23. Hukuk Dairesi 2016/8274 E. , 2019/5286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada alacak, karşı davada tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı -karşı davada davacı vekili ile katılma yoluyla asıl davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya verilen kılavuz rehber hizmetin davalı tarafından 09.04.2012 tarihinde sona erdirildiğini, ödenmeyen faturaların olduğunu ileri sürerek 17.566,92 TL alacağın 17.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacı tarafın hatası sonucu müvekkili şirketin 26.03.2012 tarihindeki hırsızlık olayı sonucu mallarının çalınmasına neden olduğunu ve bu tarihte sözleşmenin feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada; müvekkili şirketin şantiye içerisindeki malların korunması ve şantiye güvenliğinin sağlanması amacıyla imzalanan özel güvenlik hizmet sözleşmesine davacının aykırı davrandığını, 2 müvekkili şantiyesinden yüklü miktarda tesisat kablo makarası çalındığını, müvekkilinin yüklü miktarda zarara uğradığını ileri sürerek şimdilik 5.000,00 TL ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı davada davalı vekili, karşı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında yazılı olarak imzalanan 02.11.2011 tarihli “Özel Güvenlik Hizmeti Sözleşmesi”uyarınca davacının bir yıl süreyle güvenlik hizmeti vermeyi üstlendiği, 5188 Sayılı Kanun’un 3’üncü maddesi hükmü uyarınca davalının gerekli izni almadığı, ayrıca sözleşmede kararlaştırılmış olandan daha yüksek tutar faturaların davalı tarafından itiraz edilmeden ödendiği dikkate alındığında taraflar arasında sözlü olarak akdedilmiş olan bir başka sözleşmeyle davacı tarafından davalıya “kılavuz rehberlik hizmeti” verilmiş olduğu, davalıya tebliğ edilip itiraz etmediği Şubat ayından bakiye 1.759,53 TL ve Mart ayından. 11.781.60 TL alacak bulunduğu, Nisan ayına ilişkin hizmet verildiğini davacının ispat edemediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı dava da ise, ispat için sadece 26.03.2012 tarihli ifade tutanağı sunulduğu ve bu tutanakta da çalınan malların taşeron bir şirkete ait olduğunun belirtildiğinden davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili ve asıl davada davacı vekili katılma yoluyla temyiz etmiştir.
1)Asıl davada davacı vekili katılma yolu ile mahkeme kararını temyiz etmiş ise de; asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz dilekçesinin, asıl davada davacı vekiline 27.06.2016 günü tebliğ edildiği, 10 günlük temyiz süresinden sonra, 08.07.2016 tarihinde asıl davada davacı vekilinin temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydının yapıldığı anlaşıldığından süresinde yapılmayan temyiz talebinin reddi gerekmiştir.
2) Asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının süreden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan mahkeme kararının ONANMASINA, asıl davada davacının yatırdığı temyiz peşin harcın talep halinde temyiz eden asıl davada davacıya iadesine, aşağıda belirtilen harcın davalı-karşı davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.