Esas No: 2016/13939
Karar No: 2021/1362
Karar Tarihi: 24.03.2021
Danıştay 10. Daire 2016/13939 Esas 2021/1362 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/13939
Karar No : 2021/1362
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İran uyruklu olan ve Türk vatandaşı ile evli bulunan davacının, evliliğinin formalite olduğundan bahisle ülkeden çıkışını teminen ikamet tezkeresi düzenleneceği ve ikamet süresi bitiminde yurt dışına çıkış yapması gerektiğine ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 26/10/2015 tarih ve E:2012/3318, K:2015/4603 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle verilen ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 5683 sayılı Kanun'un 7. ve 19. maddelerine göre, Türk vatandaşı ile evli olan yabancılar hakkında, evliliklerinin muvazaalı olduğundan bahisle, ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesisinin mümkün görülmediği, evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesi ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğundan, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarece, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yapılarak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı, bu sebeple, davacının kurmuş olduğu aile birliğinin korunması, anayasal bir zorunluluk olup davacının evlendiği tarihten sonra Türkiye'de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça ikamet izninin kısaltılarak iptaline karar verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı hakkında Türk vatandaşı ile evlendikten sonra yapılan tahkikatlarda, ikamet adresinde tanınmadığı, eşi ile yapılan görüşmede ayrı yaşadığını ve görüşmediklerini beyan ettiği, bu tespitlere göre davacının aile birliği içinde olmadığı, evli olduğu kişiyle aynı çatı altında yaşamadığı, çalışma amacıyla ülkemizde kaldığının açık olduğu, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, süresinde savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile bozma kararına uyulmak suretiyle verilen İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
İran uyruklu olan ve 06/05/2009 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen davacıya, 27/05/2009-26/05/2010 tarihleri arası dönem için ikamet tezkeresi düzenlenmiştir. Davalı idare tarafından yapılan tahkikatlar sonucunda, davacının evliliğinin muvazaalı olduğundan bahisle ikamet izni süresinin kısaltılarak 09/07/2010 tarihine kadar Türkiye'den ayrılması gerektiği, aksi halde sınır dışı edileceği yönünde karar alınmış, bunun üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan (Mülga) 5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun'un,
"İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller" başlıklı 7. maddesinde,
"A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye'de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye'ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye'de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilmez" hükmüne yer verilmiştir.
"Muzır şahıslar" başlıklı 19. maddesinde ise İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye'den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye'yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye'de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılar hakkında ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açıktır.
Dava konusu işlem evliliğin anlaşmalı ve davacının çalışma ile ikamet etme amacına yönelik olduğu gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince de evliliğin geçersizliğine idarece değil adli yargı yerlerince karar verileceğine işaret edilerek bu gerekçeyle ve aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan davacının Türkiye'de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça davacının ikamet izninin kısaltılarak iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
Evliliğin geçersiz (muvazaalı) olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun'un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Uyuşmazlıkta; davacının Türk vatandaşı ile evliliğine ilişkin yapılan araştırma sonucunda tanzim edilen 27/09/2009 tarihli tutanakta, davacının ikamet adresi olarak beyan ettiği İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, ... Mahallesi, … Sokak No:… adresinde araştırma yapılmak istendiği, ancak davacı ve eşini tanıyan olmadığı, muhtarlık kayıtlarında Türk vatandaşı eş …'nin kaydının bulunduğu ancak bu adrese uğramadığı; 21/10/2009 tarihli tutanakta, beyan formunda ikamet edildiği bildirilen adreste davacının eşinin hazır olduğu, annesi ile ikamet ettiklerini, davacı ile yaklaşık bir aydır görüşmediklerini, nerede bulunduğunu bilmediğini, kendisinin seyyar çiçek satışı ile iştigal ettiğini beyan ettiği, adreste yapılan incelemede davacıya ait eşya bulunmadığı, aile birliği içinde yaşamadıklarının tespit edildiği; 25/11/2009 tarihli tutanakta, beyan edilen adrese gidildiğinde kapıyı açan kimsenin olmadığı, çevre araştırmasında davacı tanıyan bilen kimsenin bulunmadığı, davacı eşinin muhtarlıkta ikamet kaydının olduğu ve uzun süredir adrese uğramadığının tespit edildiği ve belirtilen tespitlerin tutanak altına alındığı anlaşılmaktadır.
Bu haliyle, yukarıda yer verilen tespitler uyarınca ikamet izninin veriliş amacına aykırı olarak evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşılan davacı hakkında (Mülga) 5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun'un 7. ve 19. maddelerinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.