Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6608
Karar No: 2013/11515

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/6608 Esas 2013/11515 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davanın konusu, davacı tarafından orman sayılan alan olarak iddia edilen 14502,63 m² yüzölçümlü taşınmazın tapusunun iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemidir. Mahkeme tarafından kesinleşen tapulama tutanaklarının askı süresini takiben 10 yıl geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından hükmedilenin usul ve kanuna aykırı olduğuna karar verilmiştir. Mahkeme, bozma kararına uymuş ve davanın kabulüne ve tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermiştir. Davalı tarafın temyiz itirazları kabul edilmemiş ve hüküm onanmıştır. Kanun maddeleri olarak ise 766 sayılı Kanun'un 31/2. maddesi ve 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesi örnek olarak verilmiştir; ancak bu maddelerde özel mülkiyete konu olamayacak, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında Hazine tarafından açılacak davalarda 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup olmadığına dair açık bir hüküm bulunmamaktadır.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2013/6608 E.  ,  2013/11515 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi, dava dilekçesi ile... Köyü, 114 ada 7 parsel sayılı 14502,63 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, tapulama tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/11/2011 gün ve 2011/12150-12467 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece, çekişmeli parselin kadastro tesbitinin askı suretiyle ilânını takiben 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, 5841 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen üçüncü tümcesinde yer alan “iddia ve taşınmazın niteliğine…” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararıyla iptal edilmiş olup, gerekçeli karar 23/07/2011 tarih ve 28003 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde, özel mülkiyete konu olamayacak, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında Hazine tarafından açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve özel şahıslar ile Hazine arasında bir ayrım da içermemekte ise de, “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı konusundaki Yargıtay kararları yerleşik içtihat halini almıştır (Örneğin: Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/1-19 E. 2002/97 K.; 09.06.2004 gün ve 2004/1-335 E. 2004/354 K.; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 – 4268; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/1911-3034; 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün ve 2008/1564-5261 sayılı kararları). Açıklanan hususlar gözetilerek, mahkemece yargılamaya devam edilip, tarafların sav ve savunmaları ile delilleri sorulup oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğuna] değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu... Köyü, 114 ada 7 nolu parselin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Bölgede 1956 yılında yapılan arazi kadastrosu bulunmaktadır. Orman kadastrosu çalışması yapılmamıştır.
    Çekişmeli taşınmazında içinde bulunduğu yerler 1956 yılında yapılan arazi kadastrosunda 462 ilâ 468 parsel numarası ile mayıs 1945 tarihli 45 ilâ 151 nolu, ilk geldisi K.Evvel 329 tarihli 37 nolu olan tapu kaydı uygulanarak gerçek kişiler adına tesbit ve tescil edilmişler, 1963 ve 1997 yıllarında yapılan ifrazlar sonucu dava konusu taşınmazlara ayrılmışlar, 1993 yılında davalı şirket tarafından satın alınmışlardır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre çekişmeli taşınmazın doğal eğiminin % 34 olduğu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada tamamının çalılık vasfında ağaççıklarla kaplı koyu renkli alanda görüldüğü, toprağının halen orman toprağı özelliği taşıdığı, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinin karşı kavramından toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilerle örtülü yerlerin orman sayılacağı ve 20.11.2012 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 14. maddesinin (o) bendi gereğince bilimsel olarak eğimi % 12’den fazla yerler orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyacağından aynı yönetmeliğin 16/ı maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerektiği, taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olduğu saptandığından dayanak tapu kaydı uysa bile 4785 sayılı Kanun ile hukukî değerini yitirdiği ve ormanlarda sürdürülen zilyetliğe de değer verilemeyeceği belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 12.12.2013 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi