(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/358 E. , 2012/1795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.12.2010 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine karşı davada da muhdesat kaydının terkini talep edilmiş olmakla yapılan duruşma sonunda; temliken tescil isteminin reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 15.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-k.davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 53 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın ortak murisleri tarafından inşaa edildiğini ve beyanlar sütununda bu şekilde kayıt düşüldüğünü, ancak davalının taşınmazdaki ... ile paydaşlardan ... ve ..."ın paylarını satın aldığını, taşınmaz üzerindeki evin murise ait olduğunu bilmesine rağmen evi kullanmalarına izin vermediğini, evi sahiplendiğini ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 724.maddesi uyarınca tapunun iptali ile miras hisseleri oranında adına tescilini talep etmiştir.
Davalı karşı davasında, taşınmazı satın alırken üzerindeki evi de aldığını belirterek beyanlar hanesindeki muhdesat kaydının terkinini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı ..."in açtığı temliken tescil davasının takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına, ..."ın temliken tescil isteminin reddine, karşı davanın ise muhdesatın zeminin mülkiyetine tabi olduğu gerekçesi ile kabulü ile beyanlar hanesindeki kaydın terkinine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ... temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacının temliken tescil isteminin reddinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş, bu husustaki temyiz istemlerinin reddi gerekmiştir.
2-Karşı dava beyanlar hanesindeki muhdesat kaydının terkini istemine ilişkindir.
22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır.
Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır. Gerçekten, anılan hüküm uyarınca; “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.”
Bu tür bir hakkın zemin üzerindeki binanın veya ağaçların yok olması gibi bazı nedenlerle ortadan kalkacağı kuşkusuzdur. Diğer taraftan, Türk Medeni Kanununun 1012. maddesi hükmü gereğince de, kaydın terkini kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlı olarak yapılabilir.
Ayrıca, Türk Medeni Kanununun 684. maddesine sınırlama getirerek muhdesat konusu ile arazinin bütünleşmesine engel olacağından, arazi sahibinin mülkiyet hakkını ileri sürerek ve muhdesat bedelini hak sahibine ödemesi suretiyle mahkemeden terkin talebinde bulunması olanaklıdır.
Bu durumda da mahkemece keşfen bilirkişilere belirtme konusu hakkın dava tarihindeki rayiç değeri hesaplattırılarak, bulunacak bedelin depo ettirilmesinden sonra belirtmenin terkinine karar verilebilir.
Somut olayda; dava konusu taşınmaz tapuda karşı davacı ... Küçükharman adına kayıtlıdır. Tapu kaydında "krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3 katlı kargir ev ..., ..., ..., ..., ..."lara aittir" şeklinde muhdesat belirtmesi bulunmaktadır. Söz konusu belirtme kadastro tespiti sırasında ... adına yapılmış, ölümü ile de mirasçılarına intikal etmiştir. Karşı davacı, paydaşlarından ..."dan payını alırken evi de satın aldığını savunmuştur. Ancak, resmi senette evin satıldığına
dair kayıt bulunmamaktadır. Davacı evi satın aldığına dair herhangi bir belge de sunamamıştır.
Yukarıda da açıklandığı gibi beyanlar sütununda gösterilen muhdesat olarak kayıt malikinden başkasına aidiyeti belirtilen ev zemin mülkiyetinden bağımsızdır. Bu kaydın terkini hak sahiplerinin onayı ile mümkündür. Ayrıca zemin mülkiyeti sahibi mülkiyet hakkının kullanımını engellediği iddiasıyla ancak muhdesat bedelini ödeyerek terkini isteyebilir. Mahkemece tüm bu açıklamalardan farklı olarak muhdesatın zemin mülkiyetine tabi olduğu kabul edilmiştir. Bu kabul tapu kaydındaki belirtmenin amacı ile çelişmektedir. Davacı muhdesatı satın aldığı iddiasına dayanmakta olup bu iddiasını da kanıtlayamadığına göre karşı davanın da reddi gerekirken kabulü doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1).bentte yazılı nedenlerle davacı ..."ın diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 13.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.