Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8725
Karar No: 2013/11729

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/8725 Esas 2013/11729 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2013/8725 E.  ,  2013/11729 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 20/02/2013 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ....mirasçıları ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.12.2013 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden .... ve arkadaşları vekili Av. ... ile diğer taraftan Hazine vekili Av. ..., Orman Yönetimi vekili Av. ....geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında .... Köyü 104, 108, 119 ve 169 parsel sayılı sırasıyla 17544 m², 542 m², 1972 m² ve 10598 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, öncesinde 20 yıldan fazla süreyle .... oğlu ....’ın zilyetliğindeyken, 1972 yılında oğlu olan ...’a bağışladığından söz edilerek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit edilmiştir.
    Davacı ..., taşınmazların murislerine ait Şubat 1962 tarihli 1, 2 ve 3 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, bir bölümü eski ....yeni adıyla .... Köyü sınırları içinde 373 ilâ 633 parsel sayısıyla tesbit görmüşse de,.... Çiftliği olarak geçen bölümünün .... Köyü sınırları içinde kaldığı, tapudaki paydaşların ölümünden sonra davalı gerçek kişi yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluşmadığı, kadastro tesbitinin iptali ve tapudaki payları oranında, tapu makileri adına tapuya tescilini istemişlerdir.
    ....ve paydaşları, aynı iddiasıyla; ... ve ... ise, tapu malikleri mirasçılarından ....ve bunların mirasçısı ..."nin payını 1991 ilâ 1994 yılları arasında düzenlenen dört adet noter satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı, sözü edilen kişilere düşecek payın ½"şer adlarına tapuya tescili; Orman Yönetimi, 16.09.1999 tarihinde taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmışlardır.
    Mahkemece; davacı ve müdahil davacı gerçek kişilerin davalarının reddine, Orman Yönetiminin ..... Köyü 104, 108 ve 119 sayılı parsellere ilişkin davasının reddiyle, bu parsellerin tesbit gibi davalı adına tesciline, Orman Yönetiminin ... Köyü 169 sayılı parsele ilişkin davasının kısmen kabulüne, bu parselin müşterek bilirkişi rapor ve krokisinde (B) ile gösterilen yeşil ile taralı 706.09 m² bölümünün tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, aynı krokide gösterilen 9892.06 m² diğer bölümünün tesbit gibi davalı adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin verilen karar; Orman Yönetimi tarafından 104, 108 ve 119
    sayılı parsellerin tamamına, 169 sayılı parselin ise krokisinde (B) ile gösterilen bölümü dışında kalan 9892.06 m² yüzölçümündeki bölümüne; ..., ..., ...., ... ve paydaşları ile .... tarafından çekişmeli parsellerin tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.03.2007 gün 2006/10925 - 3645 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli olmadığından yeniden keşif yapılarak, 1967 yılında yapılan orman kadastrosunun uygulanması suretiyle taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığının saptanamayacağı, sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği ve 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet Ormanlarının belirlendiği, 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanların devletleştirildiği, devletleştirilen ve iadeye tâbi olmayan ormanlara ait tapu kayıtlarının hukukî değerlerini yitireceği, Orman Yönetiminin katılımı olmaksızın oluşan tapu kayıtlarının Yönetimi bağlamayacağı, 6831 sayılı Kanunun 3373 sayılı Kanun ile değişik 1/F maddesinin, öncesi orman olmayan taşınmazlar bakımından söz konusu olacağı, tapu kayıtları bu kayıtlara dayananların yararına olduğu kadar, aleyhine de delil oluşturacağı, 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince değişebilir nitelikteki tapu kayıtlarının kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, kaydın yüzölçümü ile geçerli asıl kapsamı orman değil ise, kayıt fazlasının ormandan açılmış olduğunun kabul edileceği, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bile olsa, orman içi açıklıkların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği, yine doğal ve kültürel sit alanları ile bunların koruma alanlarının zilyetlik yoluyla edinilemeyeceği düşünülerek taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, kesinleşmiş mahkeme kararlarının tarafı olmayan Orman Yönetimini bağlamayacağı, devlet ormanlarının mülkiyeti Hazineye, kullanma hakkının Orman Genel Müdürlüğüne ait olduğu nazara alınarak, devlet ormanlarına ilişkin iddia ve savunmaların Hazine ve Orman Yönetimi tarafından ayrı ayrı yapabileceği gibi birlikte de yapılabileceği gözetilerek toplanan deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra ..., ..., ..., ..., ... ve Habibe Rona’nın davasının feragat, diğer davacılar ve katılan davacı Hazinenin davasının esastan reddine, katılan davacı ... Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, Karaca Köyü 104 parsel sayılı taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, 119 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen 642,13 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, 169, 108 ve 119 parsel sayılı taşınmazların fen bilirkişisinin raporunda (A) ile gösterilen 1330,70 m² yüzölçümündeki bölümlerinin tespit gibi davalı ... adına tesciline, 169, 119 ve 108 parsel sayılı taşınmazların 3. derece doğal sit alanında kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, katılan davacılar Hamza Yılmaz ve ...’ın dava dilekçesinin görev yönünden reddine ilişkin verilen karar, katılan davacı ... Yönetimi vekili, Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.07.2010 gün 2010/6946 - 10052 sayılı kararı ile; [1)Katılan ... Yönetimi vekili, Hazine vekili ve davalı ... vekilinin 104, 108 ve 119 sayılı parseller hakkındaki temyiz itirazlarının reddi ile hüküm onanmış;
