Esas No: 2019/1324
Karar No: 2019/3150
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/1324 Esas 2019/3150 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
.......
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, asliye hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ......köyünde bulunan toplam üç parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu ileri sürerek taşınmazların adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece fen ve orman bilirkişi raporlarında (A), (B2) ve (C2) işaretli taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine, (B1) ile işaretli 5658,38 m² ve (C1) ile işaretli 5471,82 m² yüzölçümlü bölümlerinin davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/11/2013 gün ve 2013/9032 E. - 10758 K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle, “Davacı, çekişmeli taşınmazların tapu siciline kayıtlı olmadığı iddiasıyla MK"nın 713. maddesi uyarınca tescilini talep etmiştir. Anılan madde uyarınca dava konusu taşınmazın davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurması yanında karar kesinleşinceye kadar tapu siciline de kayıtlı olmaması gerekir. Dairece temyiz aşamasında iade üzerine düzenlenen ek bilirkişi raporuna göre yörede 1982 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda tescil harici bırakılan taşınmazlara ilişkin olarak ek kadastro yapıldığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu taşınmazların bu kadastroda tespit görüp görmediği kadastro müdürlüğünden sorulmalı, tespit gördüğü ve haklarında tespit tutanağı düzenlendiğinin belirlendiği takdirde 3402 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca 5 ve 27. maddeleri uyarınca kadastro tutanağı düzenlendiği andan itibaren kadastro mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmelidir. Şayet taşınmazlar hakkında tespit tutanağı düzenlenmemiş ise görevli mahkeme genel mahkemeler olduğu gözönününde bulundurularak 1988 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktaları ile birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği, en eski tarihli hava fotoğrafı ile bunların yorumlanması sonucu üretilen memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tespit tarihinden 15-20 yıl önce en az iki zamanda bir birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritaları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen..... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan ve bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı arifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli, imar, ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, üzerinde sürdürülen
....
zilyetliğin, başlangıç ve süresi, tasarruf sınırları, niteliği, konumu ve kullanım durumu, taşınmazın üzerindeki meyve ağaçlarının dağılımı, kapalılık durumu, toprağın alt ve üst florası, ağaçların aşılı olup olmadığı, fındıkların ilke kez dikilip dikilmediği ile gençleştirme yapılıp yapılmadığı kesin olarak belirlenmeli, keşifte hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dosyaya eklenmeli, bilirkişilerden memleket haritaları ile kadastro paftası ve orman kadastro haritası ölçekleri eşitlenerek ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle orman kadastro sınırı, dava konusu taşınmazın sınırı memleket haritaları üzerinde gösterir rapor alınmalı bundan sonra tüm deliller değerlendirilerek ve çekişmeli taşınmazın (A), (B2) ve (C2) ile gösterilen taşınmazlara ilişkin açılan davanın rededdildiği ve bu hükmün davacı aleyhine temyiz etmediğinden kesinleştiği gözönüne alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir” denilmektedir.
Yargılama sırasında kadastro müdürlüğü yörede 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışması sırasında dava konusu taşınmazlar hakkında 140 ada 3, 6, 7 ve 9 parsel sayısı verilerek kadastro tespiti yapıldığı, taşınmazların tutanaklarında belirtilen nitelik ve yüzölçümleri ile davacı ... adına tespit edildildiği bildirilerek kadastro tespit tutanakları kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro mahkemesince her iki dava dosyası birleştirildikten sonra yapılan yargılama sonucu taşınmazların orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine, taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 1982 yılında yapılmış ve sonuçları 31.12.1982 - 31.11.1983 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir. Orman Kadastrosu 1998 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
1) Davacı gerçek kişinin çekişmeli 140 ada 3, 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu ve bu tür yerlerin 20.11.2012 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 16. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu, HGK"nın 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034, 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039, 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-581 sayılı kararlarında da açıklandığı gibi bu tür yerler kesinleşen orman kadastro sınırları dışında bulunsa bile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacağından özel mülk olarak kişiler adına tescil edilemeyeceği belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, bu taşınmazlar hakkındaki yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına,
2) Davacı gerçek kişinin çekişmeli 6 numaralı parsel hakkındaki temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece taşınmazın orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle yazılı biçimde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, yapılan inceleme ve araştırma da taşınmazın öncesinin hukuki niteliğini, öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden veya zilyetlikle kazanmaya elverişli olan yerlerden olup olmadığını belirlemeye yeterli değildir. Şöyleki, 21/05/2015 havale tarihli fen bilirkişi raporu ekindeki kadastro paftası ile ortofoto haritası çakıştırmasına göre 6 numaralı parselin kuzeyinde 1111 parsel sayılı taşınmaz ile yine kuzeybatısında 247 parsel sayılı taşınmaza bitişik olduğu, 1111 parsel sayılı taşınmazın ......ait kamulaştırma parseli, 247 parsel sayılı taşınmazın ise tespitte tapu kaydına dayanılarak kişi adına tapusu
......
oluşan taşınmaz olduğu, bu haliyle dört bir tarafı orman parseli olmadığından orman içi nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Keza, 13/10/2015 havale tarihli orman bilirkişi raporunda taşınmazın 1944 tarihli hava fotoğrafı görüntüsünde tamamı beyaz renkli üzerinde boylu ağaç olmayan alan içinde olduğu, 1960 tarihli memleket haritasının uygulanmasında ise büney bölümünün devamındaki gibi yapraklı ağaçlarla örtülü yeşil renkli orman olduğu, kuzey bölümünün ise beyaz renkli münferit ağaç bulunan alan olduğu, eğiminin %15-35 arasında olduğu, kısmen yapay olarak /0-10’a kadar indirildiği, üzerinde (keşif tarihi itibariyle) binalar, binalara ulaşım yolları, kısmen fındık bahçesi, kısmen açık alan, ev kenarı sebzelik ve kuzey kısmı meyvelik vasfında olduğu ve içinde orman bitki örtüsü bulunmadığı belirtilmektedir. Ziraat bilirkişi 6 nolu parseli açıklarken güney kısmında fındık tarımı yapıldığını, kuzeyinde değişik yaşlarda ve cinste erik, armut ve kurumuş ceviz ağaçları bulunduğunu, ceviz ağaçlarının yaklaşık 50 yıllık olduğunu, sonuç kısmında da keşif tarihinde tarım arazisi olduğunu, öncesinin orman olduğunu belirtmiştir. Anılan her iki bilirkişi raporunda taşınmazın tamamının mı yoksa bir kısmının mı öncesi itibariyle orman olduğu, üzerinde bulunan ağaçların yaşı, adedi, öncesinde üzerinde orman bitki örtüsü bulunup bulunmadığı izah edilmemiş, orman olmayıp, imar ihya edilerek kullanılan yerlerden ise imar ihyanın başladığı ve bittiği tarihler, imar ihya olgusu açıklanmamış, zilyetliğin türü, süresi belirlenmemiş, öncesinden beri zilyetliğe konu yerlerden ise yine bu olgu detaylıca tespit edilmemiştir. Özetle, bu taşınmaz hakkında yapılan orman araştırması ve zilyetlik araştırması hüküm kurmaya yeterli değildir. Taşınmazın öncesinin hukuki durumu, eylemli durumu, orman olup olmadığı, zilyetlikle iktisaba elverişli olup olmadığı, zilyetlik şartlarının oluşup oluşmadığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Her ne kadar davacı gerçek kişi vekili temyiz itirazında tapu kaydı olduğunu bildirmiş ise de hükümden önceki, bozma öncesi dahil, böyle bir delile dayanmadığı, davanın zilyetlik nedenine dayalı açıldığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için; taşınmaza komşu 1111 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma evrakları ile 247 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tedavülleri ve 1944, 1954, 1976, 1979 ve 1988 tarihli hava fotoğrafları mahkemede bulunduğundan (iade üzerine getirtilmiştir) bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ile en eski tarihli ortofoto haritaları ve tescil davasının açıldığı 2007 yılından 20 yıl öncesine ait ortofoto haritaları Harita Genel Komutnalığından araştırılarak varsa getirtildikten sonra daha önceki keşiflerde görev almamış, halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerde görev yapmayan bu konularda uzman bir orman bilirkişi, bir ziraat mühendisi bilirkişi ve bir jeodezi ve fotogrametri harita mühendisi marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu (hava fotoğrafları, memleket haritaları, varsa ortofoto haritaları, amenajman planı) belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin orman sayılan yerlerden; 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında orman içi açıklık olup olmadığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli raporlarla belirlenmeli, bu nedenle öncesi itibarıyla orman ve
......
orman içi açıklık olmadığı belirlenen bölümlerle ilgili olarak; böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri uyarınca emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunlu olduğundan stereoskopik hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı fen bilirkişilerince stereoskopla incelenmeli, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, eğim durumu, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazların kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla sözü edilen hava fotoğraflarına aktarılmalı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü belirtir fotoğraflarla desteklenmiş, üzerindeki ağaçların yaş ve cinsini de gösteren bilimsel rapor alınmalı, yine 2007 yılı itibarıyla geriye doğru 20 yıl süreyle zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmeli, komşu taşınmaz kayıtları keşifte okunarak davalı taşınmaz yönünü ne olarak okudukları belirlenmeli, tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı gerçek kişinin dava konusu 140 ada 3, 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere ilişkin hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, 149 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazlarının kabulü ile bu parsele ilişkin hükmün BOZULMASINA 06/05/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.