MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve müdahil Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

2010 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca 2/B madde alanlarında yapılan kadastro sırasında... Mah. 481 ada 1 parsel sayılı 40881 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, çamlık niteliğinde, beyanlar hanesine "6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla orman rejimi dışına çıkarıldığı ve 1. derece doğal sit alanı" olduğu açıklaması yazılarak, kullanıcı belirtilmeksizin Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacılar, taşınmazın kendi zilyedliklerinde olduğu iddiasıyla dava açmış; müdahil Orman Yönetimi ise, orman olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
Mahkemece, ana dosyada ... ve arkadaşlarının Orman Yönetimi ve Kadastro Müdürlüğü aleyhine açtıkları davanın husumetten; birleşen dosyada ...’nın Hazine aleyhine açtığı davanın esastan reddi ile taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm, davacılar ve müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca 2/B madde alanlarında yapılan kullanım kadastrosu sırasında 2/B alanında tutanak düzenlenen, ancak, kullanıcı şerhi verilmeyen taşınmazda zilyedlik ve orman iddiasına dayalı olarak açılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
1) Davacıların temyiz itirazları bakımından; kullanım kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz hakkında çamlık niteliği ile kullanıcı gösterilmeksizin Hazine adına tesbit tutanağı düzenlendiği, davacılar, taşınmazın kendi zilyedliklerinde olduğunu ileri sürerek, adlarına tescil ve kullanıcı şerhi verilmesi talebiyle dava açmışlarsa da; çekişmeli taşınmazın 1966 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde iken, 1985 yılında yapılan 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı ve bu işlemin de kesinleştiği, 5831 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununa eklenen Ek -10. madde hükmü gereğince, Hazine adına orman sınırı dışına çıkarma işleminin kesinleştiği yerlerde çıkarma tarihinden itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülk edinme imkanının kalmayacağı, 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmasının da davacılara kesinleşmiş orman kadastrosunun iptali yolunda yeni bir dava açma hakkı vermeyeceği belirlenerek Hazine aleyhine açılan davanın esastan reddine; Kadastro Müdürlüğü ve Orman Yönetimi aleyhine de dava açan davacılar ... ve arkadaşları bakımından da husumetten reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacıların temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Orman Yönetiminin temyiz itirazları bakımından; dosya kapsamından, çekişmeli taşınmazın (A1 ve A2) ile işaretli toplam 33844 m2 bölümünün kızılçam - maki kaplı eylemli orman niteliğinde, % 15 - 35 arası eğimde olduğu, bu durumun dosya içindeki fotoğraflarla da desteklendiği belirlenmiş olduğu halde müdahil Orman Yönetiminin bu bölümlere yönelik davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, talep halinde orman olarak tahsis edilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının REDDİNE;
2) İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin (A1 ve A2) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 17/12/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.