Defter ve belgeleri ibraz etmemek - sahte fatura düzenleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7175 Esas 2019/1482 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/7175
Karar No: 2019/1482
Karar Tarihi: 14.02.2019

Defter ve belgeleri ibraz etmemek - sahte fatura düzenleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7175 Esas 2019/1482 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararda, sanıkların defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan verilen beraat hükmü onanırken, sahte belge düzenlemek suçundan her iki sanık hakkında mahkumiyet verildiği belirtilmiştir. Ancak, sanıkların sahte fatura düzenlemek suçundan mahkumiyetleri bozulmuştur çünkü delillerin yeterli ve inandırıcı olmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca, kararda TCK'nin 43. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 53/3. maddesi hükümlerinin doğru şekilde uygulanmadığı vurgulanmıştır. TCK'nin 43. maddesi zincirleme suçları düzenlerken, 5237 sayılı TCK'nin 53/3. maddesi ise hapis cezasının infazının nasıl uygulanacağını belirlemektedir.
11. Ceza Dairesi         2016/7175 E.  ,  2019/1482 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Defter ve belgeleri ibraz etmemek, sahte fatura düzenleme
    HÜKÜM : Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu hakkında ... hakkında: Beraat
    Sahte belge düzenlemek suçundan her iki sanık hakkında: Mahkumiyet

    I-Sanık ... hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
    Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
    II-Sanıklar ... ve ... hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıkların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:
    1- Sanıkların 2008 takvim yılında sahte fatura düzenledikleri iddiasıyla açılan kamu davasının sonucunda, her ne kadar sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de, yapılan incelemede, sanıkların ortağı ve yetkili olduğu ... İnşaat firmasının nalburiye toptan satışı yapmak üzere 16.04.2008 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği, 04.11.2008 tarihli yoklama tutanağını sigortalı çalışan ..."in imzaladığı, defter ve belgelerin ibrazına dair istem yazısının ise ... isimli şahsa tebliğ edildiği, 25.11.2008 tarihinde şirket adına bastırılıp teslim alınan faturaların geçmiş tarihli (5 ve 6. aylara ilişkin) düzenlendiği, UYAP üzerinden yapılan incelemede de şirket müdürü sanık ..."nın 01.07.2008 ve 07.08.2009 tarihleri arasında, şirket ortağı olan diğer sanık ..."ın ise, 01.05.2008 - 22.09.2017 tarihleri arasında cezaevinde oldukları, sanık ..."ın cezaevine girdikten sonra yazdığı dilekçe ile şirketin faaliyetinin durdurulmasını istediği ve sanıkların savunmalarında suçlamayı kabul etmeyerek işyerini açtıktan kısa bir süre sonra cezaevine girdiklerini ifade ettiklerinin anlaşılması karşısında, tüm dosya kapsamından sanıkların üzerlerine atılı 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerin bulunmadığı gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de;
    a) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenlemek eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b)5237 sayılı TCK"nin 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının c bendindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağı, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 14.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.