Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11749
Karar No: 2020/3651
Karar Tarihi: 26.06.2020

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11749 Esas 2020/3651 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/11749 E.  ,  2020/3651 K.

    "İçtihat Metni"

    I-TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.12.2019 tarih ve 2019/123421 sayılı yazısı ile; yasadışı silahlı terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan sanık ..."in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 169, 59 ve 3713 sayılı Kanun"un 5. maddeleri gereğince 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/05/2006 tarihli ve 2006/7 esas, 2006/35 sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07/04/2009 tarihli ve 2007/8927 esas, 2009/4018 karar sayılı ilâmı ile onanmak suretiyle kesinleşmesini müteakip, adı geçen hükümlünün memnu haklarının iadesine dair Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli ve 2006/7 esas, 2006/35 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün talebinin kabulü ile memnu hakların iadesine karar verilmiş ise de, anılan karara dayanak teşkil eden 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan, ""5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkum olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir."" şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olmasının gerekmesi karşısında, hükümlünün mahkum olduğu 3 yıl 9 ay hapis cezasının ek karar tarihi itibariyle infaz edilmediği anlaşılmakla, yasaklanmış hakların iadesine karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 03/12/2019 gün ve 94660652-105-44-15949-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.

    II-OLAY:
    Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 2004/8895 hazırlık sayısına kayden yürütülen, 14.10.2004 tarih 2004/34 esas sayılı görevsizlik kararı ile 5190 sayılı Kanun ile yetkili Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek 2004/257 hazırlık sayılı soruşturma dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesine müteakip 02.11.2004 tarih, 2004/256 hazırlık sayılı karar ile bir kısım şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen soruşturma kapsamında; yasa dışı terör örgütü PKK/KONGRA-GEL örgütü mensubu olmak ve örgüte yardım, yataklık yapmak ve yasak yayın bulundurmak suçlarından ..., . hakkında 5190 sayılı Kanun ile yetkili Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.2004 tarihli 2004/250 hazırlık, 2004/61 esas ve 2004/47 numaralı, Malatya 3 no"lu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına tanzim edilen iddianamesi ile şüpheliler ... ve ..."ın yasa dışı PKK/KONGRA-GEL örgütünün sair efradı oldukları, diğer şüphelilerin ise örgüte yardım ve yataklık yaptıkları iddiası ile şüpheliler ... ile ..."in 765 sayılı mülga TCK"nın 168/2, 31, 33, 40 ve 3713 sayılı TMK"nın 5; diğer şüphelilerin ise 765 sayılı mülga TCK"nın 169, 31, 40 ve 3713 sayılı TMK"nın 5 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istenilmiştir.
    5190 sayılı Kanun ile yetkili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/238 esasına kayden yürütülen ve sanıklar ..."in atılı eylemleri bilerek ve isteyerek yaptıklarına dair delil bulunmadığından unsurları nedeni ile oluşmayan müsnet suçtan beraatlerine, sanıklar ... ve ..."in ise eylemlerine uyan TCK"nın 169, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, TCK"nın 31, 33, 40 maddeleri gereğince cezalandırılmalarının iddia makamınca mütalaa olunduğu anlaşılan yargılama sonunda, CMK"nın 250. maddesine göre görevli Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.06.2005 tarih, 2004/238 esas, 2005/71 karar sayılı kararı ile özetle; sanıklar ... ..., "in beraatlerine; sanıklar ... ve ..."in ise eylemlerine uyan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"ya göre daha lehe hüküm içeren 765 sayılı TCK"nın 169, 5252 sayılı Yürürlük Kanununun 6, 3713 sayılı TMK"nın 5, TCK"nın 59, 31, 40 maddeleri gereğince 3"er sene 9"ar ay hapis cezası ile 3"er sene müddetle kamu hizmetlerinden yasaklanmalarına dair verilen kararın, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 20.12.2005 tarihli ilamı ile tanıkların beyanlarını içeren ve hükme esas alınan 13.12.2004 tarihli duruşma tutanağının bazı sayfalarında naip hakim imzasının bulunmaması nedeni ile sair yönler incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 2006/7 esas, 2006/35 karar sayılı 04.05.2006 tarihli kararı ile özetle; beraat eden sanıklar hakkında beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden ayrıca karar ittihazına yer olmadığına, sanıklar ... ve ..."in eylemlerine uyan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"ya göre daha lehe hüküm içeren 765 sayılı TCK"nın 169 ve

    5252 sayılı Yürürlük Kanununun 6. maddeleri gereğince ağır hapis cezası hapse tahvil olunarak, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 59, 31 ve 20. maddeleri gereğince 3"er sene 9"ar ay hapis cezası ile 3’er sene müddetle kamu hizmetlerinden yasaklanmasına karar verilmiştir.
    Hükmün ilgili kısmı; "765 sayılı TCK"nun 31 ve 20 ncı maddesi gereğince ve sanıklara tertip olunan hürriyeti bağlayıcı cezanın tahvil öncesi niteliği süresi ve cezanın nevindeki değişikliği yürürlük yasasından kaynaklandığı göz önü edilerek sanıkların 3’er sene müddetle kamu hizmetlerinden yasaklanmasına," şeklindedir.
    Karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.04.2009 tarih 2007/8927 esas ve 2009/4018 karar sayılı onama ilamı ile kesinleşmiştir.
    Süreçte sanık müdafiinin kanun yararına bozma ve karar düzeltme/itiraz istemlerinin reddedildiği ayrıca emanet eşyaların müsaderesine dair 03.02.2012 tarihli ek kararın verilerek kesinleştiği görülmüştür.
    Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen 24.09.2009 tarihli yerine getirme fişinde hükümlü ... hakkında "3 yıl kamu hizmetlerinden geçici yasaklılık kararının" 17.08.2009 tarihinde yerine getirildiğinin, hükümlüler hakkında tanzim edilen kesinleşme şerhlerinde ise 07.04.2009 tarihi yerine 07.04.2008 tarihinin yazıldığı görülmüştür.
    Tutanaklarda illegal yollardan yurt dışına çıktığı bilgisinin alındığı belirtilen ve Cumhuriyet Başsavcılığınca çıkartılan 2012/1-101 sayılı yakalama emrinin infaz edilemediği anlaşılan hükümlü hakkında, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının hükmolunan cezanın infaz edilmemesine karar verilmesine yönelik istemi doğrultusunda Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.05.2019 tarih, 2019/577 değişik iş sayılı kararı ile özetle; "Kapatılan Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.05.2006 tarih ve 2006/7-35 E-K sayılı kararı ile yasadışı silahlı örgüt mensuplarına hal ve sıfatlarını bilerek yardım etmek suçundan 765 sayılı TCK"nun 169 maddesi uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.04.2008 tarih ve 2007/9927 Esas, 2009/4018 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, hükmün infaza verildiği, hükümlünün atılı suç nedeniyle 13.10.2004 ile 13.01.2005 tarihleri arasında tutuklulukta kaldığı, hükmün infaza verilmesi sonrasında hükümlünün bakiye cezasının infazı hakkında yakalama emri çıkartıldığı, 5237 sayılı TCK"nın ceza zamanaşımını düzenleyen 68. maddesine göre ceza zamanaşımının gerçekleşmesi, infaza konu mahkumiyet hükmünü ortadan kaldırmayıp, sadece mahkumiyet hükmünün infaz edilmesini engellemediği, dosya kapsamına göre kesinleşme tarihinden itibaren zamaşımını kesen herhangi bir işlem bulunmadığından, infaz edilemeyen, bakiye ceza miktarı itibariyle (TCK 68) ceza zamanaşımının 10 yıl olduğunu, onama tarihinden itibaren dolduğu görüldüğünden talebin kabulüne" karar verilerek, bakiye cezasının ceza zamanaşımının dolması nedeniyle infaz edilmemesine dair itiraz yolu açık olmak üzere 23.05.2019 tarihinde kesinleşen karar verilmiştir.
    Sanık müdafiinin 24.05.2019 tarihli dilekçesi ile memnu hakların iadesine karar verilmesi talebinde bulunulması üzerine; Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin

    28.05.2019 tarihli ek kararı ile Cumhuriyet savcısının mütalası doğrultusunda özetle; "hükümlünün cezasının ceza zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle infaz edilmemesine dair karar verildiği ve kararın kesinleştiği, dolayısıyla hükümlü hakkındaki hak mahrumiyetine neden olan yasaklılıkların da tüm hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kalkacağı anlaşılmakla talebin kabulüne karar verildiği" belirtilerek, Kapatılan Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.05.2006 tarih ve 2006/7 esas, 2006/35 karar sayılı ilamı ile verilen tüm yasaklanmış hakların geri verilmesine, itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Karar hükümlü müdafiine kalemde tebliğ edilmiş ve 11.06.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
    Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün 26.08.2019 tarihli yazısında, 5352 sayılı Kanunun 13/A maddesi uyarınca cezanın infaz edilmemesine yönelik karar verildiği, ceza zamanaşımı süresi hesaplandığında ve infaz tarihinin 07.04.2018 olduğu dikkate alındığında, kanunda öngörülen 3 yıllık sürenin geçmemesi sebebi ile yasaklanmış hakların iadesine karar verilemeyeceğinden ek karar ile ilgili gereğinin yapılması hususunda Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulmuştur.
    Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 25.09.2019 tarihli görüşü ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne ek kararın kanun yararına bozulması hususunda başvuruda bulunması üzerine, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 03.12.2019 tarihli talebi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kesinleşen ek kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
    III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Kesinleşen mahkumiyet hükmüne yönelik ceza zamanaşımı süresinin dolması nedeni ile bakiye cezasının infaz edilmemesine karar verilen hükümlünün memnu haklarının iadesine dair verilen ek kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.

    IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    01.06.2005 tarihinde ceza adalet sisteminde temel yasalar değiştirilmek suretiyle yeni bir dönem başlatılmıştır. 5352 sayılı Kanunun 13/A maddesinin gerekçesinde de açıklandığı üzere; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkumiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu düşünülmediği için, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 121-124. maddeleri ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 416-420. maddelerinin yerine ikame olmak üzere yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesine ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır.
    Ancak, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun geçici 2. maddesinde, diğer kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin, belli hakları kullanmaktan süresiz olarak yoksun bırakılmasına ilişkin hükümleri saklı tutulmuş, Anayasanın 76. maddesi ile özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetlerin arşiv bilgilerinin silinmesi kabul edilmemiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki süresiz hak yoksunluğu doğuran bu hükümlere rağmen, yasaklanmış hakların geri verilmesi

    yolunun kapalı tutulması, uygulamada ciddi sorunlara yol açtığından, 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 38. maddesiyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanununa 13/A maddesi eklenmek suretiyle yasaklanmış hakların geri verilmesi/memnu hakların iadesi müessesesi yeniden Türk ceza adalet sistemindeki yerini almıştır.
    5352 sayılı Kanunun "Yasaklanmış hakların geri verilmesi" kenar başlıklı 13/A maddesi şöyledir:
    "(1)5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
    a)Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
    b)Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.
    (2)Mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukukî nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.
    (3)Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.
    (4)Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet Savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
    (5)Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir.
    (6)Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adlî sicil arşivine kaydedilir.
    (7)Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır."
    Kanun maddesinin sarahatine ve gerekçesinde işaret olunan amaç ve kapsamına nazaran, her ne kadar 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkumiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğuna yer verilmemiş ise de, Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilecektir. Burada hükümlünün mahkumiyetinin, mülga 765 sayılı ya da mer"i 5237 sayılı Ceza Kanunlarına veya ceza öngören özel kanunlara dayanmasının bir önemi bulunmamaktadır. İadesine karar verilecek yasaklanmış haklar, Anayasanın 76.

    maddesi gibi, belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı süresiz hak yoksunluklarına ilişkindir.
    Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53"üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
    a)Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
    b)Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.
    Diğer taraftan ceza zamanaşımını düzenleyen mülga 765 sayılı TCK ve mer"i 5237 sayılı TCK"nın ilgili maddeleri ise şu şekildedir:
    765 sayılı mülga TCK
    Madde 112 – Bu maddede yazılı cezalar aşağıdaki müddetlerin müruriyle ortadan kalkar:
    ...
    4-Beş seneye kadar ağır hapis veyahut hapis veya muvakkat sürgün veya muvakkaten hidematı ammeden memnuiyet cezalariyle ağır cezayı nakdi hükümleri on sene... geçmesiyle ortadan kalkar.
    Madde 115 – (Değişik: 11.6.1936-3038/1 md.)
    Amme hizmetlerinden muvakkat memnuiyet yahut diğer bir ıskatı ehliyet cezası veya bir meslek ve sanatın tatili icrası sair cezalara zam ve ilave edildiği veyahut bir hüküm neticesi olduğu takdirde ıskatı ehliyet ve tatili meslek ve sanat cezaları, onlar için muayyen olan müddetin iki misline muadil bir müddet geçmedikçe sakıt olmazlar ve işbu müruru zaman aslı mücazatın sakıt olduğu tarihten itibaren cereyana başlar.
    Madde 122 – (Değişik : 11.6.1936 - 3038/1 md.)
    (Değişik birinci fıkra : 21.11.1990 - 3679/6 md.) Yukarıdaki maddede yazılı ceza, şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya bağlı olduğu halde, buna mahkum olan ve işlemiş olduğu cürümden dolayı pişmanlık duyduğunu ihsas edecek surette iyi hali görülen kimse, asıl cezasını çektiği veya ceza af ile ortadan kalktığı tarihten itibaren üç ve zamanaşımı ile düşmüş olduğu surette düştüğü tarihten itibaren beş yıl geçtikten sonra memnu haklarının iadesini talep edebilir.
    Eğer bu mahrumiyet ve ıskatı ehliyet cezaları diğer bir cezaya ilaveten tertib olunmamış ise memnu hakların iadesi ancak hüküm ilamının kat"ileştiği tarihten itibaren beş sene sonra istenebilir.
    5237 sayılı TCK
    Ceza zamanaşımı
    Madde 68- (1) Bu maddede yazılı cezalar aşağıdaki sürelerin geçmesiyle infaz edilmez:
    ...
    e) Beş yıla kadar hapis ve adlî para cezalarında on yıl.
    Ceza zamanaşımı ve hak yoksunlukları

    Madde 69- (1) Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunluklarının süresi ceza zamanaşımı doluncaya kadar devam eder.
    Silahlı terör örgütüne yardım etmek suçundan hükümlü ..."in, eylemine uyan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"ya göre daha lehe hüküm içeren 765 sayılı TCK"nın 169, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 59, 31 ve 20. (5252 sayılı Yürürlük Kanununun 6. maddeleri gereğince ağır hapis cezası hapse tahvil olunarak) maddeleri gereğince 3 sene 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 3 sene müddetle kamu hizmetlerinden yasaklanmasına dair 5190 sayılı Kanun ile yetkili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/7 esas, 2006/35 karar sayılı 04.05.2006 tarihli kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.04.2009 tarih, 2007/8927 esas ve 2009/4018 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğinin görülmesine,
    Beş yıla kadar hapis ve adlî para cezalarında ceza zamanaşımının, gerek 5237 sayılı TCK"nın 68/1-e gerekse 765 sayılı TCK"nın 112/4 maddelerinde on yıl olarak belirlenmiş olmasına ve fakat kamu hizmetlerinden yasaklanma hükmü yönünden, 765 sayılı TCK"nın 122. maddesi gereğince memnu haklarının iadesinin talep edilebilmesi için asıl cezanın zamanaşımı ile düşmüş olduğu surette düştüğü tarihten itibaren beş yıl geçmiş olması aranırken 5237 sayılı TCK"nın 69/(1). maddesine göre; cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunluklarının süresinin ceza zamanaşımı dolunca sona ereceğinin hükme bağlanmış bulunmasına, 5252 sayılı Kanunun 9/(3) maddesinde; "Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." denilmekle birlikte, uyarlama yargılamasında sonuç cezanın belirlenmesi bakımından ceza zamanaşımına ilişkin hükümlerin tatbik imkanının bulunmaması nedeniyle ceza zamanaşımı ve buna bağlı olarak hak yoksunluklarına dair lehe yasa belirlemesinde, iş bu cezanın tespit edildiği 765 sayılı TCK hükümlerinden bağımsız olarak, bir yönüyle infaz hukukuna taalluk eden 5237 sayılı TCK normlarının uygulanmasının "karma uygulama yasağı" kapsamında değerlendirilemeyeceği, aksi halin sonuç cezayı belirleyecek olan İlk Derece Mahkemesini ceza zamanaşımı ve buna bağlı olarak hak yoksunlukları yönünden daha lehe hüküm içeren ceza kanununa göre bir uygulama yapmaya zorlayarak, TCK"nın 61. maddesinde öngörülen ilkelerin göz ardı edilmesini sonuçlayacağının anlaşılmasına nazaran;
    Kamu hizmetlerinden yasaklanma hükmü bakımından 5237 sayılı TCK"nın 69/(1). maddesinin, 765 sayılı TCK"nın 122 maddesine göre açıkça lehe düzenleme içermesi ve bu düzenleme ile cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunluklarının süresinin ceza zamanaşımı doluncaya kadar devam edeceğinin hükme bağlanmış olması, somut olay yönünden, 11.06.2019 tarihinde kesinleşen Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.05.2019 tarihli, "hükümlünün cezasının ceza zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle infaz edilmemesine dair karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakla tüm yasaklanmış hakların geri verilmesine," dair kararında hukuka aykırılık bulunmaması karşısında yerinde görülmeyen talebin reddine karar verilmiştir.
    V-SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.12.2019 tarih ve 2019/123421 sayılı kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi