Esas No: 2022/705
Karar No: 2022/3630
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/705 Esas 2022/3630 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, Kocaali'de bir taşınmazın tapu kaydının düzeltilmesi için açılmıştır. Davacı, taşınmazın kendisine ait olan kısmının davalının parseline geçirildiğini ve kadastro bilirkişilerinin yanlış ölçüm yaptığını ileri sürerek iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Ancak mahkeme, taşınmazın kullanım kadastrosunun kesinleşerek tapuya tescil edildikten sonra satış işlemi yapılması nedeniyle davanın dinlenme olanağı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Kanun maddeleri: 6292 sayılı Kanun, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi, 6100 sayılı HMK, 1086 sayılı HUMK'un 438/son fıkrası, 440/I maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., Sakarya ili Kocaali ilçesi ... Köyü 150 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kendi adına, 150 ada 1 parselin ise davalı adına kayıtlı olduğunu, kendisine ait avlu içinde bulunan tahminen 395 m2'lik kısmın davalının 150 ada 1 parseline geçirildiğini, kadastro bilirkişilerinin yanlış beyan ve ölçümleri sonucu böyle bir yanlışın meydana geldiğini, bu yanlışlığın düzeltilmesine davalının itirazının da olmadığını ileri sürerek, kendisinin ve davalının tapu kayıtlarının iptali ile yapılacak keşif ve ölçüm sonucunda kendi parseli ve avlusu içinde olması gereken kısımla birlikte adına tesciline, geri kalan kısmın ise davalı adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Dava konusu, Sakarya ili Kocaali İlçesi ... Köyü 150 ada 1 parsel sayılı 24.733,31 m2 yüzölçümündeki taşınmazın bahçe vasfıyla 13.01.2015 tarihinde 6292 sayılı Kanun gereği satış işlemi yoluyla tam hisse olarak davalı ... adına tescil edildiği ve beyanlar hanesinde taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2/ B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı şerhinin bulunduğu, davacıya ait 150 ada 2 parsel sayılı 2.991,26 m2 yüzöçümündeki taşınmazın ise bahçe vasfıyla 11.12.2014 tarihinde 6292 sayılı Kanun gereği satış işlemi yoluyla tam hisse olarak davacı ... adına tescil edildiği ve beyanlar hanesinde 2002 yılından beri fındık bahçesi olarak ... kızı ... kullanımında olduğu şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 6292 sayılı Kanun gereğince satışı yapılan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescile ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, bu karar yerinde görülmemiştir. Şöyle ki; bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem, idari işlem niteliğinde 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satış işlemi olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; davacı, eldeki davayı 29.03.2016 tarihinde açmış olup dava konusu 150 ada 1 parselin tamamı 6292 sayılı Kanun uyarınca 13.01.2015 tarihinde davalı ...’ya satılarak tapuda adına tescil edilmiştir. Davacı, eldeki bu davayı davalıya yapılan satış işleminden sonra açtığına ve dosya kapsamından da idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre, eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, açıklanan gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın ispatlanamadığından bahisle reddedilmiş olması isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibariyle doğru olup yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ayrıca bozma nedeni yapılmamış ve gerekçesinin düzeltilmesi suretiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/son fıkrası gereğince gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE; taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 29.20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 51.50 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 18.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.