14. Hukuk Dairesi 2016/15090 E. , 2020/5388 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04/03/2015 gününde verilen dilekçe ile mirası reddin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirası reddin iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalının intikal edecek miras payından başka haczi kabil malı bulunmadığını, mirasbırakanın terekesinin borca batık olmadığını, davalının sırf alacaklılarına zarar vermek amacıyla Aydın 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1199 Esas sayılı dosyasında mirası red ettiğini, mirasın reddi işleminin iptalini istemiştir.
Davalı vekili, mirası ailevi sebeplerle reddettiğini, terekenin pasifini ve aktifini bilmediğini ve terekeden aktif veya pasif bir şey istemediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
İstek, alacaklıları zararlandırmak amacıyla (kötüniyetle) yapılan mirası reddin iptali isteğine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayanmaktadır.
Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK. m. 617/1) Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. (TMK. m. 617) Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. İcra takibinin uzun süre devam etmesi, tek başına acze delalet etmez. Zira aczin ne suretle gerçekleşeceği İcra İflas Kanununda gösterilmiştir. (İc.İf.K. m. 105 ve 143)
Somut olayda, davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında “Aciz vesikası” alınmamış olduğuna göre, mahkemece, davalının tüm şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunun karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması; yeterli ise talebin reddi, yeterli olmadığının görülmesi halinde ise, davalı da yeterli güvence göstermediği takdirde reddin iptaline karar verilmesi gerekir.
Öte yandan mahkemece, terekenin borca batık olup olmadığının tespiti için yapılan araştırma da yeterli değildir. Mirasbırakana ait Aydın ili, Kuşadası ilçesi, Davutlar mahallesi 2606 parsel 63 numaralı bağımsız bölümün ölüm tarihi itibari ile değeri belirlenmeli ve mirasbırakanın borçları ile bankalardaki hesaplarının ve tüm aktifi ile pasiflerinin araştırılarak terekenin borca batık olup olmadığı saptanmalıdır. Açıklanan yönde araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan