11. Ceza Dairesi 2021/6001 E. , 2021/3972 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Katılan ...‘in 08/02/2016 tarihli dilekçesinin içeriği itibarıyla, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik itirazda bulunduğu ve resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik bir temyiz istemi olmadığı değerlendirilerek; sanığın temyiz istemine hasren yapılan incelemede;
Sanığın yokluğunda verilen hükme ilişkin gerekçeli kararın, sorgusunda bildirdiği adreste 28/12/2015 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesi uyarınca muhtara tebliğ edildiği, ancak Kanun‘un 21. maddesindeki ‘‘....Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır...” ve muhatabın adresinde bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Yönetmeliği‘nin 30/1. maddesindeki “...muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir.” hükümlerine aykırı olarak, muhatabın adreste bulunmama sebebine dair mevzuata uygun açıklama bulunmayan tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından, sanığın öğrenme üzerine 08/01/2016 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1- Sanığın, ... plaka sayılı araca ait şase ve motor blokunu, ... plaka sayılı araca monte etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu cihetle, suça konu şase numarasında yapılan değişikliğin aldatma niteliğini taşıyıp taşımadığının bilirkişi katılımı ile yapılacak keşif sonucunda belge özellikleri tutanağa yazılarak belirlenmesi ve gerekçeli kararda tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Dosya kapsamına göre motor ve şase numarası değiştirilen ... plaka sayılı araca, ... plaka sayılı araca ait plakaların takıldığı ve aracın sanık tarafından mağdur ...‘a devrine ilişkin ... 1. Noterliği‘nin 16/03/2015 tarihli ve 03468 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesinin tanzim edildiği sırada da gerçek motorlu araç trafik ve tescil belgelerinin kullanıldığının anlaşılması karşısında, sanığın ... plaka sayılı araca ait şase ve motor blokunu, katılandan haricen satın aldığı ve hacizli olan ... plaka sayılı araca monte etmek suretiyle “...“ işlemi yaparak resmi belgede sahtecilik suçunu işlemekten ibaret eyleminde; 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, suça konu “...“ işleminin farklı tarihte gerçekleştirildiğine yönelik delil bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı halde, TCK‘nin 43/1. maddesi uygulanarak fazla ceza tayin edilmesi,
3- Kabule göre de;
a) Sanık hakkında TCK"nin 204/1 ve 43/1. maddeleri uyarınca hükmedilen 2 yıl 6 ay hapis cezasından, TCK"nin 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken sonuç cezanın “2 yıl 1 ay” yerine, “1 yıl 13 ay” olarak yanlış hesaplanması suretiyle eksik ceza tayini,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 26/04/2021 tarihinde 2. nolu bozma düşüncesi yönünden Üye ...‘ın karşı oyu ve oyçokluğuyla diğer yönlerden ise oy birliğiyle karar verildi.
DEĞİŞİK GEREKÇE
Dairemizin 26/04/2021 tarih, 2020/6001 Es. 2021/3972 Kr. sayılı sanık ..."in TCK"nin 204/1, 43, 62/1, 53. maddesi uyarınca cezalandırılmasına dair yerel mahkeme hükmünün bozulmasına dair kararına katılmıyorum.
Sanığın üzerine atılı ... plaka sayılı araca ait şasi motor blokunu ... plaka sayılı araca monte etmek suretiyle değiştirmek şeklindeki eyleminde TCK"nin 204. maddesinde tanımlanan resmi belgede sahtecilik suçunun yasal unsurları oluşmamıştır.
Çünkü; TCK"nin 204/1. maddesinde tanımlanan “belge” eski dildeki “varaka” kelimesine karşılılık gelmekte olup, yazılı kağıt anlamına gelmektedir. Bu bakımdan, yazılı kağıt niteliğinde olmayan şeyler, ispat kuvveti ne olursa olsun, belge niteliği taşımamaktadır. Yasa gerekçesinde; bazı durumlarda belgenin varlığını kabul için, yazının kağıt üzerinde bulunması gerekmediği, bir metal levha üzerine yazı yazılması hâlinde de belgenin varlığı kabûl edilmiştir. Bu itibarla, araç plakaları da (metal levha üzerine yazıldığı için) resmi belge niteliğindedir.
Somut olayda TCK"nin 281. maddesinde düzenlenen "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçunun ya da şartlarının varlığı halinde aynı yasanın 282. maddesinde düzenlenen "Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçunun oluşması mümkündür.
Yukarıda belirttiğim sebeplerle sayın çoğunluğun (2) nolu bozma yönündeki görüşüne değişik gerekçe ile katılmıyorum. 26/04/2021