(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/6296 E. , 2013/11603 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1980 yılında yapılan kadastro sırasında,... Köyü 864 ve 1144 parsel sayılı sırasıyla 11.970 m2 ve 3.490 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduklarından söz edilerek, ham toprak niteliği ile Hazine adına tesbit edilmişlerdir.
Davacı ...; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 293, 864 ve 1144 parsel sayılı taşınmazların adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, 293 parsele ilişkin davanın ayrılmasına, 864 parselin (B) ile işaretlenen 3.334 m2 yüzölçümlü bölümünün, 1144 parselin ise tamamının davacı adına tapuya tesciline yönelik verilen kararın Hazine tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.12.2004 gün 2004/8384-8810 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan kararında özetle; "Hazinenin diğer temyiz itirazlarının reddine, 1144 parselin doğusundaki 1146 parselin hükmen davacı adına tesciline karar verildiğinden, o dosyanın getirtilerek incelenmesi, 864 parselin doğusunda orman, 1144 parselin ise, güneyinde fundalık niteliği ile Hazine adına tespit edilen 1143 parsel bulunduğundan yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kısmen kabulü yönünde verilen kararın temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/2732 - 5550 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede davanın devamı sırasında orman kadastrosu yapıldığından dava aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına dönüşmüştür. Eldeki tapu iptali ve tescil davası yönünden asliye hukuk mahkemesi görevli olmakla birlikte, 3373 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 11. madde hükümlerine göre askı süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davalarında kadastro mahkemeleri görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, temyiz edenlerin sıfatına bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir. Bu sebeple; tapu iptali ve tescil davası elde tutulup orman kadastrosun itiraza yönünden görevsizlik kararı verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra, orman kadastrosuna itiraz yönünden dosya tefrik edilerek kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Kadastro mahkemesince davanın kısmen kabulüne, 864 parselin fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokili raporda (B) ile işaretlenen 3.334 m2 yüzölçümlü bölümünün ve 1144 parselin tamamının davacı ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/02/2012 tarih ve 2012/613- 1904 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli ve temyize konu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, Hazine ve Orman Yönetiminin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak, hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin ayrıntıları yukarıda yazılı bozma kararından sonra, dava orman kadastrosuna itiraz yönünden dosya tefrik edilerek orman kadastrosunu itiraz davası kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Kadastro mahkemesi, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 864 parselin (B) işaretli 3.334 m2 yüzölçümlü bölümünün ve 1144 parselin tamamının davacı ... mirasçıları adına tapuya tescili şeklinde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; kurulan hükümde isabet bulunmamaktadır. Şöyle ki; görülmekte olan dava orman kadastrosuna itiraz davası olup, bu tür davalarda kadastro mahkemelerinin görevi, dava konusu taşınmazın orman olup olmadığının belirlenmesinden ibaret olup, ayrıca, tapu kaydının iptali ve tescil kararı vermek gibi bir görev ve yetkileri bulunmamaktadır. Somut olayda, zaten taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil davası asliye hukuk mahkemesinde halen derdest olup, bu davanın sonucunu beklemektedir. Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazların orman olmadığının tesbiti ile yetinilmesi gerekirken, görev ve yetkisinin aşılarak tapu iptali ve tescile de karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile 28.06.2010 raporda 864 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 3334 m2 kısmının ve 1144 parsel sayılı taşınmazın orman olmadığının tesbitine karar verilmiş hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede davanın devamı sırasında yapılıp 14.02.2007 tarihinde ilân edilerek davalı olmayan yerlerde kesinleşen orman kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 12/12/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.