Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2444
Karar No: 2018/1268
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/2444 Esas 2018/1268 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2016/2444 E.  ,  2018/1268 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -
    Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan teminatların kesilmesinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli talebinden, karşı dava ise aynı sözleşmelerden kaynaklanan alacağın tahsili ibarettir. Davacı-karşı davalı taşeon, davalı-karşı davacı ise yüklenicidir.
    Davacı-karşı davalı taşeron vekili, müvekkilinin 12.11.2007 tarih ve 128.553,85 TL bedelli alt yapı yapım ve onarım işi ile ilgili faturalardan ve ayrıca 27.08.2005 ve 31.10.2005 tarihli 39.922,59 TL bedelli dini tesis yapım işi ile ilgili kesilen teminatın iadesine ilişkin faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine ... . İcra Müdürlüğü"nün 2011/5840 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı ile müvekkili arasında 18.07.2005 tarihli ... Sınırlarındaki Dini Tesislerin Çevre Düzenlemesi ve İhata Duvarı İşine İlişkin Taşeron Sözleşmesi ve 03.08.2006 tarihli ... Genelinde Altyapı Yapımı ve Bakımı ve Onarımı İşine İlişkin Taşeron Sözleşmesi olmak üzere iki ayrı sözleşme bulunduğunu, icra doyasına konu alacağın bu iki taşeron sözleşmesi nedeni ile kesilen teminatlarından kaynaklandığını, davalının müvekkilden kesmiş olduğu teminatları SSK"ya ceza olarak ödediğini iddia ettiğini, davalının bu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalının söz konusu SSK cezası ve sair masraflara ilişkin olarak daha önceden de müvekkilden haksız kesintiler yaptığını, ekte sunulan 13.11.2007 tarihli ve kesin hesap başlıklı belgeden de açıkça anlaşılacağı üzere davalının SSK"ya ve sair yerlere ödediğini iddia ettiği bedelleri müvekkilin alacağından mahsup ettiğini beyanla davalının haksız itirazının iptâline, davalının %40"tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı-karşı davacı yüklenici vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, davalı aleyhine hak ediş miktarına göre SSK tarafından "Asgari İşçilik Farkı"ndan kaynaklanan borç tahakkuk ettirildiğini, davalının bu borcu ödememesi üzerine müvekkil firma tarafından SSK"ya toplam 102.818,00 TL borç ödendiğini, ihale masrafı olarak toplamda 63.126,00 TL ödeme yapıldığını, ödemelerin taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklandığını, müvekkil şirket tarafından ödenen SSK borçlarının ve ihale bedellerinin toplamı olan 165.944,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece asıl davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, karşı davanın reddine karar verilmiş, karar davalı-karşı davacı yüklenici vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davalı-karşı davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece yapılan yargılama sonucu asıl davada talep edilen alacak ile karşı davada talep edilen alacak kalemleri mahsup edilmek suretiyle asıl davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur. Asıl ve karşı dava birbirinden bağımsız davalar olup, her bir davanın ayrı ayrı değerlendirilmesinin yapılması zorunludur. İki ayrı uyuşmazlığın karşı dava olarak aynı dosya üzerinden çözüme kavuşturulması da, asıl ve karşı davanın bağımsız niteliklerinin ortadan kalkmasına neden olmaz.
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; asıl davada talep edilen alacak ile karşı davada talep edilen alacak kalemleri ayrı ayrı incelenip her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir iken davacı-karşı davalı alacağının, davalı karşı davacı alacağından mahsup edilmek suretiyle asıl davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, karşı davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
    Öte yandan İİK 67/II. maddesi uyarınca borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için, alacağın likid başka bir deyişle belirlenebilir olması ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Oysa ki, dava konusu alacağın miktarı bilirkişi raporuyla belirlenmiş olup, likid değildir. Bu nedenle icra inkâr tazminatı talebinin de reddine karar verilmesi gerekir iken kabulü de doğru olmamıştır.
    O halde mahkemece yapılacak iş; asıl ve karşı dava yönünden HMK 297. madde hükmü gereğince mahsup yapılmaksızın her bir davacının alacak miktarları ayrı ayrı belirlenip hükme bağlamak, alacak likid bulunmadığından asıl davada icra inkâr tazminatı talebinin de reddine karar vermekten ibarettir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi