Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7938
Karar No: 2020/2894
Karar Tarihi: 26.02.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/7938 Esas 2020/2894 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/7938 E.  ,  2020/2894 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince 2014/406 esas 2016/513 karar sayılı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi"nin 2017/528-2017/784 karar sayılı kararının süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili, davacının müteveffa ..."ın eşi olduğunu, ..."ın vefatından sonra eşi ve çocuklarının mirasçı olarak kaldıklarını, çocukların vekaletnamelerle tüm miras haklarını ve alacaklarını talep etmeye ilişkin annelerine düzenleme şeklinde özel vekaletname verdiklerini, ..."ın sağlığında üzerinde bulunan ... ili Kestel ilçesindeki iki adet arsanın satılıp bedelinin kendisine verilmesi için akrabası olan davalıya vekaletname verdiğini, iki adet arsanın davalı tarafından satıldığını, satış bedelinin bir kısmının müteveffanın dairelerine yapılan kombi, kombi dolabı, fırın, ayna gibi masraflara harcandığını, bakiye bedelin ise davalı uhdesinde kaldığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 30.000,00 TL alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; davacının davalının teyzesi olduğunu, müteveffa ..."ın inşaatlarının yapımı ile ilgilenmesi ve taşınmazların satışı için davalıya vekaletname verdiğini, vekalet verenin talimatıyla davalının ... ili Kestel ilçesinde bulunan 187 adadaki 25 nolu parsel ile 363 adadaki 4 nolu parseli sattığını, satış bedelinin bir kısmının masraflara kullanıldığını, bir kısmının vekil edenin isteği ile harcanan zaman ve emek karşılığı ücret olarak alındığını, bakiyesinin ise vekil edene verildiğini, o nedenle davanın haksız açıldığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Yerel mahkemece; dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle taşınmazlar üzerinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi heyet raporu kapsamında, taşınmazların tapudaki satış bedelleri, rayiç bedeller ve davalı tarafından muris adına yapılan masraflar düşüldükten sonra talep edilebilecek alacağın ayrı ayrı hesaplandığını, taşınmazların satış bedelleri her ne kadar tapu senedinde 38.000,00 olarak gösterilmiş ise de, rayiç bedellerin 168.705,00 TL olduğu, bilirkişiler tarafından davalı yanca ispat edilen masrafın 34.810,00 TL olarak tespit edildiği, bunun yanında davacı tarafın 5.000,00 TL"nin davalı tarafından davacının hesabına yatırıldığının kabul edildiği ve belediyeye muris adına yatırılan vergi toplamının 1.113,04 TL olduğunun bildirildiği, her ne kadar yatıranın kim olduğunun tespit edilemediği belirtilmiş ise de, mahkemede davalının bu yöndeki beyanının doğru olduğu kanaati hasıl olduğu, sonuç olarak davalı tarafından muris adına yapılan harcama bedelinin toplam 40.923,04 TL olduğu, taşınmazların 168.705,00 TL"den yani rayiç bedelden satıldığının kabulünün gerekeceği, davalının, davacının murisine vekaleten hareket ettiği ispat edilmiş ise de, taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığı, dosyada böyle bir delil mevcut olmadığı, bu nedenle satış bedelinden vekillik ücreti düşülemeyeceği, davacının davalıdan talep edebileceği bedelin 127.781,96 TL olduğu, davacının davasının ıslah etmediği gerekçesiyle dava değeri olan 30.000,00 TL üzerinden davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiş, davalının istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesince "...İddia, savunma, toplanan deliller ve dosya kapsamından anlaşıldığına göre, davacı ile davacıya vekaletname verenlerin müşterek murislerinin vermiş olduğu vekaletnameye istinaden davalı murise ait taşınmazları satmıştır. Vekaleten murise ait görmüş olduğu işlerin bedelini taşınmazların satım bedelinden karşılamıştır. Ancak görmüş olduğu işler bedeli mahsup edildikten sonra taşınmazların rayiç değerine göre ödemesi gereken bakiye bedeli murise ya da murisin ölümünden sonra mirasçılara ödememiştir. Yani TBK m. 508’de düzenlenen hesap verme yükümlülüğünü vekil olarak hareket eden davalı yerine getirmemiştir. Vekaleten gördüğü işler nedeniyle de ücret alacağı yönünde sözleşme yapılmadığı gibi, gördüğü işler nedeniyle ücrete hak kazanacağı yönünde tehammülde bulunmamaktadır (TBK m. 502/3, eBK m. 386/3). O nedenle, söz konusu vekalet sözleşmesi eksik iki taraflı bir sözleşmedir. Alacak terekeye ait bir alacak olduğundan davacının açmış olduğu davaya diğer mirasçıların muvafakat etmesi ya da terekeye temsilci atanması gerekmektedir. Ancak ibraz olunan veraset belgesinde belirtilen tüm mirasçılar dava konusunu da kapsar şekilde ilgili Konsolosluklarca düzenlenen vekaletname vermişlerdir. Bu vekaletnamelerdeki beyanlar, mirasçıların davaya önceden muvafakat ettiklerini açıkça göstermektedir. O nedenle davanın görülebilmesi için taraf teşkili yönünden eksiklik bulunmamaktadır. Bilirkişi kök ve ek raporu da iddia, savunma ve dosya kapsamına uygun olup, denetime de elverişli olduğu görülmüştür. Bu durumda, iddia, savunma, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu itibarla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafca temyiz edilmiştir.
    Dava, davacı ile dava dışı çocuklarının ortak murisleri olan ...’a ait taşınmazları vekaleten satan davalıdan, taşınmaz satış bedellerinin tahsili talebine ilişkindir.
    4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640. ve 701. maddeleri gereğince; müteveffa ..."ın mirasçıları arasında el birliği mülkiyeti hükümleri geçerlidir ve bu durumda kanunda ya da sözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça tasarrufi işlemlerde ortakların oy birliği ile karar vermeleri gerekmektedir. Dava da, bir tasarrufi işlem olduğuna göre tüm ortaklar birlikte davayı açmalı, davaya muvafakat etmeli veya terekeye temsilci atanmalıdır. Somut olayda diğer mirasçıların, anneleri olan davacıya verdikleri vekaletnameler, dava açılmadan önce verilmiş genel şekildedir. Açılan bir davaya, açıldıktan sonra verilmiş bir muvafakat yoktur. Bu durumda vekaletnamelerin de diğer mirasçıların verdiği muvafakat olarak kabulüne olanak yoktur. Mirasçılar iş bu davada taraf olmamış ve hüküm de mirasçılardan yalnızca biri olan davacı adına kurulmuştur. Taraf ehliyeti, davanın her aşamasında re"sen gözetilmesi gereken dava şartı olduğundan usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan 513,00 TL. harcın istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 26/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi