17. Hukuk Dairesi 2015/2110 E. , 2015/11144 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/07/2014
NUMARASI : 2014/97-2014/333
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yargı yolu yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin idaresindeki....plakalı aracın Ankara yoluna çıkış istikametine seyir halinde iken, birden yol üzerinde bulunan kaldırım yapımında kullanılmak amacıyla dökülen kum yığınına çarptığını, müvekkilinin aracında hasar meydana geldiğini, kazanın oluşumunda yol ve kaldırım çalışmasını yapan kurum veya yüklenici firmanın kusurlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, kaza sonrası müvekkilinin aracı için yapmış olduğu 7.324,74 TL tamirat masrafının, kaza tarihinden son servis işleminin yapıldığı 06/02/2014 tarihine kadar geçen sürede araç mahrumiyeti için 500,00 TL, aracın kaza sonrası meydana gelen 1.000,00 TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, açılan davanın idari yargının görev alanına girmesi nedeni ile Yargı yolu yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın yargı yolu yönünden reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Hiç kuşku yoktur ki, kamu hizmeti vermekle yükümlü olan davalı belediye, bu hizmeti doğrudan kendisi yerine getirmiş ve bir idari kararın plan ve projelere uygun biçimde uygulanmasından bir zarar doğmuş olsaydı, üçüncü kişiler bu zarar nedeniyle açacakları davada hizmet kusuruna dayanacaklarından, bu dava tam yargı davası, bunun çözüm mercii de idari yargı olacaktır.
Ancak davalı Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı “Park yapım ve çevre düzenleme” işini; bizzat ve plan-projeye uygun biçimde yerine getirmemiş, aksine özel hukuk ilişkisine girerek, diğer davalı şirketle arasında düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olmak üzere, bu şirket eliyle yaptırmıştır. Davalılar Belediye Başkanlığı ile yüklenici şirket arasında düzenlenen özel hukuk hükümlerine tabi eser sözleşmesinin 3.6 maddesinde de; gerekli emniyet tedbirleri ve güvenlik önlemleri alınmamasından dolayı 3. şahıslara verilebilecek tüm maddi ve manevi zarar ve ziyandan yüklenici firmanın sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Bu nedenle; eldeki dava, davalı Bursa Büyükşehir Belediyesi Bakanlığının hizmet kusuruna değil, adam çalıştıran sıfatıyla gözetimi altında ve talimatına uyarak çalışan yüklenicinin eylem ve işlemlerinden 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 66. maddesi gereğince sorumlu olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin bulunmakla açık biçimde adli yargı mercilerinin görev alanında kalmaktadır.
Öte yandan, davalılar arasındaki sözleşme, kamu hizmeti vermekle yükümlü olan davalı belediyenin lehine düzenlenmiş bir idari sözleşme olmayıp, açık biçimde özel hukuk hükümlerine tabi eser sözleşmesidir. Bu sözleşmenin tarafları arasında çıkacak uyuşmazlıkların çözüm yeri idari yargı olmadığına göre, bu sözleşmenin yerine getirilmesi sırasında sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişilere verilen zararların giderilmesi amacıyla açılan davaların çözüm mercii de idari yargı olarak düşünülemez (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/02/2011 gün ve 2010/7-673 E.-2011/2 K. sayılı ilamı).
Bu durumda mahkemece, eldeki davaya bakmakla idari yargı yeri değil, adli yargı yerinin görevli olduğunun kabulü ile tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.