9. Hukuk Dairesi 2011/52896 E. , 2014/3661 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MERİÇ(KAPATILAN) ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2011
NUMARASI : 2004/133-2011/3
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatınca tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı Yeniköy Tarım Kredi Kooperatifi’nde iş sözleşmesi ile çalışırken haksız şekilde işten çıkarıldığını iddia ederek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve kötüniyet tazminatı alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, devamsızlık nedeniyle akdin haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece, yargılamaya “iş mahkemesi sıfatıyla” başlanıp devam edilmesine ve temyiz süresinin iş mahkemelerine uygun biçimde 8 gün olarak belirlenmesi karşısında, bazı duruşma zabıtları ve karar başlığında yargılamaya “ iş mahkemesi sıfatıyla” bakıldığının yazılmaması, mahallinde düzeltilebilir maddî hata olup bozma sebebi yapılmamıştır.
3- Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Yasanın 17 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün, 2007/21422 E, 2008/ 15336 K).
Somut olayda davacı, tarım kredi kooperatifinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışmıştır. Davalının yurt genelinde birçok şubesi bulunmaktadır. Dolayısıyla davalı emrinde otuzdan fazla işçi çalıştığı ve çalışanların iş güvencesi hükümlerine tâbi olduğu aşikârdır. İş güvencesi hükümlerine tabi çalışanlar kötüniyet tazminatı talep edemez. Bu nedenle, mahkemece, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
4- Mahkemece, 02.02.2011 tarihinde hüküm kurulmuştur. Karar tarihinde Türk Lirasından altı sıfır atılması uygulaması yürürlüktedir. Bilirkişi ek raporunda hesaplamalar Türk Lirasından altı sıfır atılmış şekliyle yapılmıştır. Mahkemece, infazda tereddüt oluşturacak şekilde Türk Lirasından altı sıfır atılmamış gibi hüküm kurulması hatalıdır.
5- Somut olayda davacı, kısmî dava dilekçesinde talep ettiği alacak miktarlarını ıslah ile artırmıştır. Mahkemece, talep aşılarak, ihbar tazminatı alacağının ıslah ile artırılan kısmına da dava tarihinden itibaren faiz uygulanması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 10.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.