3. Hukuk Dairesi 2013/16856 E. , 2013/16854 K.
"İçtihat Metni"...
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekilleri tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar ... ve ... vekili.Av.... geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı ....... Vakfı vekili Av.... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra nevakısın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilmiş, bu kez yeniden gelmekle; belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkillerinin, murisin altsoy mirasçıları olduklarını, muris ..."nin noterde düzenlenen 29.11.2007 tarihli vasiyetnamesi terekesinde bulunan ve tek malvarlığı olan taşınmazını davalı ....bıraktığını, muris okur-yazar olmadığı halde "okur yazar" olduğu belirtilerek vasiyetname düzenlendiğini, gözlerinin iyi görmediğini, zaman zaman hafıza kaybı yaşadığını belirterek, vasiyetnamenin iptalini veya M.K."nun 504/2. maddesine göre düzeltilmesini talep etmiş, ayrıca davacıların altsoy mahfuz hisseli mirasçı olmaları nedeniyle M.K."nun 506/1. maddesine göre terekenin tenkisini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; vasiyetnamenin iptal sebeplerinin bulunmadığını, tenkis talebinin yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
....karşısında murisin vasiyetname yapıldığı tarihte hukuki ehliyetinin olduğu, davacıların iddialarını ispatlayamadıkları gerekçe gösterilerek vasiyetnamenin iptali isteminin reddine karar vermek gerektiği, murisin saklı payı zedeleme kastı ile taşınmazını davalıya vasiyet ettiğine dair davacılar tarafından delil sunulmadığı, tüm dosya kapsamı, tanık beyanları dikkate alınarak ve murisin arzu ve iradesi dikkate alınarak tenkis taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekilleri temyiz etmektedirler.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
....
-2-
Ancak, M.K. 505. maddesine göre; "Mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan mirasbırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu mirasçılardan hiçbiri yoksa, mirasbırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir."
TMK."nun 560.maddesine göre; "Saklı payını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler."
Vasiyetnameler, hiçbir şart aranmaksızın tenkise tabidir.
Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma ( temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. ( TMK.md.507 ) Miras bırakanın Türk Medeni Kanunun 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır.
Davalılara yapılan tasarrufun değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda ( sabit tenkis oranı ) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olmayacağı ( TMK.md.564 ) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan, davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Bu yön dikkate alınmadan saklı payı zedeleme kastı olduğuna dair delil sunulmadığından söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece, ölüme bağlı tasarrufların saklı payı aşan kısmının mutlak tenkise tabi olduğu ve yukarıda özetlenen araştırmanın resen yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile tenkis talebinin reddi doğru görülmemiştir.
....
-3-
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine
ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....