(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2012/19706 E. , 2012/28147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Muhkem eşyayı kırarak hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Hükümlü ... hakkındaki hükmün incelenmesinde;
06/07/2004 gün ve 2000/325-2004/213 sayılı hükmün sanık ..."ın yasal süresi içerisindeki temyizi üzerine,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 5320 sayılı Yasa"nın 8/2 maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak iadesi üzerine, yeniden yargılama yapan mahkemenin kararı temyiz etmeyen ve bu nedenle hakkındaki hüküm kesinleşen hükümlü ..."yi yargılama sürecine dahil ederek temyize konu 29/09/2009 tarih 2006/112-2009/936 sayılı kararı verdiği anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar ışığında, hükmü temyiz etmeyen ... hakkındaki hükmün kesinleşen kararın uyarlanması niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 18.03.2008 günlü 2008/9-7-56 ve 13.05.2008 günlü 2008/10-101-113 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, 1412 sayılı CMUK"un 138, 141 ve 5271 sayılı CMK"nın 149, 150. maddeleri uyarınca, şüpheli veya sanığın soruşturma ve kovuşturmanın her evresinde savunman talep edebileceği gibi şüpheli veya sanık on sekiz yaşını doldurmamış yada sağır, dilsiz veya kendini savunamayacak durumda malul olursa istemi aranmaksızın müdafii atanacağı, baroca istem halinde veya Yasa gereği zorunlu olarak atanan müdafiinin görevinin hükmün kesinleşmesiyle son bulduğu, kendisine zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda, zorunlu müdafıiye yapılan tefhim veya tebliğin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı, bu durumda zorunlu müdafii sanığın lehine gibi görünen bazı işlemler yapmış olsa da; örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa dahi, hükmün sanığın kendisine de tebliğ edilmesi ve sanık tarafından temyiz dilekçesinin verilmesi halinde, temyiz isteminin kabul edilmesi gerektiği, Çatalca Asliye Ceza Mahkemesinin 06/07/2004 günlü 2000/325-2004/231 sayılı kararın ... tarafından temyiz edilmediği, sanık ... müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 5320 sayılı Yasa"nın 8/2 maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak iadesi üzerine, mahkemece hükümlü ..."nin yargılama sürecine dahil edilerek hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yeniden değerlendirme yapılarak verilen uyarlama kararının baro tarafından görevlendirilmiş hükümlü ... müdafiine tebliğ edildiği, hükümlünün uyarlama kararından haberdar olmadığı ve hükmün de müdafii tarafından temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında; Çatalca Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29/09/2009 günlü kararın hükümlü ..."ye tebliğine ilişkin belgeye de dosya içerisinde rastanılamadığından, varsa tebliğe ilişkin belgenin eklenmesi yoksa kararın hükümlüye tebliği ile müdafinin temyizine onayı olup olmadığını bildirmesi, bu konuda beyanda bulunmadığı takdirde temyizi ret etmiş sayılacağı hususunun da tebligat belgesinde açıklanmasına, temyize onay verirse ve temyiz dilekçesi sunarsa bu konuda ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
II-Hükümlü ... hakkındaki hükmün incelenmesinde;
Hükümlü ... hakkında kurulan 06/07/2004 gün ve 200/325-2004/231 sayılı hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.9.2007 gün ve 2007/125-2007/186 sayılı kararında açıklandığı gibi, adı geçen hükümlü hakkındaki temyiz edilmeksizin kesinleşen ilk hüküm ancak, suç tarihinden sonra yürürülüğe giren yasalar yönünden uyarlama yargısının konusu olabilir ve genel yargı ile uyarlama yargısı birlikte yürütülemez.
Hükümlü hakkındaki kararın kesinleşmesinden sonra, aynı dosyada sanık olan ..."a ilişkin ilk hükmün, adı geçen sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 5320 sayılı Yasa"nın 8/2 maddesinin verdiği yetkiye dayanılarakiadesi üzerine, hakkında hüküm kesinleşmiş olan ..."ın tekrar yargılama sürecine dahil edilerek, 2. hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır.Kurulan bu ikinci hüküm, hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğundan, hukuken varlık kazanmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesi de mümkün değildir.
Bu nedenle ... hakkında yeniden kurulan 2. hükme yönelik, hükümlü müdafiinin konusu bulunmayan temyiz itirazının 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE, 5252 sayılı Kanunun 9/3 maddesine göre, gereğinin takdiri yönünden, mahkemesine gönderilmesi için dosyanın incelenmeden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE
III-Sanık ... hakkında hursızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz talebi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
IV-Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığın , hırsızlık konusu araca zarar verdiği ve bu durumda mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de ;
Kovuşturma aşamasında 15/10/2006 tarihili celsede müştekinin şikayetinden vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında; sanığa 5237 sayılı TCK"nın 73/6. maddesi gereğince
şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, kabul etmesi halinde sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi gereğince kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 25/12/2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.