14. Hukuk Dairesi 2012/271 E. , 2012/1697 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.03.2009 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemleriyle açılmıştır.
Davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, davacı ticari defter ve kayıtları usulüne uygun tutulmadığından dolayısıyla dava kanıtlanamadığından bahisle istek reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Davalı icra takibine karşı verdiği itiraz dilekçesinde, akti ilişkinin varlığını kabul etmiş ve ancak davacının kumaş baskı ve boyama imalatını ayıplı yaptığını bu yüzden de reklamasyon faturası gönderildiğini bildirmiştir.
Görülüyor ki, taraflar arasında akti ilişkiyle cari hesap ilişkisinden kalan takip konusu miktarın talepnamede belirtildiği üzere 6.099,51 TL olduğu hususunda bir çekişme yoktur. Tüm çekişme, alacağın karşılığı olan kumaş baskı ve boyamaların ayıplı yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Hal böyle olunca, ayıbı ve ayıp ihbarında bulunulduğunu ispat yükü bunu savunan davalı iş sahibine düşer.
Mahkemece yapılması gereken iş, davalıdan ayıpla ilgili delillerini isteyip toplamak, istemi hasıl olacak sonuca göre bir karara bağlamak olmalıdır.
Değinilen yönün gözardı edilmesi suretiyle, ticari defterlerin durumuna bakılarak davanın yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.