17. Hukuk Dairesi 2014/26 E. , 2015/10941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kazan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2009/103-2013/306
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar Ö.. G.. ve İ.. G.. vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 20.10.2015 Salı günü davalılar Ö.. G.. ve İ.. G.. vekili Av. A. K. geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve ....."si oldukları aracın çarpması sonucu müvekkilinin yaralanarak daimi maluliyete uğradığını belirterek ıslahla birlikte 245.868,20 TL geçici ve sürekli iş göremezlik zararının tüm davalılardan, 30.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar İsmail ve Ö.. G.. vekili, kazada asıl kusurun davacıda olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı sigorta şirketi vekili, müvekkilinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 1.590,78 TL geçici iş göremezlik, 244.277,42 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 245.868,20 TL maddi tazminatın -davalı sigorta şirketi dava tarihinden, diğer davalılar kaza tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olmak üzere- anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar Ö.. G.. ve İ.. G.."den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.; hüküm, davalılar Ö.. G.. ve İ.. G.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Ceza Mahkemesinde alınarak hükme esas olan 16.12.2009 tarihli raporda, davalı sürücünün kendisi ile aynı istikamette yürüyen davacıya çarptığı şeklinde kabul edilen olayda davalı sürücüye 2/8, davacıya 6/8 oranında kusur verilmiş, mahkemece aldırılarak hükme esas alınan 21.06.2012 tarihli ATK raporunda ise, davacının kaplama dışında ve davalının aksi istikametinde yürüdüğü kabul edilmiş ve tüm kusur davalı sürücüye verilmiştir.
6100 Sayılı HMK"nın 266. maddesine göre “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” Davacının ceza dosyasındaki, Kazan istikametinden köye doğru yolda kaplama üzerinde yürüdüğünü açıkça ifade eden beyanları karşısında, davacının kaplama dışında ve farklı bir istikamete doğru yürüdüğünü kabule imkan yoktur. Bu oluşa göre davacının da bir miktar kusurlu olduğu anlaşılmakla, mahkeme hakimi tarafından HMK 266. maddesindeki hükme göre kusurun hukuki konu olduğu gözönüne alınarak kusur oranları tespit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı tespitler içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bozma kapsam ve nedenine göre, davalılar Ö.. G.. ve İ.. G.. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Ö.. G.. ve İ.. G.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma kapsam ve nedenine göre, davalılar Ö.. G.. ve İ.. G.. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar Ö.. G.. ve İ.. G.."e verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Ömer ve İ.. G.."e geri verilmesine 20.10.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.