14. Ceza Dairesi Esas No: 2020/144 Karar No: 2020/4689 Karar Tarihi: 04.11.2020
Çocuğun cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2020/144 Esas 2020/4689 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, çocuğu sarkıntılık suretiyle cinsel istismar etmek ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçlarından Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından suçlu bulunmuştur. Ancak, sanık müdafisinin istinaf başvurusuyla bu kararların kaldırılması talebi kabul edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararda, temyize yönelik sürelerin belirtilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, gerekçeli temyiz dilekçesinin verilme süresi hakkında açıklama yapılmamıştır. Bu nedenle, sanık müdafisinin temyiz dilekçesi zamanında verilmiş sayılarak karar yeniden değerlendirilmiştir. Ancak, vekalet ücreti konusunda sanık müdafisinin temyiz başvurusu yapılmadığından bu konunun karardan çıkarılması gerektiği belirtilmiştir. Kanunlara göre, devlet işlemleri sırasında ilgili kişilerin kanun yolları ve süreleri hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir. CMK'nın 295/1 maddesi ise gerekçeli temyiz dilekçesinin süresi hakkında bilgi verilmesini zorunlu kılmaktadır.
14. Ceza Dairesi 2020/144 E. , 2020/4689 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine dair Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25.12.2018 gün ve 2018/370 Esas, 2018/536 Karar sayılı hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle hükümlerin kaldırılarak çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınıp, 5271 sayılı CMK"nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız yapılan incelemede dosya tetkik edildi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 40/2. madde ve fıkrasında yer alan “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır” ve 5271 sayılı CMK"nın 34/2. madde ve fıkrasında bulunan “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda aynı Kanunun 291/1. maddesindeki temyize ilişkin on beş günlük kanuni sürenin belirtilmesinin yanı sıra süresinde verilen temyiz dilekçesiyle talep edildiği takdirde gerekçeli hükmün tebliğinden işlemeye başlayan yedi günlük süresi içerisinde gerekçeli temyiz dilekçesi verilmesinin zorunlu olduğuna dair CMK’nın 295/1. maddesinin de yer alması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle sanık müdafisinin temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek gereği görüşüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; İlk derece mahkemesince kurulan mahkumiyet hükümleri ile ilgili olarak istinaf yoluna başvuran sanık müdafisinin, katılan Bakanlık vekili lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf talebi bulunmadığı ve vekalet ücretinin şahsi hakka ilişkin olup sanık tarafından ayrıca istinaf sebebi olarak belirtilmediği takdirde re’sen nazara alınamayacağı gözetilmeden Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde katılan Bakanlık lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılması, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının reddiyle katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 24.04.2019 gün ve 2019/1026 Esas, 2019/1032 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun kabulüyle hükümlerin kaldırılarak sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine dair kurulan hükümlerin 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 303. maddesinin verdiği yetkiye istinaden düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümde katılan Bakanlık vekili lehine takdir edilen vekalet ücretinin kaldırılmasına ilişkin bölümün karardan çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi hükümlerinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmesine, 04.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.