Esas No: 2021/8539
Karar No: 2022/3615
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8539 Esas 2022/3615 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalıların adına kayıtlı olan taşınmazın tapu kaydının düzeltilerek Hazine adına tescilini talep etmiştir. Ancak taşınmaz kesinleşmiş orman tahdidinde kalmaktadır. Kadastro Mahkemesi önce davanın reddine karar vermiştir, ancak Yargıtay'ın bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucunda taşınmazın 30.25 m²'sinin orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Ancak bilirkişi raporunda kısmen çelişki bulunması nedeniyle karar bozulmuş ve durumun açıklığa kavuşturulması için yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması istenmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5304 sayılı Kanun'un 6. maddesi
- 3402 sayılı Yasa'nın 22/2-a maddesi
- 1744 Sayılı Kanun'un 2. maddesi
- 2924 sayılı Kanun'un 11 ve 12. maddeleri
- 3402 sayılı Kanun'un 25, 26 ve 27. maddeleri
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ... İdaresi vekili tarafından ve davalılar ... vekilince katılma yolu ile temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalılar adına kayıtlı olan ... Köyünde kain eski 983 parsel sayılı 3.153,00 m2 alanlı taşınmaz, 5304 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Yasa'nın 22/2-a maddesine göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27865 ada 7 parsel sayısı, 3.099,48 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tespit edilmiş, 3402 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre 09.06.2010 ila 08.07.2010 tarihleri arasında ilan edildiği tutanak arkasına yazılmıştır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1946 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi ile 14.05.1980 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Kanun'un 2. madde uygulaması vardır.
Orman İdaresi, Kadastro Mahkemesine hitaben verdiği 08.07.2010 tarihli dilekçesinde; söz konusu parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen orman sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tespitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "çekişmeli parselin 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle tapuda Hazine adına kayıtlıyken, Or-Köy Başmühendisliği tarafından 2924 sayılı Kanun'un 11 ve 12. maddeleri gereğince satılıp Hazinenin temliki ile tapuya kaydedildiği, tekrar orman sınırları içinde kaldığı savıyla açılan davanın hukuki değer taşımayacağı, çekişmeli parselin yenileme kadastrosunun yapıldığı, bu çalışmanın teknik çalışmalar ile sınırlı olduğu, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, yenilemede ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı" gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu ... Köyü 27865 ada 7 sayılı parselin 3.099,48 m2 olarak tapu kütüğüne aktarılmasına, taşınmazın sınırlarının ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiştir.
Anılan hüküm, davacı ... İdaresi ve davalılardan ... vekili (vekalet ücretine ilişkin olarak) tarafından temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 09.02.2012 tarihli ve 2012/957-1642 sayılı ilamıyla "davacının 22/a işlemine itirazına yönelik talebinin reddine dair kararın eksik araştırmayla verildiği, davacının taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddiası yönünden görevsizliğe karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.
Kadastro Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan çalışmanın kanun ve teknik ölçülere uygun olduğundan buna yönelik davanın reddine, dava konusu eski 983 parsel sayılı taşınmazın yeni 27865 ada 7 parsel sayısı ve 3.099,48 m² yüzölçümüyle tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, sınırlarının ve yüzölçümünün düzeltilmesine, Orman İdaresinin mülkiyete yönelik açtığı dava yönünden 3402 sayılı Kanunun 25, 26 ve 27. maddeleri uyarınca mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, bilirkişi krokisinde dava konusu taşınmazın (A)=331,67 m² bölümünün kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığı belirtilmiş ise de bu konunun görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Anılan kararın kesinleşmesi sonrası dosyanın gönderildiği Asliye Hukuk Mahkemesince, dava eldeki easasa kaydedilmiş, yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile ... ili, ... Köyü, 27865 ada 7 parsel sayılı taşınmazın bilirkişice A harfi ile (09/07/2013 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen kısım) gösterilen 30.25 m2’lik kısmın tapusunun iptali ile Hazine adına orman vasfı ile tesciline karar verilmiş; hükme karşı, davacı vekili ve davalı ... vekili (katılma yolu ile) temyiz isteminde bulunulmuştur.
Dava kesinleşmiş orman tahdidinde kaldığından bahisle dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu taşınmazın uygulama kadastrosu işlemine itiraz istemine yönelik davada Kadastro Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 331,67 m2'lik kısmının kesinleşmiş orman tahdidinde kaldığının bildirildiği, eldeki davada Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise 30,2 m2'lik kısmının orman tahdit sınırları içinde kaldığının bildirildiği, Mahkemece sözkonusu çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu anlaşıldığına göre; Mahkemece oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak çelişkinin giderilmesi, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman tahdidine göre durumunun kesin olarak berlirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden hükmün -sair yönleri incelenmeksizin- bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalılardan ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.