Esas No: 2021/32122
Karar No: 2022/7727
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/32122 Esas 2022/7727 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 556 sayılı KHK'ya muhalefet suçundan Asliye Ceza Mahkemesi tarafından hüküm giydi. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, marka hakkına tecavüz suçlamasıyla ilgili şikayetin tescilli markanın sahibi olan gerçek veya tüzel kişi tarafından yapılmadığı gerekçesiyle, suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete tabi olduğunu belirtti ve hükmü kaldırdı. Bu nedenle sanık, müsnet suçtan mahkum edilemez. Kanunlar arasında yer alan 5271 sayılı CMK’nun 288, 294 ve 302/2 maddeleri de göz önünde bulundurularak, Bölge Adliye Mahkemesinin kararı bozuldu ve dosya tekrar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : 556 sayılı KHK'ya muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında verilen ... Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2017 tarih ve 2017/35 esas, 2017/413 karar sayılı ilamının 5271 sayılı CMK'nın 280/2-2. cümlesi uyarınca kaldırılmasına, hükümlülük, müsadere
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
5271 sayılı CMK’nun 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanığın temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf isteminin kabulü ile hükmün kaldırılarak sanığın müsnet suçtan mahkumiyetine dair hükmün sanık tarafından temyizi üzerine yapılan incelemede;
Suç tarihi tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesinde düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi olup, katılan .... vekilinin şikâyeti üzerine, sanığın işyerinde yapılan aramada üzerlerinde katılan firma adına tescilli markaların bulunduğu ürünlerin satışa arz edilmiş halde ele geçirildiği iddiası ile sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan kamu davası açılmışsa da;
Marka hakkına tecavüz suçlarında şikâyet hakkı, münhasıran marka sahibine ait olup, tescilli markanın sahibi olan ve marka korumasından doğan hakları tecavüze uğrayan gerçek veya tüzel kişiler şikâyetçi olabilir.
Diğer bir ifade ile şikâyet hakkını kullanacak marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tutulan marka sicilinde, adına markanın tescil edildiği gerçek veya tüzel kişidir.
Şikâyet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan bu hakkın başkaları tarafından kullanılması mümkün değildir.
Hak sahibi kişiler şikâyet tarihinde, şikâyette bulunma yetkisini veren vekâletname bulunmak koşulu ile avukatları vasıtasıyla da şikâyette bulunabilir. Davaya vekâlet konusu 6100 sayılı HMK’nun 71-83. maddelerinde düzenlenmiş olup, hem HMK’da hem de Türk Borçlar Kanununda vekâletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı kabul edilmiştir. Şikâyet hakkını kullanma konusunda asıl olanın vekâlet verenin iradesi olduğu yönündeki ilke ışığında somut olaya gelince;
Dosya içerisinde mevcut olan ve .... firmasının yetkilisi tarafından ... irtibat bürosu yetkilisi ...’e verilen asıl vekaletnamenin içeriğinde “Bir gümrük süreci ya da başka bir süreci takip etme anlaşması vaka bazında mektup, faks veya e-posta iletişimi ile yapılacaktır.” şeklindeki kısıtlamanın bulunması ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.09.2021 tarihli eksikliği giderme talep yazısına rağmen, katılan firma vekilinin; sanık hakkında şikâyet hakkının kullanılması amacıyla ve şikâyet tarihini kapsar şekilde marka sahibi firmanın yetkilileri tarafından kendilerine verilmiş izin içeren mektup, faks veya elektronik posta iletisi aslını veya tercümesinin onaylı örneklerini dosyaya ibraz edemediği anlaşıldığından, marka sahibi firmanın sanık hakkında şikayet tarihi itibarıyla hukuken geçerli bir şikâyetinin bulunmadığı gözetilerek davanın düşürülmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5271 sayılı CMK’nun 302/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 14.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.