
Esas No: 2016/7211
Karar No: 2021/774
Karar Tarihi: 23.03.2021
Danıştay 2. Daire 2016/7211 Esas 2021/774 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/7211
Karar No : 2021/774
DAVACI : … Sen
VEKİLİ : Av.
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …
DAVANIN KONUSU :
26/03/2013 günlü, 28599 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin (02/03/2018 günlü, 30348 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklik ile bu Yönetmeliğin adı "Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği" şeklinde değiştirilmiştir.) 04/04/2015 günlü, 29316 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik;
1- "İsteğe bağlı yer değiştirme" başlıklı 16. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinde yer alan ''Sağlık ile ilgili" ibaresinin,
2- 16. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Stratejik personelin yer değiştirme taleplerinde bu maddenin ikinci fıkrasının (g) bendi hükümleri uygulanmaz" hükmünün,
3- "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 2. cümlesinde "Aile Hekimlerine" yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Davacı; öğrenim durumundan dolayı atama taleplerinin sadece belirli koşulların varlığı halinde değerlendirmeye alınmasının Anayasanın 10/1. maddesinde yer alan eşitlik hükmüne ve 42. maddesinde yer alan eğitim ve öğrenim hakkına aykırı olduğunu,
Yalnızca sağlık ile ilgili bir alanda öğrenim görenlere yer değişikliği hakkı tanınmasına ve bu haktan stratejik personelin yararlanamayacağına ilişkin davaya konu düzenlemelerin Devlet Memurları Kanunu'nun 72. maddesi ve Genel Yönetmelik hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini,
Bakanlık personeli olmasına rağmen Yönetmeliğin "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesindeki astlık üstlük sıralamasında Aile Hekimlerine yer verilmemesi hukuka aykırı olup, eş durumu özrü nedeniyle atanma haklarının ellerinden alındığını,
Dava konusu düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmadığını ileri sürerek iptalini istemektedir.
DAVALI İDARENİN SAVUNMASI :
Davalı idarece; Devlet için Anayasal bir görev olan, sağlık hizmetlerinin tüm yurtta sunumunun önündeki zorluklar ve ihtiyaç durumu göz önüne alınarak Yönetmelik değişikliklerinin yapıldığı,
Stratejik personel uygulaması ile zaman içinde sağlık hizmetlerinin sunumunun iyileştirildiği, hem daha iyi noktalara gelmek hem de gelinen noktayı korumak için uygulamanın devam etmesi gerektiği,
Dava konusu Yönetmeliğin, 657 sayılı Kanun'a, 3359 sayılı Kanun'a ve Genel Yönetmeliğe uygun olduğu,
Genel Yönetmelikte öğrenim durumu mazeretine yer verilmemesine rağmen, dava konusu Yönetmelikte belli koşulları sağlayanlar için öğrenim durumu mazeretinin düzenlendiği,
Eğitim hakkının korunması gerekçesiyle idareden, atamaya ilişkin bütün işlemlerde personelin eğitim mazeretlerini kayıtsız şartsız karşılamasının beklenmesinin, idarenin üstlendiği kamu hizmetinin yürütülmesini imkânsız hale getireceği,
Aile Hekimliği Kanununa ve Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğine göre aylıksız veya ücretsiz izinli sayılan aile hekimlerine astlık üstlük sıralaması içerisinde yer verilmediği,
Stratejik personel kavramının ortaya çıkarılış amacı olan, kısıtlı hekim kapasitesi içerisinde sağlık hizmetlerinin etkin bir planlama sistemi uygulanarak tüm vatandaşlara eşit bir şekilde sunulmasının sağlanması amacının gerçekleştirilmesine hizmet eden davaya konu düzenlemelerde kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiş ve davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı Sendika, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin; 04.04.2015 günlü, 29316 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelikle değişik 16. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinde yer alan ''Sağlık ile ilgili'' ibaresinin, ''Stratejik personelin yer değiştirme taleplerinde bu maddenin ikinci fıkrasının (g) bendi hükümleri uygulanmaz. '' hükmüne yer verilen 16. maddesinin 3. fıkrasının ve ''Üstlük astlık sıralaması; Bakanlık ve Bağlı Kuruluş Merkez Teşkilatı kadroları, il sağlık müdürü/halk sağlığı müdürü/genel sekreter, başkan, hastane yöneticisi, başhekim, eğitim görevlisi, başasistan, yan dal uzmanları, uzman tabipler, uzman diş tabipleri, tabipler, diş tabipleri ve diğer sağlık personeli şeklindedir.'' hükmüne yer verilen 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 2. cümlesinde aile hekimlerine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme yönünden iptalini istemektedir.
