(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/3512 E. , 2013/11578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 358 ada 5 parsel sayılı 564,02 m² yüzölçümündeki taşınmaz belgesizden ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı, dava konusu taşınmazın zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne ve dava konusu parselin tesbit tutanağının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05/05/2011 gün 2011/2604 - 5622 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı, içerisinde meyve ağaçları olduğu, eski tarihli hava fotoğrafında meyve bahçesi olarak gözüktüğü, zilyetlik koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; davacı taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığına göre, temyize konu taşınmazın yalnızca kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp zilyetlikle kazanılması koşullarının bulunup bulunmadığının da araştırılması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli memleket haritalarında taşınmazın tamamen yeşil alanda işaretlendiği, nedeninin yaşlı ceviz ve armut ağaçları olarak açıklandığı, ancak; taşınmaz üzerinde üç adet yaşlı ceviz ve bir adet armut ağacının bulunduğu, kullanılan 1963 ve 1989 basımlı memleket haritalarında çekişmeli yerin farklı yerlerde gösterildiği, yine taşınmazın hava fotoğraflarındaki konumunu gösteren krokinin rapora ekli olmadığı anlaşılmıştır.
O halde; dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden önce iki ayrı tarihte çekilmiş steoreoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steoreoskop aletiyle ve üç boyutlu
olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları, orijinal renkli memleket haritaları ve kesinleşmiş tahdit haritası üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17. maddesi kapsamında orman içi açıklığı konumunda bulunup bulunmadığı ve orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmeli, yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ihya yapılmış ise hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü sorulmalı, taşınmazın konumu, eğimi ve bitki örtüsü dikkate alındığında, sürdürülen zilyetliğin ekonomik amacına uygun, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, önceki ziraatçi ve ormancı bilirkişiler raporlarındaki bulgularda değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. Kabule göre de; mahkemece “tesbitin iptaline” karar verilmesi gerekirken “kadastro tesbit tutanağının iptaline” karar verilmesi de doğru olmadığı]"na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulü ile Karapınar Köyü, 358 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir
Yörede, 01.06.2005’de ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 12/12/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.