Esas No: 2021/7554
Karar No: 2022/3762
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7554 Esas 2022/3762 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/7554 E. , 2022/3762 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, müdahil davacılar ... ..., ... ve ...'ın davalarının görevsizlik nedeniyle reddine; davacı ... ve arkadaşları ile davalı - müdahil davacı ... İdaresinin davalarının reddine karar verilmiş olup, hükmün Yargıtayca duruşma yapılması suretiyle incelenmesi davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı - müdahil davacı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.10.2015 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü, temyiz eden ... ve arkadaşları vekili ... ... ile müdahil davacı ... İdaresi vekili Av....’in katılımlarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla; dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece verilen önceki karar Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “davacılardan ...'nin 14.10.2010 tarihinde öldüğü, adı geçenin mirasçıları davadan ve duruşma gününden haberdar edilmeden tahkikat sona erdirilerek karar verildiği açıklanarak, davanın ...'nin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğ edilerek, dava hakkında bilgilendirilmeleri ve davacı sıfatıyla davayı takip edebilmelerine olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilip tahkikat sona erdirilerek, esas hakkında karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, müdahil davacılar ..., ... ve ... ... mirasçılarının davalarının görevsizlik nedeniyle reddine; davacı ... ve arkadaşları ile müdahil davacı ... İdaresinin davalarının reddine, dava konusu Karaca Köyü 399 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ... ve arkadaşları vekili ile müdahil davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Davacılar ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazın Hisarönü mevkiinde kain 4000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih 9/18 defter varak sayılı, sınırları “Mezar Gediği”, “Kırvasilbeli”, “Dikilitaş” ve “Löngöz Çiftliği” olan, Ergös (Ergöz/Öküz/ Löngöz) mevkiinde kain 3000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih 9/19 defter varak sayılı, sınırları “Mezar Gediği”, “İnbükü”, “Dikilitaş”, “Gülenya Beli” ve “Löngöz Çiftliği” olan, ... ... Söğüt Çiftliği mevkiinde kain 7000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih 9/20 defter varak sayılı, sınırları “Kocaalan Dağı ve Balan Dağı”, ”Taşbük”, “Löngöz”, “Gökbel”, “Karadağ”, “Mezar Gediği” ve “Çilecik Gediği” olan üç adet kök tapu kayıtları ile bu kayıtlardan gelme Ağustos 1326 tarih 2, 3 ve 4 numaralı ve Şubat 1962 tarih 1, 2 ve 3 numaraları tapu kayıtları kapsamında kaldığını ileri sürerek dava açmışlar, davalı taraf ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmaktadır.
Davacı ... ve arkadaşlarının dayandığı Mart 1290 tarih 20 sayılı tapudan gelen Şubat 1962 tarihli 1 sayılı 7000 dönüm yüzölçümlü ... ... Söğüt mevkili çiftlik tapusunun, ... Köyünde yapılan kadastro çalışmasında 373 ilâ 633 sayılı parsellere revizyon gördüğü, temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemizde bulunan aynı bölgeye ilişkin dava dosyalarından anlaşılmaktadır. Bu dava dosyalarında bulunan bir kısım kadastro tespit tutanaklarının edinme sütununda, tapu kaydının kuzey hududuna denk gelen Çilecik Gediği ve Taşbükü İskelesi hudutlarından çizgi çekilmek suretiyle güneyde kalan bölümlerin tapu kaydı kapsamında kalan yerler olduğu belirtilerek kadastro çalışması sırasında 373 ila 633 parsellere revizyonunun yapıldığı, hattın kuzeyinde kalan taşınmazların ise çiftlik tapusu kapsamı dışında kaldığı kabul edilerek, başkaca nedenlere dayalı olarak (kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ya da başkaca tapu kayıtları) tespitlerin yapıldığı belirtilmektedir.
Mahkemece kılavuz dosya kabul edilen 2014/26 Esas sayılı dava dosyasında, ... Köyünün kadastro sonucu oluşan tapu kütükleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre; 758.457,25 m2 tapulama ya da komisyon kararı ile tapu malikleri adına kesinleşen yerler ile 1.228.606,67 m2 hükmen tapu malikleri adına kesinleşen yerler olmak üzere toplam 1.987.033,92 m2 yüzölçümündeki çok sayıda taşınmazın çiftlik tapu malikleri adına tescil edildiği, 5 kişilik fen bilirkişi raporunda da, tapu malikleri adına tespit edilen ve hükmen ya da dava açılmaksızın kesinleşen bu parsellerin dış sınırları esas alınarak ve doğrusal olarak birleştirilmek suretiyle kapsam tayin edilmesi halinde bu sahanın 6.454.610 m2 olduğu, tapu kaydı miktarı olan (7000 dönüm = 6.395.240 m2) ile uyumlu olduğu ve kayıt miktarına göre eksiği bulunmadığı (devletleştirilen orman alanı düşülmeksizin) bildirilmiştir.
Mahkemenin 2014/26 Esas sayılı dosyanın konusunu her ne kadar Hisarönü Köyünde yapılan kadastro sonucu tespit tutanağı düzenlenmiş taşınmaz oluştursa da, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, 2014/26 Esas sayılı dosyanın kılavuz dosya seçilerek, davacıların dayandıkları üç çiftlik tapusunun kapsamının belirlenmesi için keşif yapıldığı, “... ... Söğüt Çiftlik” tapusunun da keşifte uygulandığı, keşif sonucunda 5 fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve ekinde düzenlenen haritalarda, tapunun sınırlarında okunan; “Kocaalan”, “Belan Dağı”, “Taşbükü”, “Löngöz Çiftliği”, “Çilecik Gediği”, “Günbel (Gökbel)”, “Karadağ” , “Mezargediği” sınırlarının gösterildiği, her bir sınırın kendi içinde geniş alanlar içeren mevkii, dağ isimleri olduğu, bozma ilamında da belirtildiği üzere bu sınırların gayri sabit hudutlu olup, tapu kaydının miktarıyla geçerli olacak şekilde kapsam tayin edilmesi gerektiği ve diğer çiftlik tapularında da olduğu üzere bu tapu kaydının da birbiriyle kesişmeyen hudutlarının bulunduğu tartışmasız ise de, bu sınırlar kapsamında kalan ... Köyü kadastro çalışma alanında, tapu malikleri adına tespit edilen, dava açılmaksızın ya da hükmen kesinleşen taşınmazların bulunduğu dikkate alındığında, tapu kaydının kapsamının da bu taşınmazların oluşturduğu alan olarak değerlendirilmesi gerektiği, 5 kişilik fen bilirkişi heyetince hazırlanan asıl rapor, ya da fen bilirkişilerince ayrı ayrı hazırlanan 3 ayrı ek raporda da bu şekilde kapsam tayin edilmeye çalışıldığı, bu şekilde yapılan kapsam tayini Dairemizce de uygun bulunmakla birlikte, tapu kaydının kapsadığı alanın yüzölçümünün belirlenmesi noktasında fen bilirkişi heyetince hataya düşüldüğü kanaatine varılmıştır.
Şöyle ki; “... ... Söğüt” çiftlik tapusu 7000 dönüm = 6.395.240 m2 yüzölçümünde olup bu tapu kapsamındaki 1311 dekar 300 m2 yerin orman sayılan ve devletleştirilen, iadeye tabi olmayan alan olarak belirlenmiş olması ve okaliptus fidanlığı olarak 1946 yılında 36.760 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kamulaştırma işleminin yapılması nedeniyle, bu miktarlarında tapu kaydının yüzölçümünden düşülmesi suretiyle kapsam tayininde esas alınacak miktarının belirlenmesi ve bundan sonra, çiftlik tapu malikleri adına tespit ve tescil edilen (dava açılmaksızın ya da hükmen kesinleşen) taşınmazların dış sınırları esas alınmak suretiyle kaydın arada bağlantı kesilmeksizin kapsam tayin edilmesi gerektiği gözden kaçırılmıştır.
Bu durum karşısında; harita mühendisleri kurulunca, çiftlik tapusu malikleri adına tescil edilmiş bulunan taşınmazlar en kuzeyden başlanmak suretiyle dıştan çevreleyecek şekilde, yukarıda belirtilen devletleştirilen ve kamulaştırılan alanlarda gözetilmek suretiyle kaydın kapsamının tereddütsüz belirlenmesi gerektiği Dairemizce kabul edilmiştir.
Eldeki dosya kapsamına gelince; Çekişmeli 399 parsel sayılı taşınmazın Karaca Köyünde bulunduğu, davacılar ... ve arkadaşlarının dayandıkları “... ... Söğüt” mevkili çiftlik tapu kayıtlarının sınırlarının tamamının gayri sabit hudutlu olup bu sınırların geniş alanları ifade ettikleri gibi, bu sınırlar arasında kullanılması mümkün olmayan ..., dağ, dere, orman, ırmak, tepe gibi yerlerin bulunduğu, çekişmeli taşınmazların da ancak her biri geniş alan içeren sınırlarda hayali bir nokta alınmak suretiyle ve yine hayali düz çizgilerle sınırlarının birleştirilebilen alanda kaldığı, bu hayali çizgilerle birleştirilen alanın tapu kayıtlarının miktarının 20 katından çok daha fazla bir alanı kapsadığı, dava konusu taşınmazın davacıların dayandıkları diğer çiftlik tapularının sınırları itibariyle belirlenen kapsamı dışında bulunduğu, tapu malikleri adına Karaca Köyünde adlarına tespit ve tescil edilen taşınmaz olmadığı, ... Köyü kadastro çalışma alanında ise, tapu malikleri adına tespit edilen, dava açılmaksızın ya da hükmen kesinleşen taşınmazların bulunduğu dikkate alındığında, “... ... Söğüt” mevkili çiftlik tapu kaydının kapsamının da ... köyünde bulunan bu taşınmazların oluşturduğu alan olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Diğer bir anlatımla; miktarıyla geçerli bu tapu kaydına, miktarı itibarıyla kapsam tayin edilirken yukarıda da işaret edildiği üzere ... Köyünde çalışma alanında çiftlik tapu malikleri adına tespit ve tescil edilen (dava açılmaksızın ya da hükmen kesinleşen) taşınmazların kuzeyden başlayarak ve taşınmazların dış sınırları esas alınmak suretiyle arada bağlantı kesilmeksizin kapsam tayin edildiğinde, ... Köyü ile Karaca Köyü birbirinden bağımsız ve köy tarım arazileri arasında ormanlar, tepeler, bulunduğuna göre aynı tapu kaydına dayalı olarak iki ayrı köyde iki ayrı kapsam tayin edilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda; Mahkemece, Karaca köyünde bulunan dava konusu taşınmazlar hakkında ... ve arkadaşlarının davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan, dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının malik hanesinin açık olmadığına, davanın niteliği itibariyle mahkemenin resen malik belirleme görevinin bulunmadığına ve dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırı dışında olduğu gibi öncesi ve eylemli durumu itibari ile orman sayılmayan yerlerden olduğu, orman içi açıklık niteliğinde olmadığı, denetime elverişli bilirkişi raporlarıyla sabit olduğuna göre, müdahil Orman İdaresinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar ... ve arkadaşları ile katılan ... İdaresinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 53.00 TL'nin davacılar ... ve arkadaşlarından alınmasına, 19.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.