
Esas No: 2012/347
Karar No: 2012/1797
Karar Tarihi: 13.02.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/347 Esas 2012/1797 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.04.2011 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine dair verilen 01.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 35 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki Eylül 328 tarih 290 yevmiye numaralı ipotek kaydının terkinini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece ipotek kaydında bankanın alacaklı olduğu, ayni hakka ilişkin terkin isteminin hak sahibine yöneltilmesi gerektiği, hak sahibinin bilinmemesi halinde de buna yönelik yapılacak usul işlemlerininde belli olduğu, hak sahibi olmayan tapu sicil müdürlüğüne husumetin yöneltilemeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Hükmü davalı temyiz etmiştir.
Dava tapu kaydındaki ipoteğin dayanağının kalmadığı gerekçesiyle terkin istemine ilişkindir.
Dava konusu ipotek 328 tarihli olup, ipotek lehtarı olarak "banka" gösterilmiştir. Tapu kütüğünde ve dayanak belgelerinde alacaklının hangi banka olduğu saptanamamış, ipotek akit tablosuna da rastlanmamıştır. Tapu sicil müdürlükleri Türk Medeni Kanununun 997 ve devamı maddeleri uyarınca tapu sicilinin tutulmasında ve bu sicillerin yasalara uygun oluşmasında görevli ve sorumludurlar. Dava konusu ipteğin alacaklısı ve nedeni belli değildir. Hak sahibinin belirlenmesi olanağı da bulunmamaktadır. İsimsiz bir bankaya kayyum atanması sağlanarak yargılamaya devam edilmesi de usul hükümleri açısından mümkün değildir. Davanın tapu sicilini tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddi doğru görülmediğinden karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine , 13.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.