2014 tarihinde tapunun beyanlar hanesine işlenmiştir.
    Davacı ... vekili, Sultanbeyli ilçesi ... ... Mahallesi 118 ada 7 parsel taşınmazın haklı zilyedi müvekkili olan davacı olmasına rağmen, davalı ... tarafından kötüniyetli olarak zilyetlik başvurusunda bulunulduğunu, davacı tarafından 18.09.2014 tarihinde satın alma talebinde bulunulmuş ise de Hazine tarafından satışın diğer davalı ... ... yapıldığını, ... Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/201 Esas ve 2013/283 Karar sayılı zilyetlik şerhinin düzeltilmesine ilişkin kararın Hazineye ibraz edildiği halde hatalı işlemin Milli Emlak Müdürlüğünce düzeltilmediğini, davalı ... adına tescil işlemi yapıldığını ileri sürerek, davalı adına yapılan yolsuz tescilin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Dava dosyasının tahkikat aşamasında iken 27/10/2015 tarihli oturumda işlemden kaldırıldığı, davacı vekilinin 03/11/2015 tarihli yenileme dilekçesi üzerine 19/11/2015 tarihli oturum gününün tayin edildiği ve fakat HMK'nun 120. Maddesi gereğince dava şartı niteliğinde olan delil avansının dosyaya yenileme dilekçesi ile birlikte verilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 6292 sayılı Kanun gereğince satışı yapılan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescile ilişkindir.
    6100 sayılı HMK'nin 115/2 maddesinde “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” hükmü, aynı Kanun' un 120/2. maddesinde “Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya 2 haftalık kesin süre verilir.” hükmü ve yine aynı Kanun'un 324. maddesine göre ise “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır”hükmü düzenlenmiştir.
    03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, davacının, her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, delil avansının ise, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.
    Gider avansının içinde delil avansı için gerekli giderler de gösterilmiş olduğundan, Yönetmeliğin 45. maddesinin 1. fıkrası ile 4 ve 5. fıkraları uyumlu değildir. Bu durumda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddelerine göre yorum yapılmalıdır.
    HMK’nin gider avansına ilişkin 120. maddesi ile delil avansına ilişkin 324. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, gider avansının yatırılmaması ve delil avansının yatırılmaması halinde farklı hukuki sonuçlar düzenlendiği, verilen kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmaması halinde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, delil avansında verilen kesin süre içerisinde delil avansının yatırılmaması halinde dayanılan delilden vazgeçildiği kabul edilerek mevcut delillerle bir karar verilmesi gerektiği, ancak her iki halde de, kesin süre verilmesine ilişkin ara karar kurulurken, gereğinin yerine getirilmemesi durumunda hangi hukuki sonucun / sonuçların doğacağının da ihtar edilmesi gerekmekte olup delil avansında ayrıca hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağının da açıkça belirtilmesinin gerektiği anlaşılmaktadır.
    Eldeki dava 10.04.2015 tarihinde açılmış olup, dava açılırken davacı vekili tarafından dosyaya 478 TL gider avansı yatırılmış, tensip zaptının 5. bendinde de “... sair deliller var ise düplik dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde liste halinde düzenleyip dosyaya sunmak dosyada yatılı bulunan avans kullanılarak karşı vekile tebliğe gönderilmek üzere görev verilmesine, aynı sürede verilen masraf kullanılarak ya da tespit edilecek delil avansı yatırılarak delil olarak gösterdikleri belgelerin başka yerden getirilmesi ve bilgilerin teminin sağlanmasına” ilişkin ara karar kurulmuştur. Yargılama sırasında 30.06.2015 tarihli ilk celsede, gider avansının yatırıldığı tespit edilmiş ve 2 nolu ara kararın (d) bendinde “... 400 TL bilirkkişi ücretinin gider avansından ödenmesine, gider avansı noksan ise davacı vekilinin bu tarihten itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde yatırmasına...” karar verilmiş, bu karar üzerine dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından düzenlenen rapor sonrası davacının yatırdığı 478 TL gider avansından 374 TL, davalı Hazinenin yatırdığı 50 TL delil avansından ise 26 TL olmak üzere toplam 400 TL bilirkişi ücreti 05.08.2015 tarihinde ödenmiş ve bilirkişi raporu da tüm taraflara tebliğe çıkarılmıştır. Bundan sonra; davacı vekilinin 27.10.2015 tarihli celseye gelmediği gerekçesiyle dosyanın HMK‘nin 150/6. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ise de 03.11.2015 tarihinde davacı vekili tarafından yenileme dilekçesi verilmiştir. Davanın yenilenmesinde sonra, 19.01.2016 tarihli celse de yine davacı vekilinin duruşmaya katılmamış olması nedeniyle, Mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmış ve davacı vekilince süresinde yenileme dilekçesi verildiği halde masraf verilmediğinden tebligatların postaya verilmediği belirtilmiş olup, davalı vekili tarafından, davayı takip ettikleri belirtilerek, HMK’nin 120. maddesi gereğince dava şartı olan paranın da yenileme dilekçesi ile birlikte depo edilmediği, bu nedenle dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği beyan edilmesi üzerine aynı celsede davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemenin ret gerekçesinde ise, “Dava dosyası, tahkikat aşamasında iken davacı tarafından 27.10.2015 tarihli oturumda işlemden kaldırılmış, davacı vekilinin 03.11.2015 tarihli yenileme dilekçesi üzerine 19.11.2015 tarihli oturum günü tayin edilmiş ve fakat HMK' nin 120. maddesi gereğince dava şartı niteliğinde olan delil avansının dosyaya yenileme dilekçesi ile birlikte verilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı Hazine vekili davayı takip ettiğini, dava şartı yokluğundan karar verilmesini talep etmiş olup başka yön incelenmeksizin davanın reddine karar verilmiştir.” denilerek hüküm kurulmuş ise de, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; Mahkemece, davanın yenilenmesi sonrası yasaya aykırı olarak davacı tarafa, delil avansını yatırmak üzere süre verilmediği ve delil avansının bu sürede yatırılmaması halinde hukuki sonucunun ne olacağının ihtar edilmediği, bu haliyle davacı tarafa, delil avansını yatırması için usulüne uygun şekilde kesin süre verildiğinden söz edilemeyeceği anlaşıldığından, dava şartı yokluğundan bahisle davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca usul ve yasaya aykırı kararın BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi