5. Ceza Dairesi 2020/5599 E. , 2021/3175 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Basit zimmet
...
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nin 43/1. maddesindeki “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir..." hükmü dikkate alındığında; zincirleme şekilde işlenen suçlarda birden fazla suçun bulunduğu ve her bir suçun bağımsızlığını koruduğu, ancak anılan madde hükmü gereğince sadece bir cezaya hükmedildikten sonra bu ceza üzerinden artırım uygulandığı, suç tarihinin de ilk suç ile son suçun işlendiği tarih aralığı olduğu, somut olayda zimmet suçuna konu paranın bankadan ilk olarak 05/07/2005 tarihinde çekildiği, bu tarih ile tekerrüre esas alınan ilamın infaz edildiği 13/01/2003 tarihi arasında TCK’nin 58/2-b madde hükmünde öngörülen 3 yıllık sürenin dolmadığı, dolayısıyla sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi duruşmalardaki tutum ve davranışları lehine değerlendirilerek hakkında takdiri indirim uygulanan, daha önce 3 aydan fazla hapis cezasına mahkumiyeti bulunmadığından ve cezasının ertelenmesi halinde bir daha suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaate varıldığından hakkındaki hapis cezası ertelenen sanığın kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunması nedeniyle CMK’nin 231/6-a madde hükmü karşısında hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, bu hususlarla ilgili tebliğnamede bozma isteyen düşüncelere iştirak edilmemiş, TCK’nin 248. maddesinin uygulanması sırasında hesap hatası sonucu cezanın 2 yıl 1 ay yerine 1 yıl 13 ay hapis olarak eksik tayini sonuç ceza miktarının doğru hesaplanması karşısında sonuca etkili görülmemiş, Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının yanlış değerlendirilmesi sonucu sanık hakkında mahkum olduğu hapis cezasının yasal sonucu olan 53/1-b maddesinin uygulanmamasının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Ertelemenin yasal sonucu olmasından ötürü zorunlu olarak hükmedilmesi gereken ve bu nedenle de kazanılmış hakka konu olmayan denetim süresinin TCK"nin 51/3. maddesi hükmüne göre mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağı gözetilmeden, 1 yıl 8 ay 25 gün hapis cezası alan sanık hakkında 1 yıl 3 ay denetim süresi belirlenmesi,
Sanık hakkında 5237 sayılı Yasa’nın 53/5. maddesi tatbik edilirken madde hükmüne göre belirtilen hak yoksunluğunun tayin olunan 1 yıl 8 ay 25 günlük cezanın yarısından az olamayacağı dikkate alınmadan ve infazda tereddüt oluşturacak biçimde süre belirtilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/1. maddesinde yer alan "Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine bu Tarifenin ikinci kısmın ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir" biçimindeki düzenleme nazara alınmadan, kamu davasına katılmayan Tarım ve Orman Bakanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan “Katılan kurum Tarım ve Orman Bakanlığı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 6.810 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan kuruma verilmesine,” ilişkin bendin tamamen hüküm fıkrasından çıkartılması, ertelenen hapis cezasına yönelik denetim süresi belirlenmesine ilişkin yapılan uygulama sırasında “1 yıl 3 ay” olarak belirlenen denetim süresinin TCK"nin 51/3. maddesi hükmüne göre mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağı gözetilerek “1 yıl 8 ay 25 gün” ve sanık hakkında aleyhe temyiz olmadığı da nazara alınarak TCK’nin 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğu uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasının da “Suçu TCK"nin 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanığın aynı Kanun’un 53/5. maddesi uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere, 10 ay 12 gün süreyle 53/1-d madde-fıkra-bendindeki hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına,” şeklinde değiştirilmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA 28/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yzl. İşl. Md.
...