13. Hukuk Dairesi 2016/26692 E. , 2019/9305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka, davalı ile aralarında 14/04/2009 tarihli tüketici kredisi ve teminat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği davalının vadesi gelmesine rağmen borcunu ödemediğinden noter aracılığı ile ihtarname gönderildiğini, akabinde de ... 9. İcra Müdürlüğünün 2009/502 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazının iptalini ve takibin devamını, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalının ... 9. İcra Müdürlüğünün 2009/502 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 23.046 TL asıl alacak 2.516,31 TL işlemiş akdi faiz ve 377,44 TL akdi faizin KKDF ve BSMV’si ile taleple bağlı kalınarak 334,87 TL işlemiş temerrüt faizi ve 16,74 TL işlemiş temerrüt faizinin vergisi olmak üzere toplam 26.651,36 TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan 23.046 TL’ye takip tarihinden itibaren %46,80 TL temerrüt faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, taraflar arasında imzalanan tüketici kredisinin ödenmemesinden kaynaklı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Mahkemece alınan 11.05.2016 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalının davacı bankadan 14/04/2009 tarihinde 23.406,00 TL tüketici kredisi kullandığı, taksitlerin zamanında ödenmemesinden dolayı davacı banka tarafından kredi hesabının kat edildiği belirtilmiştir. Davacının akdi faiz alacağının sözleşmede belirtilen oran olan yıllık %36 üzerinden hesap edildiğinde; akdi faiz alacağının 2.516,31 TL, temerrüt faizi alacağının ise sözleşmede belirtilen oran olan yıllık %46,80 üzerinden hesap edildiğinde; 1.320,48 TL şeklinde olacağı belirtilmiştir. Bu şekilde davacı bankanın takip tarihi itibariyle toplam alacağının 27.686,25 TL olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkemece, davacının da talebiyle bağlı kalınarak; davanın kısmen kabulü ile, davalının ... 9. İcra Müdürlüğünün 2009/502 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 23.046 TL asıl alacak 2.516,31 TL işlemiş akdi faiz ve 377,44 TL akdi faizin KKDF ve BSMV’si ile taleple bağlı kalınarak 334,87 TL işlemiş temerrüt faizi ve 16,74 TL işlemiş temerrüt faizinin vergisi olmak üzere toplam 26.651,36 TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan 23.046 TL’ye takip tarihinden itibaren %46,80 TL temerrüt faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,karar verilmiştir.
TBK"nun 88 ve 120. Maddelerinin emredici nitelik taşıdığı ve taraflar ileri sürmese de re"sen gözetileceğinin kabulü gerekir. O halde faize ilişkin TBK"nun 88 ve 120. maddelerinin uygulama şeklinin irdelenmesi gerekmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Faiz (anapara faizi) ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmışsa buna itibar edilecektir. Burada bir sınır getirilmiştir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen (yani 3095 sayılı yasaya göre belirlenen) yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz ( TBK m.88/f.2 atfıyla 3095 sayılı yasa m.l ile belirlenen faizin % 50 arttırımlı hali, yani %9 + 4,5 = %13,5 oranını aşamaz.) Burada emredici hukuk kuralı devreye girmektedir (TBK m.88/f.2). TBK.nda " temerrüt faizi" başlıklı düzenlemede de (m.120) şu şekilde bir çözüme gidilmiştir: Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir (TBK m.l20/f.l atfıyla 3095 sayılı Yasa (m.2) Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmışsa, bu oran (sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı), birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. (TBK m. 120/f.2 atfıyla 3095 sayılı yasa m.2- âdi işlerde %9 + yüzde yüz fazlası yani %9 =18"i; ticari işlerde avans faizinin yüzde yüz fazlasını yani avans faizinin iki katını, ( 1.1.2011 tarihinden 31.12.2012 tarihine kadar avans faizi %15 olduğundan iki katı olan %30"u aşamayacaktır. )
Buna göre, mahkemece hükmedilecek akdi ve temerrüt faizinin TBK"nun 88 ve 120. maddesine göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece izah edilen bu hususları kapsayan taraf ve yargı denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, davacı için HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı, davalı için HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.