4. Hukuk Dairesi 2019/913 E. , 2019/2432 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ...... tarafından, davalılar Türkiye ...... Bankası ve diğerleri aleyhine 18/07/2012 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı ... açısından kısmen kabulüne, davalılar ...... ve ..."e karşı açılan davanın reddine dair verilen 28/12/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... AŞ vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Gerekçeli karar başlığına dava tarihi olarak 18/07/2012 yazılması gerekirken 27/11/2018 yazılmış olmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve mahallinde düzeltilebileceği anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalı ... AŞ"nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı ... AŞ"nin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalı ... açısından kısmen, kabulüne diğer davalılara karşı açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkili kurum tarafından müteveffa sigortalı Şerafettin Yiğit"e yaşlılık aylığı bağlandığını, sigortalının 29/06/2000 tarihinde vefatından sonra Mart 2002 - Şubat 2007 dönemleri arasında hesabından maaşının çekilmeye devam edildiğini, mirasçısı olan davalılar ve maaş hesabının bulunduğu Türkiye ...... Bankası AŞ aleyhine ...... 19. İcra Müdürlüğünün 2012/3344 esas sayılı takip dosyası ile icra takibine başlandığını ve davalı borçluların takibe itiraz ettiklerini, takibin durduğunu beyan ederek davalıların itirazının iptaline ve alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı ... vekili; davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, durumun bankanın bildirimi üzerine tespit edildiğini, 2000 - 2003 yılları arasındaki ödemelerin protokolsüz ödeme dönemine rastladığını, 18/07/2003 - 28/02/2007 tarihleri arasındaki ödeme döneminin ise 18/07/2003 tarihli protokol hükümlerine tabi olduğunu, protokolün hiçbir hükümünde maaş bağlananların vefat edip etmediğinin banka tarafından araştırılması veya sorgulanması gerektiğine dair bir düzenleme bulunmadığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı mirasçılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, protokolsüz dönemde davalı bankanın, banka kartı verilmesinde ve ödemelerin yapılmasında gerekli belgeleri usulünce saklamadığı, Bağ-kur ile davalı banka arasında düzenlenen protokollü dönemdeyse emeklinin ölüm kaydının nüfustan araştırılması ve ...... kartlarının yılda bir yenilenmesi kurallarının ihlal edilmesi gerekçeleriyle davalı bankanın sorumlu olduğunun kabulüyle aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, sigortalı muris Şerafettin Yiğit mirasçılarının ise; murisin emekli aylığını çektikleri yönünde herhangi bir delil elde edilemediğinden sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle haklarında açılan davanın reddine, asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalı ... Bankasından alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu"nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptali davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız ve alacağın likit olması zorunludur. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin öngörülebilir olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifade ile borçlunun ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut olayda; dava konusu alacak haksız fiilden kaynaklanmakta olup alacak da likit değildir. Dolayısıyla itirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki "likit" yani muayyenlik ve belirlenebilirlik koşulu gerçekleşmemiştir.
Şu durumda, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece yasal koşulları bulunmadığı halde, icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmeyip kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle icra inkar tazminatına ilişkin gerekçede yer alan ""...asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalı ... Bankasından alınarak davacıya verilmesine..."" cümlesinin ve hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ""asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalı ... Bankasından alınarak davacıya verilmesine"" cümlelerinin çıkarılmasına, davacının tüm davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.