Hukuk Genel Kurulu 2017/804 E. , 2017/575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki “karşılıklı boşanma” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda Karşıyaka 1. Aile Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne dair verilen 21.03.2012 gün ve 2011/233 E., 2012/210 K. sayılı kararının temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 26.12.2012 gün ve 2012/11108 E., 2012/31631 K. sayılı kararı ile onanmış, davalı-davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesi üzerine bu kez Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 23.12.2013 gün ve 2013/21176 E., 2013/30454 K. sayılı kararı ile:
"…1-Temyiz eden davalı-karşı davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme istekleri yersizdir.
2-Boşanma davaları açılmadan önce davacı-karşı davalı kadın eşi davalı-karşılık davacıya 28.02.2011 tarihinde hakaret ve tehditten ceza aldığı, aynı tarihte kocanın ilk evliliğinden olma çocuğuna hakaret etmekten mahkum olduğu ve cezaların kesinleştiği, ayrıca evden ayrılırken eşyalara zarar verdiği, buna karşılık davalı-karşı davacı kocanın ise evin kilidini değiştirip eve almadığı, 1.3.2011 tarihinde eşini darp ettiği anlaşılmaktadır. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2 maddesi koşulları oluşmadığı halde maddi ve manevi tazminata karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki bu yön ilk incelemede gözden kaçırıldığından davacı-karşı davalı kocanın kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 26.12.2012 gün ve 2012/11108-31631 sayılı kararının kusur ve tazminatların onanmasına ilişkin bölümünün kaldırılmasına, taraflar eşit kusurlu olduğundan davacı-davalı kadın lehine Türk Medeni Kanununun 174/1 ve 2 maddesi gereğince maddi ve manevi tazminata karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu bölümünün bozulmasına karar vermek gerekmiştir…"
gerekçesiyle oyçokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl ve birleşen dava evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir.
Davacı-davalı (kadın) vekili, davalı-davacının müvekkili ile evlenmek için yaşı ve rahatsızlıkları konusunda doğru bilgi vermediğini, müvekkilini ters ilişkiye zorladığını ve “seni istemiyorum, artık bitti” sözleri ile sık sık evlilik ilişkisinden sıkıldığını söylediğini, müvekkilinin ailesinin müşterek haneye gelmesini istemediğini, 28.2.2011 tarihinde evin kapısının kilidini değiştirdiğini, müvekkiline hitaben “orospu, geldin mi kahpe, ben sana demedim mi kan çıkacak neden geldin, seni öldürmen mi lazım” diyerek hakaret ve tehdit ettiğini, bu sırada müvekkilini iteleyerek çenesine yumruk attığını belirterek boşanma kararı verilmesini, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-davacı (erkek) vekili, eşinin kendisinin cebinden habersiz para aldığını fark ettiğini, bu olayın tekrarlanması üzerine eşine olan güveninin sarsıldığını, geceleri geç saatlere kadar internet başında vakit geçirdiğini, başka odada uyuduğunu, “paran olmazsa sen ne işe yararsın ki babam yaşında adamsın”, “Allah’ın doğulusu işte ne olacak” şeklinde söylemlerde bulunduğunu, tüm bunların ardından 28/02/2011 günü çıkan tartışmanın ardından davalının “görürsün bak seni rezil edeceğim Çeşmede, öyle şeyler yapacağım ki insan içine çıkamayacaksın” diyerek işyerinden ayrıldığını, müvekkiline ve müvekkilinin önceki evliliğinden olan oğluna hakaretler savurarak evi terk ettiğini, sonrasında davacı-davalının karakola giderek müvekkilinden darp kapsamında şikayetçi olduğunu belirterek boşanma kararı verilmesini ve 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece davalı-davacı erkeğin eşini evden kovduğu, evin anahtarını değiştirdiği, doktor raporu ile sabit olduğu üzere eşine şiddet kullandığı, davacı-davalı kadının ise eşine bunak, gavat, şerefsiz vs... sözcüklerle hakaret ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadın için 1.000 TL tedbir nafakası ile 500,00 TL yoksulluk nafakasına, TMK 174/1-2 maddesi gereğince 35.000 TL maddi, 35.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece önce onanmış, davalı-davacı (erkek) vekilinin karar düzeltme dilekçesi üzerine bu kez yukarıda başlık bölümünde gösterilen gerekçelerle kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat (TMK 174/1-2 m.) yönünden oy çokluğuyla bozulmuştur.
Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiş; direnme kararını davalı-davacı (erkek) vekili temyize getirmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olayda tarafların eşit kusurlu olup olmadığı ve burada varılacak sonuca göre davacı-davalı (kadın) lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme, bozma kararından esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanmak veya bozmadan esinlenmek suretiyle gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda, davacı-davalı kadının eşine bunak, gavat, şerefsiz vs... sözcüklerle hakaret ettiği, davalı-davacı erkeğin ise eşini evden kovduğu, evin anahtarını değiştirdiği, doktor raporu ile sabit olduğu üzere eşine şiddet kullandığı gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulüne dair verilen karar Özel Dairece, “evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmeyeceği” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma sonrası önceki karar gerekçesinde davalı-davacı erkeğe atfedilen kusur belirlemesinden farklı olarak davalı-davacı erkeğin “ekli Adli Tıp Kurumu raporuna göre fiziksel ve cinsel istismara maruz bırakacak biçimde” davacı-davalı kadına şiddet uyguladığı ve bu nedenle erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilmek suretiyle önceki kararda direnilmiştir.
Şu hale göre, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni bir gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında, direnme gerekçesinde belirtilen fiziksel ve cinsel istismara maruz bırakacak biçimde şiddet uygulandığı iddiasının dava dilekçesinde dile getirildiği, belirtilen Adli Tıp Kurumu raporunun davanın başından beri dosyada olduğu, dolayısıyla bu yönde bir değerlendirmenin yeni hüküm niteliğinde olmadığı ve ön sorunun bulunmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Hal böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı-davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 29.03.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.