Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/876
Karar No: 2021/10847
Karar Tarihi: 23.09.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/876 Esas 2021/10847 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/876 E.  ,  2021/10847 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi

    Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 15/02/1985 olarak tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının 15/02/1985 tarihinde, ..."na ait Çimento fabrikası işyerinde 6 ay çalıştığını, sigortalı sicil numarası almış olmasına rağmen dönem bordrosunda kendisi için gün sayısı bildiriminde bulunulmadığını, 15037629 sicil numarası ile ilgili işyerinde en azından işe giriş tarihi olan 15/02/1985 tarihinde asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, kurum kayıtlarında davacının ... sicil numaralı işyerinde 15/02/1985 giriş ve 15/02/1985 çıkış olmak üzere sigortalı çalışmasının zaten mevcut olduğunu, bu nedenle dava açmakta menfaati bulunmadığını, "hukuki yarar" şartının bulunmaması sebebiyle davanın yine usulden reddinin gerektiğini, fiili ve gerçek bir biçimde çalışmanın varlığı ile tespit edilmedikçe sigortalılıktan söz edilemeyeceğini, öte yandan hak düşürücü süre yönünden de reddi gerektiğini belirterek davanın reddine dair karar verilmesini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, dosyada mevcut işe giriş bildirgesinin fiili çalışmanın varlığı için tek başına yeterli somut bir delil teşkil etmediği, davacının 15/02/1985 tarihinde fiili olarak sigortalı çalışması tespit edilemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Davacı vekili, işverenin süresi içinde işe giriş bildirgesini kuruma verdiğini, işe giriş bildirgesindeki sigorta sicil numarasının aynı yıl içindeki seri numaralardan olduğunun bildirildiğini, talep konusu dönemde işyerinin kanun kapsamında olduğunu, davalı kurumun işvereni yeterince denetlememiş olduğunu, Kurum işlemi sonucu davacının mağdur olduğunu ve bir yıl önce emekli olma imkanının elinden alındığını beyanla istinaf talebinde bulunmuştur.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanun"unun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, istinaf gerekçeleri ile aynı hususları belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
    6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
    Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde hâkim, 31 ve 119/1-e maddeleri gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Sigortalılığın tespitinde, yöntemince düzenlenerek yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilen sigortalı işe giriş bildirgesi, ilgilinin işe alındığını gösteren yazılı delil niteliğinde ise de sigortalılığın kabulü açısından tek başına yeterli kabul edilemez ve bu kapsamda çalışma olgusunun da inandırıcı ve yeterli delillerle ispatlanması gerekmektedir. Bu amaçla; sigortalı işe giriş bildirgesinin Kuruma veriliş tarihi, bildirgedeki kimlik bilgilerinin, varsa imza ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı, davacıya verilen sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olup sonraki dönemde gerçekleşen hizmetlerinde kullanılıp kullanılmadığı saptanmalıdır.
    Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, öncelikle davacının davasını somutlaştırma yükümlülüğü kapsamında işverenin kim olduğu, işyerinde ne iş yaptığı, başka çalışan olup olmadığı, idarecilerin kim olduğu, işyerinin nerede olduğu ve komşularının kimler olduğunun davacıya sorulup açıklattırılması gerektiği, ayrıca tarafların sunduğu deliller ile yetinilmeyerek, kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmek suretiyle, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır. Bu amaçla hizmeti ortaya koyabilecek belgeler, varsa Kurum görevlileri tarafından düzenlenen rapor ve tutanaklar getirtilmeli, yine davalı iş yerinde aynı dönemde bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, gerektiğinde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve bunların çalıştırdığı kimseler yeniden Kurum ve Kolluk marifetiyle yöntemince belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle iddianın somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanıp kanıtlanmadığı değerlendirilmelidir. (HGK 29/06/2005 gün ve 2005/21-409- 413, 23/12/2009 gün ve 2009/10-581-619, 10/02/2010 gün ve 2010/10-72-72, 21/09/2011 gün ve 2011/10-527– 552)
    Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, davacı, İlhan Dayıoğlu"na ait Çimento fabrikası işyerinde çalıştığını belirtmiş olmakla birlikte, davasını somutlaştırmadığı anlaşılmakla, yukarıda yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak, mahkemece, HMK 31 maddesi ve 119/1-e maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği davacının eylemli çalışmasını ortaya koyacak şekilde işyerinde ne iş yaptığı, çalışma şeklinin nasıl olduğu, çalıştığı iddia edilen dönemde kimlerle birlikte çalıştığı, işyerinin niteliği, kapasitesi, işyeri komşularının kimler olduğu davacıya sorulup açıklattırılmalı, bu doğrultuda gerekli araştırmalar usulünce yapılmalı, ayrıca davacının çalışmasının geçtiği iddia olunan çimento fabrikasında, tanık beyanları doğrultusunda taşeronluk sözleşmesi bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa talep konusu dönemdeki asıl işveren ve alt işverenler belirlenip, belirlenecek bu işyerlerinde bordrolu çalışanların bilgi ve görgülerine başvurulmalı, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, emniyet ve muhtarlık marifetiyle çalışmanın geçtiği işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp dinlenmeli, hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalı, davacının işyerinde çalışıp çalışmadığı hususu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi