Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/714
Karar No: 2022/3632
Karar Tarihi: 18.04.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/714 Esas 2022/3632 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2022/714 E.  ,  2022/3632 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı ...; dava konusu 186 ada 64 ve 69 parsellerin muris ... oğlu ...’ten intikalen geldiğini, dolayısıyla diğer mirasçılarla hisseli olduğunu, diğer mirasçılardan ... tarafından noterden verilen muvafakat ile bu yerin davacının babasına ait olduğundan davacı adına kayıt ve tescili istenerek tapunun davacıya geçtiğini, ancak kadastro esnasında her nasılsa davalı ... oğlu ...’in taşınmazların yaklaşık 3000 m2'lik bölümünü kendi adına yazdırdığını, bu nedenle davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile muris ... oğlu ... mirasçıları adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı 11.11.2014 tarihli celsede ise taşınmazın kendisine ait olduğundan kendi adına tescilini istediğini beyan etmiştir.
    Mahkemece; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup hüküm; davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı ...’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Dava konusu; Samsun İli Vezirköprü İlçesi Güney Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında 186 ada 64 parsel sayılı 4011,54 m2 yüzölçümündeki ve 186 ada 69 parsel sayılı 7922,79 m2 yüzölçümündeki her iki taşınmazın kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak, her iki taşınmazın edinme sütunlarına da 186 ada 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70 ve 71 parsellerin evvelce tek parça halinde vergi kaydına göre Memet Patlak (...) adına kayıtlı olduğu, 1938 yılında oğlu ...’e kayıtsız şartsız hibe ettiği, onun da ölümü ile geriye eşi ... ve evlatları ... ve ...’e terkettiği , 1971 yılında yapılan rızai ifraz ve taksim neticesinde 61, 63, 65, 68 ve 71 parsellere ifraz ettikleri 61, 65, 71 parsellerin ... oğlu ... ...’e, 63 ve 68 parsellerin ise ... oğlu ...’e düştüğü ve onun da ölümü ile mirasçıları olan eşi ..., çocukları ... , ... , ..., ... ... ile ...’e terkettiği , 63 ve 68 parsellerde iştirak halinde malik oldukları, 18.10.1999 tarihinde 64 nolu Orman Tahdit Komisyonun 1947 tarili kesinleşmiş orman tahdit haritalarının zemine aplikesi neticesinde ibraz edilen orman tahdit haritalarında orman tahdit hattının 61, 63, 65, 68 ve 71 parsellerin içinden geçerek 61,63,71 parselleri iki kısma, 65ve 68 parselleri ise 3 kısma ifraz ettiği, 62, 64, 66, 67, 69 ve 70 parsellerin oluştuğu , 62,66 ve 72 nolu parsellere 61 parsel maliki ... oğlu ... ...’in 64 ve 69 parsellere de ... oğlu ...’in mirasçılarının kullanımında olduğu belirtilerek tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına 01.07.2002 tarihinde tespit ve 11.03.2003 tarihinde tescil edilmiştir.Dava konusu taşınmazlarda 2010 yılında 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek 4. maddesi uyarınca çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda dava konusu 186 ada 64 parselin yüzölçümü hatası düzeltilerek 4011,54 m2 iken 3861,22 m2 yapılmış olup 69 parselde ise yüzölçümü düzeltmesi yapılmamış, her iki taşınmazın beyanlar hanesine ise 6831 sayılı Kanun'un 2/ B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... oğlu ... ... kullanımında olduğu şerhi verilmiştir. ... oğlu ... ...’in mirasçılarından ... ..., ... ... ..., ..., ... ..., ... ... ve ... ...’in muvafakatları üzerine dava konusu her iki taşınmaz da 6292 sayılı Kanun uyarınca 25/28 hissesi 19.08.2013 tarihinde ... oğlu ...’e, 3/28 hissesi ise 13.11.2013 tarihinde ... oğlu ...’e satılarak bu kişiler adına tescil edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu 186 ada 64 ve 69 parsellerin kadastro tutanağının 11.03.2003 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 17.03.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmakla 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmişse de tapunun seyri ve yapılan son güncelleme çalışmaları dikkate alındığında davacının aslında 2003 yılında düzenlenen tespit tutanağında belirlenen kullanım durumuna değil güncelleme çalışmalarında değiştirilen kullanım durumuna itiraz ettiği , başka bir deyişle 2003 yılında düzenlenen tespit tutanağında ;dava konusu 64 ve 69 parsel taşınmazlar davacının murisi ... oğlu ... kullanımında olduğu belirtilmişken güncelleme çalışmalarında dava konusu 64 ve 69 parsellerin davalının babası olan ... oğlu ... ... kullanımında olduğunun belirtildiği ,bu nedenle davacının davasının güncelleme çalışmalarına ilişkin olduğu anlaşılmakta olup güncelleme çalışmaları da 2010 yılında yapıldığından mahkemece hak düşürücü süreden ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp, üçüncü şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe üçüncü kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
    Dolayısı ile kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp, üçüncü şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
    Somut olaya gelince; davacı eldeki davayı 17.03.2014 tarihinde açmış olup dava konusu taşınmazların 3/28 hissesi 6292 sayılı Kanun uyarınca 13.11.2013 tarihinde davalıya satılmıştır. Davacı eldeki bu davayı davalıya yapılan satış işleminden sonra açtığına ve dosya kapsamından da idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
    O halde; mahkemece bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken az yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemişse de ret kararı sonucu itibariyle doğru olup yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün 6100 sayılı HMK ‘nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/son fıkrası gereğince gerekçesinin değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, davacı ...’in sair temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi