Esas No: 2021/5821
Karar No: 2022/3803
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5821 Esas 2022/3803 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/5821 E. , 2022/3803 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 1. Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında ... Anadolu 1. Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla; davanın niteliği itibariyle duruşma istemi reddedilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7143 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesi gereğince 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 4. maddesi hükümlerine göre yapılan kullanım kadastrosu sırasında Sultanbeyli İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 8764 ada 9 parsel sayılı 1648,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 7143 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesi hükümlerine tabi tutulduğu ve taşınmaz üzerindeki 2 adet 1 katlı betonarme yapı ve arsasının Sultanbeyli Belediyesinin kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak arsa vasfıyla Sultanbeyli Belediyesi adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Nakliye Maden İnş. Otom. Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 8764 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
Davacı şirket, dava konusu 8764 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 20 yılı aşkın süredir kendi kullanımlarında olmasına rağmen kadastro sırasında Sultanbeyli Belediyesi'nin kullanımında olduğuna dair şerh verildiğini, taşınmazın 1997 yılından itibaren fiilen daha sonra tapusunu almak suretiyle kullanıldığını, şirketin taşınmazın 12/3720 hissesini ... Petrol İnşaat Nakliye Turizm Tic. Ltd. Şti'den 27.04.2001 tarihinde satın aldığını, ... Valiliğinden almış olduğu ruhsata dayanarak taşınmaz üzerinde akaryakıt istasyonu işletmek suretiyle ticari faaliyetine başladığını ve halen bu ticari faaliyeti sürdürdüğünü belirterek dava açmış; yargılama sırasında da, davalarının şerhe yönelik olduğunu belirterek, Belediye Başkanlığı adına verilen kullanım şerhinin iptali ile kendi şirketleri adına şerh verilmesini istediklerini açıkça ifade etmiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazın yıllardır belediyenin asli zilyetliğinde olduğunu, davacı şirketin Belediyenin kiracısı olup fer'i zilyet olduğunu, davacının kiracı olduğu hususunun Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1084 Esas, 2007/694 Karar sayılı kararından açıkça anlaşıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi özetle, davacı şirketin dava konusu taşınmazda davalı Belediyenin kiracısı sıfatıyla zilyet olduğu dolayısıyla taşınmazda asli zilyet olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; davacı şirketin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi tarafından aynı gerekçeyle esastan reddedilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 1997 yılında Sultanbeyli Belediyesi tarafından akaryakıt istasyonu olarak kullanılmak üzere ... ... ve ...’a boş arsanın kiralandığı, davacının sunduğu tapu senedine göre dava konusu taşınmazın evveliyatı olan 1415 parsel sayılı taşınmazın 12/3720 hissesinin Yol-Pet Petrol İnşaat Nakliye Turizm Tic. Ltd. Şti tarafından 27.04.2001 tarihinde davacı şirkete kayden satış yoluyla intikal ettiği, Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1084 Esas, 2007/694 Karar sayılı dosyasında, Sultanbeyli Belediyesi tarafından ... ..., ... ve bu dosyanın davacısı olan şirkete karşı akaryakıt istasyonunun kiralanmasına ilişkin olarak kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle alacak davası açıldığı, yargılama sırasında taraflar arasında yapılan protokolle akaryakıt istasyonu olarak kullanılmak üzere ... ... ve ...'a ihale edilen yerin aynı şartlar mukabilinde yap-işlet-devret modeliyle ... Nakliye Maden İnş. Otom. Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından kullanılmasını tarafların kabul ettiği, taraflar arasında ki kira başlangıç tarihinin 26.09.2002 olarak tespit edildiği, aylık kira bedelinin belirlendiği ve kalan borcun da ... Şti. tarafından taksitler halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve Mahkemece bu sulh protokolünün aynen tasdikine karar verildiği, verilen kararın taraflara tebliğ edildiği, bu tarihten sonra da davacı şirket tarafından Belediyeye kira ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle, Mahkemece keşif yapılmamış, dava konusu 8764 ada 9 parsel sayılı taşınmazın gerçekten taraflar arasındaki kira anlaşmasına konu yer olup olmadığı belirlenmemiştir.
Öte yandan, 7143 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde; “26.09.2011 tarihli ve 2011/2266 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli kroki ile sınırları gösterilen alanda bulunan ve iyileştirme, yenileme ve dönüşüm uygulamaları kapsamında bulunan taşınmazlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla iyileştirme, yenileme ve dönüşüm uygulamaları yapılarak fiili kullanıcılara devredilmek üzere talebi halinde tapuda ayni ve şahsi haklar ile temlik hakkını kısıtlayan veya yasaklayan şerhe ilişkin muvafakat aranmaksızın Sultanbeyli Belediyesi adına tescil edilir. Bu taşınmazlarla birlikte daha önce bu kapsamda Maliye Bakanlığınca Belediyeye devredilen taşınmazlar, zilyetleri veya fiili kullanıcıları tespit edilmek ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle 21.06.1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 4'üncü maddesi hükümlerine göre kadastrosu yapılarak Belediye adına tescil edilir.
(2) Bu kapsamda bulunan taşınmazların kullanıcılarına ve/veya muhdesat sahiplerine satış işlemlerinde 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un 6'ncı maddesi hükümleri hak sahipliğinin düşürülmesine ilişkin hükümler haricinde kıyasen uygulanır. Satışa konu edilecek taşınmazların rayiç bedellerinin belirlenmesinde; varsa üzerindeki muhdesata bedel belirlenmeksizin 6292 sayılı Kanun'a göre daha önce Maliye Bakanlığınca satılan taşınmazların rayiç bedelleri emsal alınır.
(3) Bu madde kapsamında kalan taşınmazlardan; fiili kullanımı bulunan tapu maliklerine fiilen kullandıkları alanlar, Belediyeye devredilen hisselerinden yüzde kırk oranında kesinti yapılmak suretiyle, fiilen kullanımı bulunmayan veya kullandığı alandan fazla hisseye sahip olan tapu maliklerine ise, Belediyeye devredilen hisselerinden yüzde kırk oranında kesinti yapılmak suretiyle öncelikle kullanıcısı olmayan parseller tam ve/veya hisseli olarak Belediyece bedelsiz olarak doğrudan devredilir.” ifadesinden anlaşıldığı üzere lehine kullanım şerhi verilecek kişinin tapu maliki olması gerekir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın evveliyatı olan 1415 parsel sayılı taşınmazın oluşumundan itibaren maliklerini gösterir tapu kayıtları dosya içerisine getirtilmediğinden davalı Belediyenin tespit tarihinde taşınmazın tapu maliklerinden olup olmadığı anlaşılmadığı gibi davacı şirket bayisi ... ... ve ... ile davalı ... arasında sözleşmenin yapıldığı 1997 tarihinde Belediyenin tapu maliki olup olmadığı da denetlenememektedir.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaz başında keşif yapılarak taşınmazın taraflar arasındaki anlaşmaya konu yer olup olmadığı net şekilde belirlenmeli, eğer öyleyse dava konusu taşınmazın evveliyatı olan 1415 parsel sayılı taşınmazın oluşumundan itibaren maliklerini gösterir tapu kayıtları dosya içerisine getirtilip, tarafların tespit tarihi itibariyle tapu maliki olup olmadıkları ve ayrıca davacı şirket bayisi ... ... ve ... ile davalı ... arasında sözleşmenin yapıldığı 1997 tarihinde Belediyenin tapu maliki olup olmadığı denetlenlenmeli, tapu maliki değilse taşınmazın kiralanmasına ilişkin sözleşmeyi hangi hakka dayalı olarak yaptığı sorulup, araştırılmalı, taraflar arasındaki anlaşmanın yap-işlet-devret modeliyle yapılmış olmasının uyuşmazlığa etkisi de kararda tartışılmalı, ayrıca sunduğu tapu senedinden kayden pay sahibi olduğu anlaşılan davacı şirketin 1415 parsel sayılı taşınmaz üzerinde fiilen kullandığı başka bir yer olup olmadığı da araştırılıp toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Belirtilen şekilde araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması isabetsiz olduğundan kararın bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 373. maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 12.04.2021 tarihli ve 2020/515 Esas, 2021/540 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILARAK, aynı Kanun'un 371. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine, 20.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.