Dava konusu 16. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinde yer alan ''Sağlık ile ilgili'' ibaresi ile ''Stratejik personelin yer değiştirme taleplerinde bu maddenin ikinci fıkrasının (g) bendi hükümleri uygulanmaz. '' hükmüne yer verilen 16. maddesinin 3. fıkrası yönünden:
Anılan Yönetmeliğin ''İsteğe bağlı yer değiştirme'' başlıklı 16. maddesinde ''...
2)..
g) Sağlık ile ilgili bir alanda en az iki yıllık örgün öğrenim gördüğünü belgelendirmesi halinde, öğrenim süresi ile sınırlı olmak kaydıyla, öğrenim gördüğü yere,
bir defaya mahsus olmak üzere atanabilir....
3) Stratejik personelin yer değiştirme taleplerinde bu maddenin ikinci fıkrasının(g) bendi hükümleri uygulanmaz....'' hükmü yer almıştır.
Kişinin kamu görevlisi olması, bu statünün kendisine sağladığı ayrıcalıklar ve avantajların yanında, görevine dair külfet ve sorumluluklara katlanmayı ve diğer kişilerin tabi olmadığı hukuksal rejime tabi olmayı gerektirmektedir. Kişi, kamu görevine kendi isteği ile girmekle, bu statünün gerektirdiği ayrıcalıklardan yararlanmayı ve külfetlere katlanmayı kabul etmiş sayılmakta olup, kamu hizmetinin kendine has özellikleri, bu avantaj ve sınırlamaları zorunlu kılmaktadır.
Kişilerin bir takım mazeretler çerçevesinde başka yere atanma konusunda talep hakları var ise de, atamaya ilişkin mazeretlerini değerlendirip karara bağlayacak olan idarenin, kendi mevzuatı çerçevesinde, ifa edilen kamu hizmetinin gerekleri, insan kaynaklarının verimli kullanılması, teşkilat yapısının elverişliliği ve benzeri faktörleri dikkate alması kaçınılmazdır. Zira kamu hizmetinin sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde yerine getirilmesi için gerekli tedbirleri almak, ilgili idarenin öncelikli görevi ve sorumluluğudur.
Eğitim hakkının korunması gerekçesiyle idareden, atamaya ilişkin bütün işlemlerde personelin eğitim mazeretlerini kayıtsız şartsız karşılamasının beklenmesi, idarenin üstlendiği kamu hizmetinin yürütülmesini imkânsız hale getirecektir. Eğitim hakkının kapsamının, kamu görevlisinin devam etmek istediği bir eğitim programının, atanma veya atanmama taleplerinde mazeret olarak dikkate alınması ve atanma talebinin eğitim mazereti doğrultusunda yerine getirilmesi gibi, kesin olarak geniş olduğu sonucuna ulaşılması mümkün değildir.
Sağlık personelinin, asli görev alanı olan sağlıkla ilgili bir alanda en az iki yıllık örgün öğrenimin eğitim mazereti olarak kabul edilmiş olmasında; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte ''öğrenim özrü'' mazeretinin de düzenlenmediği dikkate alındığında, hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan; Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 4/04/2015 günlü, 29316 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelikle değişik 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde ''Tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık eğitimi mevzuatına göre uzman olmuş uzman tabip, uzman (TUTG) ve tabip unvanındaki personeli," ifade ettiği hükme bağlanmış olan stratejik personel uygulamasının, Devletin sağlık hizmetlerinin sunumundaki pozitif yükümlülüğü gereği almak zorunda bulunduğu tedbirlerden biri olduğu, zira, istihdamında güçlük çekilen ve insanın en temel hakkı olan sağlıklı yaşam hakkı ile bu yaşamın sürdürülmesindeki yeri tartışmasız olan tabiplerin, yurdun her yerinde görev yapmasını sağlamak için diğer kamu görevlilerinden farklı düzenlemelere tabi tutulmasının kamu yararı ve hizmet gerekleri kapsamında gereklilik arz ettiği sonucuna varıldığından dava konusu Yönetmeliğin 16/3. maddesinde de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yönetmeliğin ''Üstlük astlık sıralaması; Bakanlık ve Bağlı Kuruluş Merkez Teşkilatı kadroları, il sağlık müdürü/halk sağlığı müdürü/genel sekreter, başkan, hastane yöneticisi, başhekim, eğitim görevlisi, başasistan, yan dal uzmanları, uzman tabipler, uzman diş tabipleri, tabipler, diş tabipleri ve diğer sağlık personeli şeklindedir.'' hükmüne yer verilen 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 2. cümlesinde aile hekimlerine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme yönünden:
5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun ''Personelin statüsü ve malî haklar'' başlıklı 3. maddesinde, Sağlık Bakanlığının; Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı çalışanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye veya aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren kurumlarla sözleşme yapmaya yetkili olduğu; sözleşmeli olarak çalışan aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının kurumlarında aylıksız veya ücretsiz izinli sayılacakları ve bunların kadroları ile ilişkilerinin devam edeceği hükme bağlanmıştır. Dava konusu Yönetmeliğin ''Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği'' başlıklı 20/1-ç maddesinde eşleri, kadrosunun bulunduğu il dışında herhangi bir aile hekimi pozisyonunda görev yapanların yer değişikliği taleplerinin bu fıkra ile ikinci fıkra hükümleri çerçevesinde değerlendirileceği hükmü getirilmiştir. Anılan hüküm ve aile hekimlerinin aylıksız izinli sayıldıkları hususları dikkate alındığında dava konusu yönetmelik maddesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesi'nce; duruşma için önceden belirlenen 23/03/2021 günü davacı vekili Av. … ile davalı Sağlık Bakanlığı vekili Hukuk Müşaviri Av. …'in geldikleri görülerek Danıştay Savcısı … hazır halde açık duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan taraflara usulüne göre söz verilip dinlendikten ve Savcının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verilip, dosyadaki bilgi ve belgeler de incelenmek suretiyle işin gereği düşünüldü:
MADDİ OLAY :
Davacı Sendika tarafından, 26/03/2013 günlü, 28599 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 04/04/2015 günlü, 29316 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik "İsteğe bağlı yer değiştirme" başlıklı 16. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinde yer alan ''Sağlık ile ilgili" ibaresi ile 3. fıkrasında yer alan "Stratejik personelin yer değiştirme taleplerinde bu maddenin ikinci fıkrasının (g) bendi hükümleri uygulanmaz" hükmünün ve "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 2. cümlesinde "Aile Hekimlerine" yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
İlgili Mevzuat:
Anayasa'nın "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" başlıklı 56. maddesinde; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir... Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir..." kuralı yer almaktadır.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun "Temel Esaslar" başlıklı 3. maddesinin (c) bendinde; "Bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık personelinin ülke sathında dengeli dağılımı ve yaygınlaştırılması esastır. Sağlık kurum ve kuruluşlarının kurulması ve işletilmesi bu esas içerisinde Sağlık Bakanlığınca düzenlenir." hükmü yer almıştır. Aynı Kanun'un "Bazı sağlık personelinin atanması" başlıklı Ek 1. maddesinde, "Kamu kurum ve kuruluşlarının uzman tabip, tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman , tabip, diş tabibi ve eczacı kadro ve pozisyonlarına yapılacak açıktan atamalar, açıktan atama izni alınmaksızın mevzuatta öngörülen işlemlerin tamamlanmasından sonra gerçekleştirilir ve bunların yerleştirilmeleri Sağlık Bakanlığınca sınavsız ve kura ile yapılır. Kura ile yapılacak atamalara ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne, Ek 3. maddesinde ise; "İlgili mevzuata göre yurt içinde veya yurt dışında öğrenimlerini tamamlayarak tabip, uzman tabip ve yan dal uzmanlık eğitimini tamamlayarak uzman tabip unvanını kazananlar, her eğitimleri için ayrı ayrı olmak kaydı ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından hazırlanan İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında yer alan ..... Gün, Sağlık Bakanlığı veya Sağlık Bakanlığınca uygun görülen diğer kuruluşlarda Devlet memuru veya ilgililerin talebi halinde 10/07/2003 tarihli ve 4924 sayılı Kanuna tâbi sözleşmeli sağlık personeli olarak Devlet hizmeti yapmakla yükümlüdürler..." hükmüne yer verilmek suretiyle belirli şartları haiz hekimlere Devlet hizmeti yükümlülüğü getirilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Amaç" başlıklı 2. maddesinde; "Bu Kanun, Devlet memurlarının hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini, ilerleme ve yükselmelerini, ödev, hak, yüküm ve sorumluluklarını, aylıklarını ve ödeneklerini ve diğer özlük işlerini düzenler.", hükmü yer almakta olup, "Yer değiştirme suretiyle atanma" başlıklı 72. maddesinde, kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmaların, hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiyenin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılacağı; aynı maddenin son fıkrasında da, yer değiştirme ile ilgili atama esaslarının Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirleneceği kurala bağlanmıştır.
657 sayılı Kanun'a dayanılarak çıkarılan ve 19/04/1983 günlü, 83/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 30/06/2014 günlü, 2014/6578 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla değişik "Aile Birliği Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği" başlıklı 14. maddesinin davanın açıldığı tarihteki halinde; "Aile birliği mazeretine dayanarak yer değişikliği memurun;
a) Kamu personeli olan eşinin, kurum içi yer değiştirme suretiyle atanma imkânının olmaması veya mevzuatı uyarınca eşin zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan bir görevde bulunması durumunda bu kapsamdaki eşin bulunduğu yere,
b) Eşlerin her ikisinin de aynı kurumda çalışıyor olması halinde, kurumun daha fazla hizmet ihtiyacı duyduğu yere,
c) Eşlerin farklı kurumda çalışıyor olması halinde kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanmak suretiyle her iki kurumun da öncelikli hizmet ihtiyacının bulunduğu yere,
d) Kamu personeli olmayan eşinin, talep edilen yerde kesintisiz son üç yıl sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle kendi adına veya bir hizmet akdi ile işverene bağlı olarak çalışmış ve halen çalışıyor olması halinde bu durumda olan eşin bulunduğu yere,
...
atanması suretiyle yapılabilir.
Aile birliği mazeretine dayanarak yer değiştirme isteğinde bulunan memur, eşinin kamu kurum ve kuruluşlarında kamu personeli olarak çalıştığına veya atanmayı talep ettiği yerde eşinin kesintisiz son üç yıl sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle kendi adına veya bir hizmet akdi ile işverene bağlı olarak halen çalıştığına ya da birinci fıkranın (e) bendinde sayılan görevlerde bulunduğuna ilişkin belgeyi kurumuna ibraz etmekle yükümlüdür. Ayrıca yer değiştirme başvurusuna, evlilik durumunu kanıtlayan belgenin de eklenmesi gerekir." kuralına yer verilmiştir.
Anılan Yönetmelikte, sağlık, aile birliği ve can güvenliği mazereti nedeniyle yer değişikliği düzenlenmiş olup, öğrenim durumu mazeretine yer verilmemiştir.
Aynı Yönetmeliğin "Özel Yönetmelikler" başlıklı 28. maddesinde; "Kurumlar bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde halen görevde bulunan memurların geçmiş hizmetlerinin bu Yönetmelik çerçevesinde nasıl değerlendirileceğini ve bu Yönetmeliğin çeşitli maddelerinde kurumlarca tesbiti öngörülen diğer hususları kapsayan özel Yönetmeliklerini Devlet Personel Dairesinden olumlu görüş alınmak sureti ile çıkarırlar. Özel Yönetmeliklerde bu Yönetmeliğe aykırı hükümler yer alamaz....", 30/06/2014 günlü, 2014/6578 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki Yönetmeliğin 12. maddesi ile eklenen Geçici 5. maddesinde de, "Kamu kurum ve kuruluşları bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yönetmeliklerini bu Yönetmeliğe uygun hale getirirler. Bu süre içerisinde kamu kurum ve kuruluşlarının yönetmeliklerinin bu Yönetmeliğe aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir." düzenlemeleri yer almıştır. (Ek Yönetmelik 16/08/2014 günlü, 29090 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.)
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun Ek 1 inci maddesi ve Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğe dayanılarak, sağlık hizmetlerinin yurt genelinde etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarında görev yapan sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfı personelinin atama ve yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, 26/03/2013 günlü, 28599 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Dava tarihi itibarıyla Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde,"Stratejik personel: Tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık eğitimi mevzuatına göre uzman olmuş uzman tabip, uzman (TUTG) ve tabip unvanındaki personel" olarak tanımlanmış olup, “İsteğe bağlı yer değiştirme" başlıklı 16. maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde, "Standardın uygun olması kaydıyla bu Yönetmeliğin puan, süre ve dönem ile ilgili hükümlerine bağlı kalmaksızın sağlık ile ilgili bir alanda en az iki yıllık öğrenim gördüğünü belgelendirmesi hâlinde, öğrenim süresi ile sınırlı olmak kaydıyla, öğrenim gördüğü yere bir defaya mahsus olmak üzere atanabilir." hükmüne; aynı maddenin üçüncü fıkrasında, "Stratejik personelin yer değiştirme taleplerinde bu maddenin ikinci fıkrasının (g) bendi hükümleri uygulanmaz." hükmüne yer verilmiştir.
"Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasında; "Eşlerin ikisinin de Bakanlık veya bağlı kuruluşlarda kamu personeli olması hâlinde;
a) Astlık üstlük sıralaması esas alınarak astın görev yeri üste bağlı olarak değiştirilir. Üstlük astlık sıralaması; Bakanlık ve Bağlı Kuruluş Merkez Teşkilatı kadroları, il sağlık müdürü/halk sağlığı müdürü/genel sekreter, başkan, hastane yöneticisi, başhekim, eğitim görevlisi, başasistan, yan dal uzmanları, uzman tabipler, uzman diş tabipleri, tabipler, diş tabipleri ve diğer sağlık personeli şeklindedir.
b) Her iki eşin birinci fıkranın (a) bendindeki aynı sıralama grubunda yer alması halinde aile birliğinin D veya C hizmet grubu bir ilde sağlanması esastır. D veya C hizmet grubunda aile birliğinin sağlanamaması halinde; her iki eşin unvan ve branşında eşlerinin görev yaptığı ilin standardına göre doluluk oranı az olan ilde aile birliği sağlanır. Doluluk oranlarının da eşit olması halinde; aynı hizmet bölgesinde görev yapan eşlerden yer değiştirme talebinde bulunanın, farklı hizmet bölgelerinde görev yapan eşlerden ise üst hizmet bölgesinde görev yapan personelin görev yeri değiştirilir.
c) 16 ncı maddenin ikinci fıkrası ile 19, 21 ve 24 üncü maddelerine göre atanan personelin eşinin görev yeri değişikliği talebinde D veya C hizmet grubu şartı aranmaz. Bu Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre atanan personelin görev yeri değişikliği talebinde eşinin atanma tarihinden itibaren bir yıl içerisinde D veya C hizmet grubu şartı aranmaz.
ç) Eşleri, kadrosunun bulunduğu il dışında herhangi bir aile hekimi pozisyonunda görev yapanların yer değişikliği talepleri bu fıkra ile ikinci fıkra hükümleri çerçevesinde değerlendirilir." kurallarına yer verilmiştir.
Öte yandan; dava tarihi itibarıyla 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı; Sağlık Bakanlığının belirleyeceği illerde, birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, birey ihtiyaçları doğrultusunda koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık verilmesi, kişisel sağlık kayıtlarının tutulması ve bu hizmetlere eşit erişimin sağlanması amacıyla aile hekimliği hizmetlerinin yürütülebilmesini teminen görevlendirilecek veya çalıştırılacak sağlık personelinin statüsü ve malî hakları ile hizmetin esaslarını düzenlemektir." hükmü, "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinde; "Aile hekimi; kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiptir." hükmü, "Personelin statüsü ve malî haklar" başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasında, "Sağlık Bakanlığı; Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı çalışanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye veya aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren kurumlarla sözleşme yapmaya yetkilidir." hükmü, üçüncü fıkrasında; "Sözleşmeli olarak çalışan aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları kurumlarında aylıksız veya ücretsiz izinli sayılırlar ve bunların kadroları ile ilişkileri devam eder." hükmü, "Yönetmelikler" başlıklı 8. maddesinin 2. fıkrasında ise; "Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının çalışma usul ve esasları; çalışılan yer, kurum ve statülerine göre öncelik sıralaması; aile hekimliği uygulamasına geçişe ve nakillere ilişkin puanlama sistemi ve sayıları; aile sağlığı merkezi olarak kullanılacak yerlerde aranacak fizikî ve teknik şartlar; meslek ilkeleri; iş tanımları; performans ve hizmet kalite standartları; hasta sevk evrakı, reçete, rapor ve diğer kullanılacak belgelerin şekli ve içeriği, kayıtların tutulması ile çalışma ve denetime ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir" hükmü yer almaktadır.
Aile Hekimliği Kanunu'nun 8. maddesine dayanılarak birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmek ve verilen sağlık hizmetinin kalitesini artırmak için görev yapan aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının çalışma usul ve esaslarını belirlemek amacıyla hazırlanan Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği, 25/01/2013 günlü, 28539 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin "Göreve başlayış ve ayrılış" başlıklı 12. maddesinin birinci fıkrasında; "Aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olmak isteyen sağlık personelinin sözleşme imzalayabilmesi için kadrosunun bulunduğu kurumun muvafakati aranır. Sözleşme imzalayarak göreve başlayan kişiler bu görevlerini yürüttükleri sürece kurumlarında aylıksız veya ücretsiz izinli sayılırlar ve bunların kadroları ile ilişikleri devam eder." kuralı, "Naklen atama" başlıklı 18. maddesinde; "Aile hekimi olarak sözleşme imzalayan personel, sözleşmeli olarak görev yaptığı il dışında başka bir ilde ilan edilmiş münhal aile hekimliği pozisyonlarına 15 inci maddedeki usul ve esaslar çerçevesinde başvurarak yerleşebilir. Bu durumda, personelin kadrosu bağlı bulunduğu Kurum tarafından aile hekimi olarak yerleştiği ve yeni sözleşme imzaladığı ilde münhal kadronun mevcut olduğu birime aktarılır. Bu şekilde yapılacak naklen atama işlemleri, atama dönemine ve kur’aya tabi olmaksızın, Personel Dağılım Cetvelinde boş yer bulunmaması halinde standart dikkate alınarak gerçekleştirilir. Aile hekiminin yeni yerleştiği aile hekimliği pozisyonda fiilen bir sözleşme dönemi görev yapmadan sözleşmesinin sona ermesi durumunda, eski görev yerine, eski görev yerinde Personel Dağılım Cetveline göre boş yer bulunmaması halinde eski görev yeri esas alınarak, Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 26 ncı maddesi hükümlerine göre naklen ataması yapılır." kuralı, "Atama ve nakillere ilişkin sair hususlar" başlıklı 19. maddesinde; "Aile hekimi veya aile sağlığı elemanın bu Yönetmelikte düzenlenen hükümler dışında özür durumu gibi farklı nedenlerle naklen ataması yapılamaz. Bu konumdaki personel memur olarak görev yaparken sözleşmeli statüye geçmiş ise, memuriyete tekrar dönmeden tayin talebinde bulunabilir veya bu Yönetmelikteki düzenlemeye göre sıralamaya girebilir.
Sözleşmeli aile hekimlerinin ve aile sağlığı elemanlarının kadroları ile ilişkisi devam ettirilerek her yıl düzenli olarak kadro ve derece ilerlemeleri ile intibakları yapılarak kayıtlara işlenir.
Aile hekimliği uygulaması kapsamındaki atama ve nakillerle ilgili olarak bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına devam edilir." kuralı yer almaktadır.
Dava konusu düzenlemelerin incelenmesi :
26/03/2013 günlü, 28599 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 04/04/2015 günlü, 29316 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik "İsteğe bağlı yer değiştirme" başlıklı 16. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinde yer alan ''Sağlık ile ilgili'' ibaresi ile aynı maddenin 3. fıkrasının iptali istemine ilişkin olarak;
Davanın açıldığı tarihten sonra Yönetmeliğin 16. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendinde değişiklik yapılmış ve "iki yıllık" ibaresi "dört yıllık örgün" şeklinde değiştirilmiş ise de; davacının dava açmaktaki amacının sağlık ile ilgili olmayan bir alanda yapılan öğrenimin mazeret olarak kabul edilmemesi olduğu ve bu ibarenin de halen yürürlükte bulunduğu göz önüne alındığında uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçildi.
Genel Yönetmelikte eş, sağlık ve can güvenliği durumları özür grupları olarak belirlenmiş ve öğrenim durumu atamalarda gözetilecek bir özür durumu olarak kabul edilmemiş olduğu halde, dava konusu Yönetmelik, stratejik personel dışındaki personelin sağlıkla ilgili bir alanda en az iki yıllık öğrenim gördüğünü belgelendirmesi halinde belli koşullarla öğrenim gördüğü yere atanmasına olanak tanımıştır.
Anayasanın 42. maddesinde herkesin eğitim ve öğrenim hakkı ile ilgili genel ilkeler belirlenmiş olmakla birlikte; hukuki statüleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, özel yasalar ve kurumsal nitelikte yasa ve yönetmeliklerle düzenlenmiş olan kamu görevlilerinin bu statüde kaldıkları sürece, görevlerine ilişkin olarak, öncelikle söz konusu yasa ve yönetmelikte düzenlenmiş bulunan kurallara uymakla, bu kuralların ve kamu hizmetinin gereklerine uygun davranmakla yükümlü olduklarının kabulü gerekir. Aksi halin, yani statünün gereklerinin ikinci sıraya alınmasının, kamu hizmetlerini yürütmek amacı ile kurulmuş olan kamu kurumlarının görevlerini yerine getirmekte zorlanmalarına, giderek görevlerini aksatmalarına neden olabileceği ve personel istihdamı konusunda genel kabul görmüş belirli ilkelerin (örneğin coğrafi bölge esası, ihtiyaca göre istihdam, personelin birimler arasında dengeli dağılımı gibi) uygulanmasını engelleyeceği açıktır.
Belirtilen hukuki durum karşısında, personelin hizmet bölgelerinde dengeli dağılımının sağlanması ve sağlık hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi zorunlu olduğundan, dava konusu 16. maddenin 2. fıkrasının (g) bendi ile öğrenim durumu gözetilerek atanma olanağının sınırlı bir biçimde, yalnızca sağlık alanında iki yıl süreli öğrenim görenlere tanınmasında hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır.
Bununla birlikte; stratejik personelin öğrenim durumu nedeniyle atanma taleplerinde, dava konusu Yönetmeliğin kapsamında bulunan stratejik personel dışındaki diğer personele uygulanan kuralların uygulanmayacağının öngörülmesine ilişkin 16. maddenin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin; Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde yer alan "stratejik personel" kavramının ortaya çıkarılış amacı olan, kısıtlı sağlık personeli kapasitesi içerisinde sağlık hizmetlerinin etkin bir planlama sistemi uygulanarak tüm vatandaşlara eşit bir şekilde sunulmasının sağlanması amacının gerçekleştirilmesine hizmet etmekte olması göz önüne alındığında, kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uygun bir düzenleme niteliğinde olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Yönetmeliğin 04/04/2015 günlü, 29316 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik "Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 2. cümlesinde "Aile Hekimlerine" yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemine ilişkin olarak;
Davanın açıldığı tarihten sonra Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde değişiklik yapılmış ise de; davacının dava açmaktaki amacının anılan cümlede "Aile Hekimlerine" yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme olduğu ve bu eksikliğin de halen devam ettiği göz önüne alındığında uyuşmazlığın esasına girilerek incelenmesine karar verilmiştir.
Kadrosunun bulunduğu kurumun muvafakati üzerine, sözleşme imzalayarak göreve başlayan ve bu görevlerini yürüttükleri sürece kurumlarında aylıksız veya ücretsiz izinli sayılan aile hekimlerinin atama ve nakillerine ilişkin uyuşmazlıkların Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinde düzenlendiği görülmektedir.
Bununla birlikte Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği" başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde, eşleri, kadrosunun bulunduğu il dışında herhangi bir aile hekimi pozisyonunda görev yapanların da yer değişikliği taleplerinin değerlendirileceği kural altına alınmıştır.
Bu durumda aylıksız veya ücretsiz izinli sayılan ve kadroları ile ilişkileri devam eden aile hekimlerinin sözleşmeleri sona erdiğinde eski kadrolarına döneceği göz önünde bulundurulduğunda dava konusu Yönetmelik maddesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, posta pulu ücretinden artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra aidiyetine göre taraflara iadesine,
3. Kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere 23/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.