    2) Katılan ... Yönetimi ve Hazine vekilinin çekişmeli 169 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile, bu parselin müşterek bilirkişi rapor ve krokisinde (B) ile gösterilen yeşil ile taralı 706.09 m² bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, aynı krokide gösterilen 9892.06 m² bölümünün tesbit gibi davalı adına tesciline ilişkin 1991/214-2004/40 sayılı kararının davalı ... tarafından temyiz edilmediği, mahkeme kararının Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.03.2007 gün ve 2006/10925- 2007/3645 sayılı kararıyla sadece çekişmeli 169 sayılı parselin gerçek kişi adına tesciline karar verilen
    9892.06 m² bölümü için bozulduğu, orman olduğuna karar verilen ve krokisinde (B) ile işaretlenen 706.09 m² bölümü için bozulmadığı, bu bölümün orman sayılan yer olduğu yönünde kararı temyiz etmeyen davalı ... aleyhine Orman Yönetimi lehine kazanılmış hak oluştuğu, bu usulî kazanılmış hak gözetilmeden karar verilemeyeceği gibi, mahkemece bozma sonrasında yapılan keşifte uzmanlığına başvurulan bilirkişiler Orman Yüksek Mühendisleri ....ile Orman Mühendisi ... tarafından kesinleşen orman kadastrosuna dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli 169 sayılı parselin krokide (B) ile gösterilen yeşil ile taralı 706.09 m² bölümünün orman sınırı içinde kaldığı dahi saptandığına göre, bu bölüm ayırt edilmeden çekişmeli 169 parsel sayılı taşınmazın tamamının davalı gerçek kişi adına tesciline karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu]na değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, çekişmeli Karaca Köyü 169 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (B) işaretli 706,09 m² bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı krokide (A) ile gösterilen 9892,06 m² bölümünün ise davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin verilen karar, Hazine, Orman Yönetimi, ..., ..., .... ve arkadaşları vekili Avukat ... ve arkadaşları vekil Avukat ..., davalı ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31.01.2012 gün 2011/16002-595 sayılı kararı ile yine bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan en son bozma kararında bozma kapsamı dışındaki yönlerin incelenmediği belirtilerek özetle; “...davacılardan ... yargılama sırasında öldüğü anlaşıldığından, dava dilekçesi ve duruşma gününün adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, davacı sıfatıyla davayı takip etmeleri için kendilerine olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması...” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra, katılan davacı ... Yönetiminin davasının kısmen kabul kısmen reddine, çekişmeli ....Köyü 169 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 706,09 m² bölümünün aynı ada en son parsel sayısında orman niteliğiyle Hazine adına, aynı krokide (A) harfi ile gösterilen 9892,06 m² bölümünün ise 169 parsel sayısında davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, katılanlar ... ve Hamze Yılmaz"ın davasının görev nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm Hazine vekili, Orman Yönetimi vekili ile.... mirasçıları ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
    1) Davacılar Necip Mümtaz Şerefli mirasçıları ve arkadaşlarının temyiz istemlerinin incelemesinde;
    Mahkemenin 19.10.2009 gün 2008/235-1161 sayılı kararı ile verilen davalarının reddine ilişkin kararın, davacılar tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle aleyhlerine kesinleştiği anlaşıldığına göre, davacılar Necip Mümtaz Şerefli mirasçıları ve arkadaşları vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
    2) Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz istemleri yönünden;
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, kadastro davalarında 3402 sayılı Kanunun 31/3. maddesi uyarınca davanın önemi, vekilin sarf ettiği emek, tarafların davada iyi niyetle hareket edip etmediği, hak ve eşitlik kuralları gözönünde tutularak maktuan takdir ve tayin olunması gerekirken, hüküm yerinde vekâlet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret
    Tarifesine göre belirlenmesi ile davacılar ....mirasçıları ve arkadaşlarının davasının mahkemenin 19.10.2009 gün 2008/235-1161 sayılı kararı ile reddedilerek sonuçlandığından aleyhlerine vekâlet ücreti hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 6 numaralı bendinin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılmasına, devam eden bentlerin takip eden numara ile devamına, yine hüküm fıkrasının 7 numaralı bendinin 6 numaralı bent olarak düzeltilmesine ve düzeltilen bu bentde geçen "AAÜT hükümleri gereğince 1.350.- TL" cümlesi kaldırılarak, bunun yerine, “3402 sayılı Kanunun 31/3 maddesi uyarınca davanın önemi, vekilin sarf ettiği emek, tarafların davada iyi niyetle hareket edip etmediği, hak ve eşitlik kuralları gözönünde tutularak maktuan takdir ve tayin olunan 250 TL” ifadesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, kararın niteliği gereğince, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi