Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1896
Karar No: 2019/3815
Karar Tarihi: 15.05.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1896 Esas 2019/3815 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi, davacının kayısı bahçelerinde meydana gelen don hasarının poliçe kapsamında olduğunu savunarak davalıdan 76.729,20 TL tazminat talep ettiği davanın sigortalı ürünlerde teminat kapsamında bir don hasarına rastlanmadığı, bu nedenle poliçe kapsamı dışında olduğunu savunan davalının lehine karar vermiştir. Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi bu kararı, prim iadesi yapılmışsa iade edilen tutarın tazminat tutarından indirilmesi gerektiğine dair bir yanılgılı değerlendirme yapıldığı gerekçesiyle bozmuştur. Mahkeme, bozmaya uygun şekilde karar vermemiş ve davacı lehine kaydedilen meblağların davalı tarafından ödendiğine dair bir ispat vasıtası sunulmadığı için iadesine karar verilen prim tutarının tazminattan indirilmemesi gerektiğine hükmetmiştir. Kararda, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi ve HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1268. maddesi ile ıslah tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1420. maddesi ve Devlet Destekli Bitkisel Ür
11. Hukuk Dairesi         2018/1896 E.  ,  2019/3815 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14/11/2017 tarih ve 2017/92-2017/234 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 23.279 TL"nın altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra
    dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; davalı nezdinde bitkisel ürün sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan kayısı bahçelerinde 2010 yılı Nisan ayı sonlarında kayısıların meyve bağlama döneminde don hasarı meydana geldiğini, bu kapsamda yapılan ekspertiz çalışmasında hasar oranı "0" olarak belirtilmesine rağmen, mahkeme aracılığıyla yapılan tespitte bahçelerdeki hasarın tespit edildiğini ileri sürerek, şimdilik 7.500,00 TL"nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 07.08.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile 76.729,00 TL"nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, sigortalı ürünlerde teminat kapsamında bir don hasarına rastlanmadığını, çiçeklenme döneminde yaşanan don zararının teminat kapsamı dışında olduğunu, müvekkilinin yokluğunda ve tek taraflı olarak yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunun delil olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının taşınmazlarında bulunan kayısı ağaçlarında don sebebiyle zarar meydana geldiği, zararın 76.729,20 TL olarak tespit edildiği, davalı vekili tarafından ıslah edilen miktarlar yönünden alacağın zamanaşımına uğradığı yönünde itirazda bulunulmuşsa da dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1268. maddesi ile ıslah tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1420. maddesi hükmü ve Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Genel Şartları’nın tazminatın ödenmesi başlığı altında yer alan B.7. maddesi bir arada değerlendirildiğinde iki yıllık zamanaşımının son hasat tarihinden önce başlamayacağı, son hasat tarihinin bir kısım poliçelerde 16.08.2010, 841688 nolu poliçede ise 15.08.2010 tarihi olduğu ve ıslah tarihi olan 07/08/2012 tarihi itibariyle ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımının dolmadığı ve iptal zeyili kapsamında davacı adına 18.399,34 TL alacak kaydedildiği, dava dilekçesindeki bedel ile ıslah edilen bedelin toplamından davacı adına alacak kaydedilen tazminat miktarının mahsubu gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 58.329,86 TL"nın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen tutarın 7.500,00 TL"sine dava tarihi olan 08/06/2010 tarihinden, bakiye 50.829,86 TL"sine ise ıslah tarihi olan 07/08/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, devlet destekli bitkisel ürün sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen karar Dairemizin 03.11.2016 tarih 2015/10395 Esas 2016/8700 Karar sayılı ilamı ile “… Mahkemece, bu husus üzerinde durularak, prim iadesi yapılmış ise iade edilen tutarın tazminat tutarından indirilmesi gerekirken, davalı şirketçe rizikonun gerçekleştiği bilinerek zeyilname düzenlendiği şeklindeki yanılgılı değerlendirme ile davalı tarafın bu hususa ilişkin talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş…” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozma uyarınca karar verilmiş ise de her ne kadar zeyilnamelerde 3.434,33 TL, 8.495,20 TL, 4.247,60 TL, 2.222,21 TL’nın davacının lehine alacak kaydedildiği ifade edilmişse de, davalı anılan meblağların davacıya ödendiğine dair herhangi bir ispat vasıtası sunmamıştır. Bu bakımdan iadesine karar verilen prim tutarının tazminattan indirilmesi yerinde olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi