Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4948
Karar No: 2019/2871
Karar Tarihi: 11.02.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/4948 Esas 2019/2871 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/4948 E.  ,  2019/2871 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan ... vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin haksız ve süresiz feshedildiğini ancak işçilik haklarının ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ve yurt dışı harcırah alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar Cevabının Özeti:
    Davalı Belediye vekili, davacının iş akdinin taşeron şirket tarafından devamsızlık nedeni ile haklı nedenle feshedildiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
    Davalı şirket vekili, iş akdinin işveren tarafından haksız nedenle fesih halinin söz konusu olmadığını, aksine müvekkil şirket tarafından davacıya ihtarname gönderilerek kabul edilebilir bir mazeretle işe gelmemesi halinde hukuki yollara başvurulacağının belirtildiğini, davacının bu ihtara rağmen işine devam etmediğini bu hususta davacı hakkında tutanaklar tutulduğunu tüm bu nedenlerle davacının kıdem tazminatı ile diğer alacak haklarının doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının işi haksız şekilde bıraktığının anlaşıldığı gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı ile harcırah talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    I-Davalı Belediye Temyizi Yönünden;
    Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
    Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar 1.136,80 TL olup, karar tarihi itibari ile 2.080,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı belediye vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Kanun"un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun"un 427, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE,
    II-Davacı temyizi yönünden;
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-İşçi veya işveren bakımından haklı fesih sebeplerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı sebeple fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 26. maddesinde işverenin öğrendiği tarih ve olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe sebep olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak Kanunda belirlenmiştir.
    4857 sayılı Kanun"da, işçinin olayda maddi çıkar sağlamış olması halinde bir yıllık sürenin işlemeyeceği öngörülmüştür. O halde, haklı feshe sebep olan olayda işçinin maddi bir menfaati olmuşsa, olayın üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin altı işgününe riayet etmek şartıyla işverenin haklı fesih imkanı vardır.
    Altı günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe sebep olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü sayılmaz ve takip eden günler sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
    İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün, altı iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur.
    Bir yıllık süre ise her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.
    4857 sayılı Kanun"un 26. maddesinde öngörülen altı işgünlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren altı iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkanını ortadan kaldırır.
    Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hakim resen dikkate almak zorundadır.
    Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartları oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur.
    Davacı, davalı belediyenin park ve bahçe işlerinde çalışmakta iken 01.07.2013 tarihinden itibaren park ve bahçe işlerinde fiilen çalışmadığını, davalıların izni ve bilgisi dahilinde mehteran bölüğünde çalıştığını ve bu bölüğün tüm çalışmalarına katıldığını ve çalışma olmadığında da belediyeye gitmediğini, işverence belirtilen tarihlerde mehter çalışması olmadığını, alacaklarının ödenmesi istendiğinde işverence biraz beklenmesinin söylendiğini sonrasında arandığını ve halka ilişkiler bölümünde tekrar çalışmaya başladığını akabinde ise artık işe gelmemesinin bildirilerek 08.09.2014 tarihinde sigortalılığının sonlandırıldığını iddia etmiştir. Davalı ... Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 12.08.2014 tarihinde davacıya ihtarname çekilerek 26.06.2014, 03.07.2014, 05.07.2014, 07.07.2014 ve 08.07.2014 tarihlerinde devamsızlık yaptığından bahisle mazeretini bildirmesinin istendiği aksi takdirde iş akdinin feshedileceğinin bildirildiği görülmüş ancak dosya içerisine devamsızlık tutanakları ibraz edilmediği gibi en son devamsızlık tarihi 08.07.2014 olmasına rağmen 6 iş günlük süre geçtikten sonra 12.08.2014 tarihinde davalının ihtarname çektiği görülmüş ve ayrıca hizmet döküm cetvelinde davacının 2014 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında prim ödemesi gözüktüğü gibi en son Eylül ayında 8 gün prim ödemesinin olduğu ve 08.09.2014 tarihinde davalı iş yerinden çıkışı bildirilmiş olup bu itibarla devamsızlık yapıldığı iddia edilen dönemden sonra da davacının iş ilişkisinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca işveren tarafından işten ayrılış bildirgesinde işten çıkış kodunun “ 04” (Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi ) olarak bildirildiği görülmüştür. Davacı tanıklarından ... ile davalı Belediye tanıklarından ... tarafından davacının park ve bahçelerde çalışırken mehter takımına katıldığı ve iş akdinin son bulmasından önce de halka ilişkiler bölümünde çalıştığı beyan edilmiştir.
    Tüm bu hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından davalı yanca çekilen ihtarnamede belirtilen günlerde mehteran çalışması olmadığından işe gitmediği kabul edilmiş ve işverence bu günlerde davacının işe gelmediğinden bahisle mazeretini bildirmesi için her ne kadar ihtarname çekilmiş ise de iş ilişkisinin işveren tarafından bu sebeple sona erdirilmediği ve iş akdinin devam ettiği, davacının en son halka ilişkiler bölümünde görevlendirildiği ve burada çalışırken iş akdinin 08.09.2014 tarihinde sona erdiği görülmüş olup kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmayacak şekilde iş akdinin feshedildiğinin ispat yükü kendi üzerinde olan işveren tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedildiği veya davacı tarafından haksız şekilde işin bırakıldığı hususu ispat edilemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekirken hatalı gerekçe ile reddi bozma sebebidir.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi